Mevsimlerden Yaz


Deniz, kumsal, güneş ve tatil; hepsi bir araya geldiğinde hayatın sıkıcı rutinini unutturur. Yaz mevsimi bir başkadır. Dalga sesleri, insanın içini yıkayan bir ezgiye dönüşür. Kumların arasına gömülen ayaklar, sanki geçmişin bütün yorgunluğunu toprağa bırakır.

Tatil, insana sadece dinlenmeyi değil, aynı zamanda kendini yeniden bulmayı da öğretir. Deniz kokusu, tuzlu rüzgâr ve masmavi gökyüzü, zihni dinginleştirir. Yaz, hayatın en canlı renklerini sergiler.

Ama bütün güzellikler gibi yaz da kalıcı değildir. Bir gün, takvimdeki yaprakların hızla azaldığını fark ederiz. Deniz kıyısında bıraktığımız izler dalgalarla silinir. Kalabalık sahiller yavaş yavaş boşalır, şezlonglar katlanır, plaj şemsiyeleri kaldırılır. Yaz, geldiği gibi usulca çekilir; geriye sadece hatıralar ve içimizde bir özlem bırakır.

Sonbahar rüzgârı estiğinde, yazın ne kadar çabuk geçtiğini düşünürüz. Deniz kokusu hâlâ burnumuzda, kumun sıcaklığı hâlâ avuçlarımızda hissedilir. Sonuçta yenisi gelecektir, değil mi? Çünkü her yaz, yeniden beklenen bir sevinçtir; tıpkı özlenen bir dost gibi.

Hacer Çoban