Sultan Mahmut’un Tıkandı Baba’ya yardım etmek istemesiyle başlayan, nasip ve kader üzerine derin mesajlar taşıyan ibretlik hikâye...
Osmanlı padişahı Sultan II. Mahmut’un halkın arasına karışarak yaşadığı gerçek olaylardan biri, bugün hâlâ ders niteliğindedir. “Tıkandı Baba” lakaplı bir adamla tesadüfen karşılaşan Sultan, onun yaşadığı talihsizlikleri duyunca yardım etmek ister. Ancak ne yaparsa yapsın işler Tıkandı Baba için hep ters gider.
Bu hikâye yalnızca bir halk anlatısı değil, aynı zamanda nasibin ve alın yazısının önemine dair derin bir mesaj taşır. Hikâyenin sonunda Sultan Mahmut’un söylediği o meşhur söz ise her şeyin özeti gibidir:
“Vermeyince Mabud, neylesin Sultan Mahmut.”
Tıkandı Baba, kahvehanelerde çalışan sıradan bir çaycıdır. Günün birinde Sultan Mahmut kılık değiştirerek halkın arasına karışır ve bu kahvehaneye girer. Tüm dikkatini çeken şey ise herkesin “Tıkandı Baba” diye seslenmesidir. Merak eder ve hikâyesini sorar.
Baba anlatır: Rüyasında bir çeşmeden su akarken uğraştıkça suyun tıkandığını, sonunda tamamen kesildiğini görür. O günden sonra neye el atsa olmamaya başlar ve “Tıkandı Baba” olarak anılmaya başlar.
Sultan Mahmut, onun durumuna üzülür ve bir ay boyunca her akşam ona altın saklı baklava gönderilmesini ister. Tıkandı Baba ise baklavaları satarak geçimini sağlamaya çalışır. Ancak altınları hiç fark etmez.
Bir ay sonunda padişah durumu öğrenir ve onu hazinelerine götürerek bir kürek dolusu altını hediye etmek ister. Ancak Tıkandı Baba heyecandan küreği tersten sokar ve neredeyse hiç altın alamaz.
Sultan bu defa onu Üsküdar’a gönderip, attığı taş kadar arazi vermeyi teklif eder. Baba büyük bir kaya seçer ama taşı fırlatmaya çalışırken taş başına düşer ve oracıkta hayatını kaybeder.
Durumu duyan Sultan Mahmut derin bir nefes alır ve şöyle der:
“Vermeyince Mabud, neylesin Sultan Mahmut.”