SARI TORBA MÜPTELÂSI: PKK - 2

 

 

PKK; birçok ülke tarafından, Dünyâ’ya ve özelde “Türk’e bakış açısı”na bağlı olarak “özde terör örgütü” ya da göstermelik şekilde “sözde terör örgütü” olarak tanımlanmıştır.

 

Ancak:

 

     *PKK; Rusya,   Çin, Hindistan, İsviçre, Mısır, İsrâîl, Tunus, Suudi Arabistan, Ukrayna ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler tarafından terör örgütü olarak görülmemekte ve Türkiye’nin bütün gayretine rağmen görmemekte de ısrâr etmektedir.

 

    *En başta ABD, İsrâîl,  Rusya, Fransa ve Almanya olmak üzere; PKK’yı “En kanlı terör örgütü” olarak gören ve görmeyen uluslararası örgütler ile yaklaşık 140 ülke tarafından:

 

       -Ciddi ve istikrarlı bir şekilde; “ancak bir devlete verilecek nitelikte” sosyal, siyâsî,  ekonomik, askerî ve lojistik destek verilmekte ve PKK üzerindeki baskısı nedeniyle Türkiye’ye ambargo bile uygulanmaktadır.

 

              -PKK’nın eylemleri, terör değil “özgürlük savaşı” olarak görülmektedir.

 

       -PKK’lılar, terörist olarak değil; “asker”, “vatansever” ve “savaşçı” olarak görülmektedir.

 

PKK da kendisini destekleyen ve kendisine hayat veren ülke ve örgütlerin bu iş birliğine karşılık; eylem alanı olarak seçtiği ülkelerde, söz konusu ülkelerin ve örgütlerin siyâsî ve ekonomik amaçlarının gerçekleştirilmesine yönelik olarak “vekil savaşçı” niteliğinde hareket etmektedir.

 

Maal’esef;  “sözde lider” olmaktan ÇIKARTILMIŞ ve “geniş bir kitleyi etkileyen ve yönlendiren lider” hâline ve "Türkiye'nin selâmeti için ağzına gözüne bakılır" hâle GETİRİLMİŞ bir kişi olan Abdullah Öcalan:

 

     *16 Şubat 1999 günü 03.00'ten beri Türk Devleti’nin elinde olup 29 Haziran 1999 târihinde oy birliği ile îdâma ve ÎDAM CEZÂSININ “Apo’nun îdâm edilmemesi için” KALDIRILMIŞ OLMASI sebebiyle de müebbed hapse mahkûm edilmiştir.

 

     *Terörizme yatkın karakterdeki Kürtler tarafından, Kürtler’i özgürlüğe kavuşturacak “Faşist  Türk Devleti’nin elinde esîr  olan bir önder ve kahraman” olarak görülmektedir.

 

PKK (Aslında KCK), sâdece terörizm ile yol almamıştır.

 

KCK, yasal görünümü sağlamak amacıyla çeşitli isimler altında:

 

     *Partileşmek sûretiyle: Özellikle SHP ve devâmı olan CHP ile iş birliği içinde SHP=CHP içine yuvalanarak ve güçlendiğini gördüğü süreçte de bağımsız olarak TBMM’ye girmeyi başarmıştır.

 

     *Oda, dernek ve vakıf gibi sivil toplum örgütlerini, ekonomik işletmeler ile basılı ve dijital medya organlarını ele geçirmek ya da kurmak sûretiyle: Kendisine müdâhale edilemez şekilde hukûkî, sosyal ve ekonomik alan açmış; kendisi tarafından “korkutulmuş ve sindirilmiş” ve “Kürt olduğu için ezildiğine inandırılmış” halk tabanını yakın markaja almış, halk tabanı ile ilişkisini sıcak ve diri tutmuştur.

 

Doğduğu andan îtibâren modern şehrin, medenî kolaylığın, kültür ve görgünün, iyi ve güzel ile iletişimin,  ortalama 18 YAŞINA KADAR YILDA 9 AY DEVLET’İN EĞİTİM VE DENETİMİ ALTINDA OLAN eğitimli gençlerin bile önemli bir kısmı; Devletin bütün gayretine rağmen “ovadaki KCK’lılar”ın kurduğu baskı ve propaganda nedeniyle “Türkiyelileşememiş” ve "dağdaki PKK’lılar"ın malzeme ve mühimmâtı hâline getirilmiştir.

 

KCK,  parti kapatma ve terör listesine alınma baskılarına tedbîr olması amacıyla parti isimlendirmede sürekli olarak evrim geçirse de “Türkiye ve Türk Milleti lehine” zırnık değişim göstermemiştir.

 

KCK,  siyâsî alanda: HEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP ve HDP ismi ile faaliyet göstermiş; son olarak HDP (Halkların Demokratik Partisi)’nin kapatılması ihtimâline karşı kurduğu stok parti DEM Parti (Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi) ve sessizliğe bürünmüş olsa da sotede yatmış şekilde kuyruk sallayan fino DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) adıyla siyâsî alanda faaliyetine devâm etmektedir.

 

Ayrıca; her ne kadar “vatanı müstevlîlerden kurtaran  ulu önder Atatürk’ün kurduğu CHP”nin vekîli olarak Meclis’te bulunsa da birçok CHP’li milletvekîli ile Meclîs içi ve dışındaki sol tandanslı partilerin tamâmının “vatanı bölmek ve parçalamak isteyen KCK"nın menfûr politikasının hayâta geçmesi için gayret eden vekiller ve partililer olduğu inkâr edilemez bir gerçektir.

 

Zeki Alasya ve Metin Akpınar’ın oynadığı “Aslan Bacanak” filminde olduğu gibi, tavanda gezen şeyin Kasımpaşa canâvârı yâni PKK=KCK olduğunu bile bile: PKK=KCK yıllarca; görmezden gelmek, hafîfe almak, Türk milletindeki kaygı ile korkuyu önlemek ve geçiştirmek adına “kedidir kedi!” avuntusuyla rahatlama misâli “3-5 çapulcudan oluşan eşkiyâ” olarak târîf edilmiştir.

 

Hâlbuki: Bölücülük kapsamındaki olayların çapı ve şiddeti, olaylara liderlik eden ve katılan kişilerin kimliği, ölen ve öldürülen insan sayısı, ekonomik kayıplar, kişisel ve sosyal travmalar, PKK’nın kullandığı silâhlar, PKK’ya karşı kullanılan asker gücü ve silâh teknolojileri dikkate alındığında durum apaçık ortadadır:

 

     *Hasım taraf; 3-5 çapulcudan oluşan eşkiyâ, sözde lider ve sözde örgüt değil; uluslararası ve toplumsal desteği olan organize bir örgüttür.

 

      *Türkiye; terörle mücâdele değil, âdetâ düşük yoğunluklu bir savaş hâlindedir!

 

( D e v â m  E d e c e k )

NOT: 

     *"Sanat, hak ve halk içindir!" düstûruyla, elimiz ve dilimiz döndüğü kadar bir şeyler yazmaya çalışıyoruz.

     *Bu nedenle, yazı ve şiirlere yönelik yorumlarınız biz yazarlar için çok değerli! 

    *Yüz yüze ve telefonla görüşmelerde veyâ gazetedeki yorum bölümünde yorumda bulunan dostlara çok teşekkür ederim!

Etiketler : Ufuk ERDEM Türk Türkiye CHP KCK PKK HDP Apo Abdullah Öcalan Terör Terörist Çapulcu Bölücü Sarı Torba Aslan Bacanak Kasımpaşa Canavarı