SÖZÜN ÖZÜ (2024 YILINDAN 28 ŞUBAT 1997 YILINA BAKIŞ –KAVRAMSAL EMPATİ (1))

 

                         2024 YILINDAN 28 ŞUBAT 1997 YILINA BAKIŞ –KAVRAMSAL EMPATİ (1)

 28 Şubat Süreci, Necmettin Erbakan'ın başbakan, Tansu Çiller'in başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı olduğu 28 Şubat 1997'de yapılan Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla "irtica"ya karşı başlayan ordu ve bürokrasi merkezli süreç;

28 Şubat kararlarından;

Madde 3: Yapılan bu değerlendirmeler sonucunda;

3.(a) “Ülkemizde şeriat hukukuna dayalı bir İslâm Cumhuriyeti kurmayı hedefleyen grupların, Anayasanın tanımladığı demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletimize karşı çok yönlü bir tehdit oluşturduğu

3.(b) Cumhuriyet ve rejim aleyhtarı aşırı dinci grupların lâik ve anti lâik ayırımı ile demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletini güçsüzleştirmeye yeltendikleri

c)Türkiye'de lâikliğin sadece rejimin değil, aynı zamanda demokrasinin ve toplum huzurunun da teminatı ve bir yaşam tarzı olduğu,

d)Devletin yapısal özünü oluşturan sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleri anlayışından vazgeçilemeyeceği, yasalar göz ardı edilerek yapılan çağ dışı uygulamaların takipsiz kalmasının hukukun üstünlüğü ilkesiyle bağdaşmayacağı hususlarında görüş birliğine varılmıştır.” denilmiştir.

Ülkemizde şeriat hukukuna dayalı bir İslâm Cumhuriyeti kurmayı hedefleyen grupların ve/veya bu düşünce içinde olan insanların varlığı ile demokratik rejim dışında bir rejim arzusu içinde olan ideolojik grupların varlığı;  28 Şubat 1997 yılında olduğu kadar 2024 yılını yaşadığımız bugünde vardır, ancak; dün yani 1997 yılında olduğu gibi bugünde bu gruplar marjinaldir ve dün olduğu gibi bugünde özgürlükçü yaşam biçimine tehdit değildir. Ayrıca;  “Cumhuriyet ve rejim aleyhtarı aşırı dinci grupların lâik ve anti lâik ayırımı ile demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletini güçsüzleştirmeye yeltendikleri” tezi; laik cicilerin laikliği bireysel sıfat lamalara indirgemesi, yani kişileri laik anti laik kişi sıfatı ile tanımlama ile lâik ve anti lâik ayırımı problemi üretilmiş olup, bu durum;  laik cicilerin ezberinden başka bir şey olmayıp, dünde bugünde papağan gibi bu konuyu millete ezberletmenin cabası içindedirler. Laik ve/veya anti laik kişi olmaz, laiklik devletin sistemi ile ilişkilidir.

Laikliğin tanımı:devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan ilke, din ve dünya işlerini birbirinden ayırmak, toplumu din kuralları ile değil, meclislerin düzenlediği yasalarla yönetmek, dini duyguları, inancı ve ibadeti, halkın özgür vicdanına bırakmaktır. TDK; laisizm ise; Devlet ile din işlerinin ayrılığı, devletin, din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olması” demektir.

   

Devam edecek;

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.