Bugüne kadarki yazılarda, öncelikli konulara ve söylenmesi gereken sözlere en net ve vurgulu şekilde yer vermeye çalıştım.
Yanlış ve hatalı bir söz yazmamışımdır umarım.
Yeni âlimlerde HİÇ duymadım ama eski âlimlerin sayfalarca yazı yazdıktan sonra en son satırda yazdığı güzel bir söz var:
En doğrusunu Allah bilir!
Yeni sayın ve muteber âlimler, çağ ve teknolojinin gelişmesi nedeniyle herşeyi bildiği için mi "En doğrusunu Allah bilir!" demiyor?
Eski âlimler mi oldukça cahildi de en sonunda işi Allah'a havale ediyordu?
Bu tutumun yorumunu okuyuculara bırakıyorum.
Sonuç olarak: Biz ne dersek diyelim, en doğrusunu Allah bilir!
Sevenlerimizi biraz yorduk galiba.
Bir kuple nefes alıp bir fincan kahve içebilmeniz için bugün kısa bir şiire yer vereyim dedim.
Her albüm bir kabir ve kefendir her resim,
Ya Karacaahmet ya albümdür adresim!
Her kim kabri açar, kefeni ele alır,
Yıllar geçse de kefende dipdiri bulur!
Kabri açıp her gün öp ve okşa istersen,
Karacaahmet’ten bile hissederim ben!
Eğer ararsan Karacaahmet’e gelir,
Hangi ölüye sorsan hepsi beni bilir!
Belli ki, dünyâda aşklar hep yarım kalır,
Sonu kavuşmak ise, mahşerde de olur!
"Her şeyin iyisini Allah bilir" Allah'tan geldik Allah'a gideceğiz, eline sağlık...
Değişik bir bakış açısı. Tebrik ederim
Elinize sağlık