SÖZÜN ÖZÜ (TRUMP ve BASIN AÇIKLAMALARI)

                                    TRUMP ve BASIN AÇIKLAMALARI

              Bu gazetede 17.02.2025 tarihinde “ABD SİYASETİ ve TRUMP “ başlığı altında yayınlanan yazımda  “ABD derin devletinin kuklası olarak seçilen 47. Başkan Donald Trump’ın ABD’nin diğer seçilen kuklalarından farkı, öz güveninin yüksek olmasıdır. Donald Trump;ABD’nin derin devletinin işlem ve eylemlerini sahiplenerek kendisinin işlem ve eylemi olduğunu eğip bükmeden ve/veya olduğu gibi ifade etmesi, talimatları yerine getirirken işlem ve eylemi “ben yaptım” diyerek  “öz güvenini” sergilemektedir. “ şeklinde ifade etmiştim.

  ABD Terör Devleti Başkanı Sn Trump’ın büyüklük kompleksli ruh hali ve öz güveni ABD’nin derin devletinin talimatlarını hiçbir analiz, inceleme, irdeleme ve/veya düşünce süzgecinden geçirmeden dünya basın yayın organlarına söz ve söylemlerini ifade etmesi ile Ülkemiz ve dünya yazılı ve görsel basınının muhabir ve düşünce üretici yorumcularının Trump’a söylettirilen söz ve söylemlerine anlam yükleyip dikkate alması, değerli bulması düşünme engelliliği ile doğru orantılıdır. 

ABD Derin devleti  TRUMP’a neyi söyletiyor;

- Trump: İran nükleer füzelere sahip olmaya birkaç hafta uzaklıktaydı

- Trump, '(İran) Anlaşmayı kabul etmeleri gerekirdi, onlar için harika bir anlaşmam vardı… Ama sonunda oralı olmamaya karar verdiler ve şimdi keşke kabul etseydik diyorlar,' dedi.

- Trump, Çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada, 'hala bir anlaşma yapılabileceğini' ve 'İran’ın nükleer silaha sahip olmaya sadece birkaç hafta uzaklıkta olduğunu düşündüğünü' belirtti.

- Trump 'İranlılar Beyaz Saray'a gelmek istiyor' dedi, “Tahran yalanladı”

- Trump'tan Dikkat Çeken Savaş Açıklaması! "Belki Müdahaleye Gerek Kalmayacak"

- Trump’ın sosyal medyada yaptığı ve İran’dan 'koşulsuz teslimiyet' talep ettiği paylaşımın ardından geldi. Trump aynı zamanda Hamaney’in yerini bildiklerini ama 'en azından şimdilik' onu öldürme planları olmadığını söylemiş,!!!!!!!!!!!!

Bütün bunları söyleyen “NÜKLEER SİLAHA SAHİP” kendini dev aynasında gören,pentagonu     (ABD’nin genelkurmay başkanlığı) ve 2 adet iş merkezi beslediği, büyüttüğü terör örgütünün teröristleri tarafından havadan vurulmuş karton ülkenin sözde Başkanı gerçekte ABD Terör Devletinin derin devletinin KUKLASI’dır.

-15.06.2025 tarihinde “ABD Başkanı Donald Trump, yakında İsrail ve İran arasında barış olacağını, şu anda birçok görüşme ve toplantı yapıldığını belirterek, “Çok şey yapıyorum ve hiçbir şey için takdir görmüyorum.” ifadesini kullandı.”

- Trump 17 Haziran'daki sosyal medya paylaşımında İran'a "koşulsuz teslim" olma çağrısı yapmıştı.

              -Trump, Amerika'nın İran'a saldırmayacağını söyleyemeyeceğini ifade etti.

             -18 Haziran'da Beyaz Saray'da soruları yanıtlayan Donald Trump, İran'a saldırı olasılığı için "Bunu yapabilirim de yapmayabilirim de... Kimse ne yapmak istediğimi bilmiyor" dedi.

               - Beyaz Saray: Trump İran kararını iki hafta içinde verecek

 -Trump, Tahran'ın müzakere etmek istediğini iddia etti ve "İranlılar Beyaz Saray'a gelmek istiyor" dedi.   “İran; Trump'ın bu açıklamasını yalanladı.”

              - Trump Beyaz Saray'daki konuşmasında İran'ın müzakerelere dönmek istediğini iddia etti. İran rejiminin hava savunmasının ortadan kalktığını da söyleyen Trump, "gelecek haftaya kadar, belki de bir haftadan kısa sürede önemli şeyler olacağını" öne sürdü.

            - Trump, İsrail-İran çatışması için şu an ABD’nin müdahil olmadığını belirterek "Ancak müdahil olmamız mümkün." dedi.

Bütün bunları söyleyen;  “NÜKLEER SİLAHA SAHİP” kendini dev aynasında gören,  “YALAN DENİZİNDE” yüzen karton ülkenin sözde Başkanı gerçekte ABD Terör Devletinin derin devletinin KUKLASI’dır.

22.06.2025 tarihinde ABD Terör Devletinin “derin devletinin” ve siyonistlerin KUKULASI sözde ABD başkanı TRUMP’ın kararı ile İRAN’ın nükleer tesislerinin vurulduğu servis edilmiş, bu terör eylemi sonrası “şimdi barış zamanı” gibi sözünü ederek saçmalamış,  bu saçmalama Trump’un büyüklük kompleksinin gereği olarak yaptığı söylenebilir. 

Başta ABD Terör Devleti ve AB olmak üzere İRAN’ın nükleer silaha sahip olma cabasına, kendilerinde nükleer silah olduğu halde karşı çıkması,  sözde İRAN rejiminin “teokratik” olmasından kaynaklı iletişim yapmakta,  ABD ve AB bu iletim ile terör eylemlerine haklı zemin oluşturma çabası içine girerken rejimi “teokratik”  olan İsrail’in nükleer silaha sahip olmasına ses çıkarmıyor olması düşündürücüdür.

ABD Terör Devletinin varlık nedeni, dünya üzerindeki bütün terör örgütlerinin kurulmasına yardımcı olmak ve desteklemek ve/veya kurmak ile emperyalist emellerini gerçekleştirmektir. Dünya üzerinde faaliyet göstermiş,  göstermekte olan İsrail terör örgütü dahil akla gelen bütün terör örgütlerini ABD Terör Devletinin desteklediği yanında yer aldığı bilinen bir gerçekliktir.  Ayrıca; ABD Terör Devletinin dünyadaki iç savaşlar ve kalkışmamalardan (darbeler) sorumlu olmadığı, yanında yer almadığı ve desteklemediği bir vaka yoktur.  

Peki; bu söylemlerin, kirli işlem ve eylemlerin, terör faaliyetlerinin, iç savaşlar ile kalkışmaların (darbelerin) mağduru/muhatabı olan ülkelerin genel olarak Müslüman halkı olan ülkeler olması ve/veya doğal kaynakları değerli olan ülkelerin olmasının sebepleri;

-Haçlı seferleri;

 Birinci Haçlı seferi, 1096-1099. 1 Haçlı Seferi; Bizans imparatoru I. Aleksios Komnenos'un çağrısı üzerine Papa II. Urban tarafından tasarlanan Haçlı Seferi, Hıristiyan güçlerin 15 Temmuz 1099'da Kudüs'ün kontrolünü ele geçirmesiyle başladı. İkinci Haçlı Seferi’ni 1147-1149. - Üçüncü Haçlı Seferi, 1189-1192. -Dördüncü Haçlı Seferi 1202–1204. - Beşinci Haçlı Seferi 1217 – 1221. - Altıncı Haçlı Seferi. 1228-1229. - Yedinci Haçlı Seferi  1248-1254. - Sekizinci Haçlı Seferi 1268-1270. - Dokuzuncu Haçlı seferi 1271-1272…. Olmak üzere günümüze kadar (2025) haçlı seferleri değişik adlarda ve kimlikte devam etmekte,

-Emperyalizm;

Zengin doğal kaynakların sömürülmesi ile kültürel emperyalizm,

devam etmektedir.

Sebep; Başta Müslüman halka sahip ve/veya zengin doğal kaynaklara sahip ülkelerin “krallık, teokratik, anti demokrat ve/veya atanmış”  iradeli yönetim sistemlerinin sonucu, yöneticilerinin ise materyalizmin esiri, besici ve koruyucularının uşağı olmuş ve kültürel deformasyona uğramış şahsiyetlerce yönetilmesidir. 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.