KUSURUN EN SEVDİĞİM
Yazar Veda Beşgül’ ün romanı, “Kusurun En Sevdiğim” adlı roman raflarda yerini aldı.
Bazı insanlar hiç değişemezler…
Bazıları ise kendini geliştirmiş, farklı ortamlara girebilmiş, ruhunun sevdiği alanlarda kendini yetiştirmiş, hayata daha farklı yönden bakmasını becerebilmiştir.
Çok yönlü dediğimiz kişiler böyle olanlar…
Kendini geliştirip,aklındaki fikirleriyle yüreğiyle birleştirip, sanata çevirmesini bilen, bunu başarabilen bir yazarın kitabı var elimde, Veda Beşgül’ ün “Kusurun En Sevdiğim” adlı romanı..
Yazar şöyle diyor:
“Her insanın içinde bir cevher olduğuna inanan biriyim ben. Gün gelir o yetenek mutlaka kendine bir yol bulur ve parlar. Kusurun En Sevdiğim isimli kitabım da tam böyle oluştu. Uzun yıllar benliğimde yazıldı durdu ve sonrasında tam olarak ifade etmek istediğim şekilde çıktı. “En büyük ağırlığım. Dediğinden kurtulmak için çırpınan Gülsel’in hayatına okurlarımla eşlik etmek artık benim için kaçınılmaz olmuştu. Olay örgüsü Kastamonu’muzun bakir ilçesi, Karadeniz kıyısında, ormanla deniz arasında bir rüya gibi duran Çatalzeytin’de başlayan, Hollanda’ya kadar uzanan bir yaşam bu. Okurlarım hayata bakış açılarını değiştirecek bir yaşamın kıyısında yürüyecekler. Gülten’e yanaşıp onu sarmak isteyecekler ama asıl Gültel onları sarıp sarmalayacak.”
Ve ekliyor yazar, “bu romanı okurken özgüveninizin, mükemmeliyetçiliğinizin, vazgeçemediklerinizin ve kabullenmiş liginizin üzerindeki örtüyü kaldıracaksınız. Saklı gerçeklerinizle yüz yüze gelmeye hazır mısınız?”
Ne güzel söylemiş Veda Beşgül…
Evet,hazırız elbette…
Bana göre de yazar, acısını, sevincini öncelikle kendi iç dünyasını masanın üstüne yansıtıp gördüklerini önce kendine yazar.
Biz, o eserin derinliğini kendi derinliğimize göre algılarız…
Eserin sahibi kendi acısıyla yazmıştır, biz okurken eser sahibinin acısını değil, kendi acımızı duyarız.Yazarın acısı umurumuzda bile değildir. Bizi hiç ilgilendirmez. Yanan yanmıştır zaten. Bizde kendi acımızla yanarız. Biz kendi dünyamıza bakarız. Çünkü eserin acısı, verdiği duygu bize kendi acımızı anımsatır, biz kendi acımıza üzülürüz.
Yeni tanıştığımız her insan da bir tohum gibidir. Bazen tohum başak olur, bazen ot. Başak olanlar buğday verir, ot olanlar saman olur. İyi çiftçiler başak, kötü çiftçiler saman üretir...
Veda Beşyol ile tanışın, yazılarıyla, anlattığı öykülerle dost olun..
Veda Beşgül paylaşmanın değerini bilen,satırları arasında içimizde saklı kalan bir çok duyguyu okura aktarmayı sağlayabilen başarılı bir yazar. Çünkü kitaplar ve yazarlar insanların yüreğine ekilen tohumlar gibidir. Yazarın bu eseri bir değil binlerce başak yetiştirmeye vesile olabilecek bir güçte…
Değerli meslektaşımVeda Beşgül…
Sizi tebrik ediyor,başarılarınızın devamını diliyorum.
[Aşk Yazarı Mustafa Çifci - 11.06.2025]