PİYASALAR ve DEVLET (1)
Ülkemizde kısa bir süre öncesine kadar gündem olmayan taşınır-taşınmaz mal/malzeme fiyatları son bir yıl içinde ülke gündemini hatta dış ülkelerin gündemlerini esir aldığını, fiyat artışları ile ilgili ülkemiz esnafının, sanayicisinin, müteahhidinin ve pazarlama dağıtım işletmeleri ile kartellerinin rolüne değinmek isterim;
Sanayici; değişken ve sabit maliyetlerinin arttığını, müteahhitler; kullanmak zorunda oldukları ilk madde ve malzeme fiyatları ile yasal olarak ödeme zorunda oldukları direk işçilik ücretlerini ile arsa rantını; pazarlama dağıtım işletmeleri; araç, araç tamir bakım ve yedek/sair malzeme girdilerinin arttığını; tüketici pazarını elinde bulunduran karteller (zincir marketler) üreticiden toptan ve uygun fiyatla aldıkları/depoladıkları her türlü sarf malzemesini (gıda dahil) tekelci bir yaklaşımla piyasaya sürme anlayışı ve bütün bu yapıların ortak maliyetlerinden olan finans/kur, akaryakıt ve enerji maliyetlerinin arttığını gerekçe gösterip, serbest piyasa ekonomisi limanını adres göstererek %100 ile %500 oranında zamlı fiyatlama yapmayı arz ve talebe göre ayarlama, yani; arzı kısıtlı talebi fazla olan ürünlerde yüksek oranlı zam diğer kalemlerde ise daha düşük oranlı fiyatlama konularında ne kadar mahir olduklarını tüketicilere göstermişlerdir. Tüketici alışkanlıklarını, zorunluluklarını daha fazla kazanç elde etme uğruna fırsata dönüştürmek etik bir davranış olmasa da siyasi sonuç doğurması bakımından kime neye hizmet ettiği düşündürücüdür.
Kapitalizmin, kapitalist düşünce sisteminin ve kapitali elinde bulunduranların cinsi, yaşı, dili, dini ve ırkı hatta ideolojisi ne olursa olsun para kazanma söz konusu olduğunda tüketiciye yaklaşımlarının aynı olması insani değerlerden yoksun kalınmış lığın tezahürü değil midir ?
Devam edecek