Sen gittikten sonra, artık eski ben değilim.
Ne ağzımın tadı var, ne de gözlerimin feri. Canımın bam teli koptu sanki yerinden.
Zamansız gidişinin ardından, sanki herkeste gitti seninle. Yokluğunla bomboş kalmış gibiyim.
Meğer sen, en kalabalık yanımmışsın. Dostum, arkadaşım, sırdaşım, can yoldaşım…
Ah benim zamansız göçe duran, mevsimsiz solan yayla çiçeğim.
Ne bir veda edebildim. Ne bir hoşça kal diyebildim. Ansızın yok olup gittin avuçlarımın arasından.
Sesin değmeyecek artık sesime. Parmak uçların dokunmayacak saçlarıma. Şefkatle sarıp sarmalamayacak beni.
Yokluğun öyle ağır ki, hiç bir kantar almıyor. Hiç bir merhem çare olmuyor. Kanadıkça kanıyor içim.
Ömrüme hazan değdi...
Mevsimsiz dökülen yapraklar gibi, dalından ayrıyım şimdi. Efkârın koyu yalnızlığındayım. Cemrelerde düşmüyor artık yüreğimin derinliğine.
Sağır eden sensizliğin yalnızlığında, ıssız bir boşluğu kucaklar gibiyim.
Müebbet hüzün düştü göz bebeklerime. Gülüşlerime ayaz vurdu, her yanım güz yanığı şimdi. Zemheri bir kışın koynunda kalmış gibi, üşüyor hayallerim.
Güneşim kızıllığını kaybetti. Dağlarım dumanlı, yüreğimin kapıları paslı şimdi. Varlığınla yeşeren gönül bağım, yokluğunda bozkıra döndü neyleyim.
Sanki denizlerin suyu çekilmiş, bütün balıklar karaya vurmuş, can çekişiyorlar içimde. Seninle beraber, yüreğimde kanat çırpan kuşlarım da göç etti, sonsuz maviliklere.
Anladım ki sen varken tammışım ben. Yokluğunda hep eksiğim hep yarım.
Şiirlerimin boynu bükük kaldı. Sensizliğe suskun, lal oldu dillerim. Hiç bir lisan arzu halimi anlatmaya yetmiyor. Umutlarım yaralı, sözlerim kaleme küs şimdi.
Ah sol yanımda yangınlar bırakanım. Büyük bir yangının ortasında kalmış, yandıkça yanıyorum sanki. Sensizlik dem vuruyor, ağır geliyor bu tene bu can. Yokluğunun ağırlığında eziliyor, canım bin parçaya bölünüyor gibiyim. Şimdi geri gelemeyeceğinin gerçeğinde ama kendimi küçük bir çocuğu avutur gibi avutma telaşındayım.
Sen gittin ama arkandan durmadı zaman. Takvim yaprakları bir bir akıp gidiyor. Geçiyor zaman acımasızca. Bilmezdim ayrılığın bu kadar ağır, bu kadar zor olduğunu seni kaybetmeden önce. Şimdi acıtıyor canımı, sen yokken aldığım her nefes.
Her yağmur yağdığında, toprak kokunu getirir, sen kokar ve sızlar inceden inceye burnumun direği.
Sen varken bambaşkaydı her şey. Güneşin doğuşu, yağan yağmurun sesi, dinlediğim türkülerin ezgisi. En çok sevdiğim, çayın bile tadı buruk şimdi. Sensiz hayat nasıl anlam bulacak inan bilmiyorum. Bildiğim tek şey, sen bana gelemezsin ama ben sana gelecek gün için dünya meşgalesindeyim.
Bu yazım, sevdiklerini kaybetmiş tüm yaralı yüreklere armağanımdır.
Hayata ve insana dair tekrar görüşmek üzere…
Araştırmacı Yazar-Şair
Gülsen ÇAKMAK
.
Tarifi imkansız bir üzüntünün yüreğinize verdiği tahribata rağmen kaleminizden damlayan şahane makale için sizi tebrik ediyorum Başınız sağolsun Sabırlar dilerim.
Öncelikle başınız sağolsun,Annesini yakın bir zamanda kaybetmiş bir evlat olarak Acınızı hissediyor ve canı gönülden paylaşıyorum ve sabırlar diliyorum..Tarifi mümkün olmayan bir acı ile yüreğinizin kaleminden dökülen duygu ve özlem dolu bu makaleniz için sizi alkışlıyor ve tebrik ediyorum.. Saygılarımla.