Şimdi hissettiğim fırtınaları kontrol etmeye başladığımdan beri dış dünyayı yani çevremi değiştirdiğimde daha düzene girmeye başladığını
görebiliyorum.
Duyguları kontrol etmek hayatı da düzene sokmakla başlamakta olduğunu.
Gücün temelinin öncelikle huzurda başladığını.
Diğer etkenler sonradan oluşmakta ama huzur olan ortamda ve de sarsılmamakta.
Ruh ne kadar dengede kalırsa hiç huzur da kendiliğinden gelişmekte.
Ne kadar az insan o kadar çok huzur getirmekte dünyana
Kendin olabilmek gerektiğinde hayır diyebilmektir kararlarında.
Şu anki moddum bu.
İnsan kendisine ne kadar yatırım yaparsa o kadar karşılığını buluyor
Saygı beklenmez alınır.
Aslında başarının sırrı duygusal zekada başlıyor.
Sakin kalabilmek, olduğu gibi kabul etmek, edilebilmek, pratik düşünebilmek bunların hepsi duygusal zekada başlıyor.
Sonuçta kazanan tabiki zekan oluyor.
Çevremde hiçbir zaman asalak insanlara aptal saf geçinen insanlara yer olmadı.
Bu kolaylığı onlara vermedim
Ve bu yüzden de onlar tarafından hiç sevilmedim.
Hayattaki katkılarından varoluşundan ve anlam kazandırmalarindan dolayı hepsine teşekkür ediyorum.Var oluşumun sebeplerine.
Diğer sınıfların vasıfları ise beni pekte ilgilendirmiyor.
Herkesle samimi değilimdir.
Buna değecek ederi kadar olan insanlara değerleri kadar önem kazanırlar benim hayatımda.
Kontrol her zaman kendimizde olmalı bir başka kişiye geçtimi zaafın seni ele geçirmeleride bir okadar kolay olur.
Bu da kendini yetiştirmeyle farkındalığına farkındalık katmanla gerçekleşecektir.
Boş beyinlere yer olmadığına inandığın an kendiliğinden değişecektir hayatın.
Yazılarımda genelde farkındaysanız hep BEN diyorum çünkü benim olmadığım bir dünya benim dışımda ve beni hiç ilgilendirmiyor.
Benlikle var olur sonradan buna değecek olacaklarla Biz oluruz.
Tabiki buna değerde olan insanlarla...
Sevgiyle kalın..
Emel Araz