Eskimez, yıkılmaz ve yok olmaz,
Biliyorlar Dünyâ’yı yarışa!
Her gün eski ve kirli bez ile,
Siliyorlar Dünyâ’yı yarışa!
Hiç ölmeyecek gibi hayalle,
Suluyorlar Dünyâ’yı yarışa!
Zehrini görmeyip baldan tatlı,
Buluyorlar Dünyâ’yı yarışa!
Üç kuruş etmezken yüz milyona,
Alıyorlar Dünyâ’yı yarışa!
Doksan birine, on da kalana,
Bölüyorlar Dünyâ’yı yarışa!
Birbirinin boğazını sıkıp,
Çalıyorlar Dünyâ’yı yarışa!
Kurtlu bir kemik ve şeker gibi,
Yalıyorlar Dünyâ’yı yarışa!
Ağzından büyük olduğu hâlde,
Diliyorlar Dünyâ’yı yarışa!
Altın yumurtlayan bir kaz gibi,
Yoluyorlar Dünyâ’yı yarışa!
Gelen göğe, giden yere doğru,
Deliyorlar Dünyâ’yı yarışa!
Bir ağız, iki gözlü elekle,
Eliyorlar Dünyâ’yı yarışa!
Hak ve ebedî âhirete eş,
Kılıyorlar Dünyâ’yı yarışa!
Âhireti av yapıp üstüne,
Salıyorlar Dünyâ’yı yarışa!
NOTLAR: