İBD
İslam Birleşik Devletlerini kurmak için hemen harekete geçmeliyiz. Nasıl ABD varsa, nasıl AB oluşturuluyorsa aynen bizde onlarca Müslüman Türk devleti ve yine onlarca Müslüman Arap devleti bir ve beraber İBD’ni - İSÜD’yi kuralım.
Yönetimi ABD’deki eyalet, eyalet olabilir.
Ancak bir devlet başkanı.
O zaman nasıl ekonomik, siyasi, askeri, kültürel bir güç oluşur.
Ortak para birimi, gümrük birliği, ortak bir ordu ve birçok ortak kurumsal yaklaşımlar geliştirilir.
Düşünmesi bile keyif, güç ve güven veriyor
Unutmayalım dünyadaki özellikle Hristiyan devletler bir araya gelerek, bütünleşmeye çalışırken, bize sürekli ayrılık pompalamaları, bunun için adeta bizlerle savaşmaları, bize yeterli mesajı veriyor olmalı.
Onlar Hıristiyan birliğinden bahseder ve tüm güçlerini bu ideale yoğunlaşırlarken, biz mükemmel ve tabii potansiyellerimizi niçin devreye sokmak için harekete geçmiyoruz ki?
BİR MEDENİYETİN GECİKMİŞ
RANDEVUSU: BİRLİK ÇAĞRISI
Tarihin derinliklerinden sızan bir fısıltı var. Unuttuğumuz bir şarkının melodisi, kaybettiğimiz bir hazinenin haritası gibi… Bu fısıltı, Endülüs'ün kütüphanelerinden Bağdat'ın ilim meclislerine, Semerkant'ın gözlem evlerinden Timbuktu'nun bilgeliğine uzanan ortak hafızamızın sesidir. Bu ses, tek bir soru sorar: "Aynı gökyüzünün altında, aynı kıbleye dönen, aynı peygamberin ümmeti olan bizler, neden hâlâ birbirine yabancı yıldızlar gibiyiz?"
Bu, Erol Yazıcı'nın "İSÜD" ya da "MMB" adını verdiği o büyük hayalin, o ertelenmiş vuslatın manifestosudur.
Yüzleşme: Dağılmış Tespih Taneleri
Bugün, potansiyelimizin coğrafyasına baktığımızda ne görüyoruz? Zengin topraklarda açlık, gürül gürül akan nehirlerin yanı başında susuzluk, dünyanın en genç nüfusuna sahipken umutsuzluk… Birbirine sırtını dönmüş kardeşler, ortak bir dil kuramayan komşular, küçük anlaşmazlıklar içinde boğulurken büyük resmi kaçıran liderler…
Tıpkı ipi kopmuş bir tespihin taneleri gibi her bir yana dağılmış durumdayız. Değerliyiz, evet. Her birimiz tek başına biricik ve anlamlıyız. Ama bir araya gelmeden, o ilahi ahengi yansıtan ipte buluşmadan ne bir bütün olabiliriz ne de gerçek gücümüzü gösterebiliriz.
Dünyanın farklı kutupları kendi birliklerini kurarken, ortak pazarlarını oluştururken, kaderlerini birbirine bağlarken, bize dayatılan ise kronik bir ayrılık oldu. Bizi birbirimize düşüren suni sınırlar, zihinlerimize ekilen güvensizlik tohumları ve bizi köklerimizden koparan kültürel erozyon… Bu oyunu daha ne kadar seyredeceğiz? Onların birliğinden ilham almak yerine, kendi öz potansiyelimize dönüp sormanın vakti gelmedi mi: Bizim eksiğimiz ne?
Hayal: Bir Ufuk Çizgisi
Düşünmesi bile ruha şifa veren o muhteşem hayali kuralım şimdi. Adına İslam Ülkeleri Devletler Topluluğu (İSÜD) ya da Müslüman Milletler Birliği (MMB) diyelim.
Bu birlik, sadece siyasi veya askeri bir pakt değildir. Bu, bir vicdan ve medeniyet ittifakıdır.
Bu birlik, ABD gibi eyaletlerden veya AB gibi kurumsal yapılardan ilham alabilir, ancak ruhunu kendi adalet ve kardeşlik medeniyetinden almalıdır. Başkalarını taklit eden değil, dünyaya yeni ve insani bir model sunan bir birlik…
Çağrı: Ufka Bakma Vakti
Bu hayal, birilerinin bize bahşedeceği bir lütuf değildir. Bu, alın terimizle, aklımızla, duamızla ve en önemlisi cüretimizle inşa edeceğimiz bir gelecektir.
İşte bu büyük ailenin potansiyel üyeleri, bu muhteşem mozaiğin parçaları:
Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna Hersek, Brunei, Burkina Faso, Cezayir, Cibuti, Çad, Endonezya, Fas, Fildişi Sahilleri, Filistin, Gabon, Gambiya, Gine, Guinea-Bissau, Guyana, Irak, İran, Kamerun, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, KKTC, Komor, Kuveyt, Lübnan, Libya, Maldivler, Malezya, Mali, Mısır, Moritanya, Mozambik, Nijer, Nijerya, Özbekistan, Pakistan, Senegal, Sierra Leone, Somali, Sudan, Surinam, Suriye, Suudi Arabistan, Tacikistan, Togo, Tunus, Türkiye, Türkmenistan, Uganda, Umman, Ürdün, Y1emen…
Bu liste, bir coğrafyanın değil, ortak bir kaderin ve umudun haritasıdır.
Bu, birilerine karşı kurulacak bir cephe değil, insanlık için kurulacak yeni bir umut kapısıdır. Bu, bir sonun değil, ertelenmiş bir başlangıcın manifestosudur.
Şimdi, o fısıltıyı bir çığlığa dönüştürme vaktidir.
Unutmayın ki,
Önyargısız,samimi bir yürekle sorgularsanız…
Gerçek size hikmet olarak sunulur.
erolyazıcı / ABBEYT ♥️
Siz ne düşünüyorsunuz?
Fikrinizi bizimle paylaşın,
Yorumlarınız başka gönüllere ışık olsun.
Bu yolculukta sizlere rehberlik edecek olan, kalbinizin sesi ve aklınızın ışığıdır.
Yorumlarınızı aşağıya bekliyoruz.
Teşekkürler,sevgiler, saygılar…