B)-YENİ UYGULAMA PLÂNLAMALARI
Bu kapsamda, âfetin zararını en aza indirme ya da önleme amacı taşıyacak olan yeni uygulamalarda aşağıdaki önerilere yer verilmesini önemle belirtebiliriz:
1-Hukûkî düzenleme
2-İdârî düzenleme
3-Teknik düzenleme
4-Mâlî düzenleme
1-Aşağıda belirtilen şekilde kesin hükümleri olan, keskin ve yoruma kapalı HUKÛKÎ DÜZENLEMELER yapılmalıdır:
a-Bir zamanlar İstiklâl Mahkemeleri'nin "sanıkların îdâmına, şâhitlerin bilâhare dinlenmesine!" prensibiyle yaptığı gibi; gerekmesi hâlinde Anayasa değişikliği dâhil olmak üzere, âfet uygulamalarını düzenleyen “olağanüstü hâl ilânı” gibi özel kânun çıkartılmalıdır.
b-Gönüllülük ve çoğunluk karârı alma gibi karar alma merhalesi kaldırılmalı ve tamâmen teknik gerekçelere dayalı şekilde karar verilmelidir.
c-Dâvâların hızlı şekilde karâra bağlanması açısından; diğer özel mahkemelerde olduğu gibi sâdece “kentsel dönüşüm kapsamındaki îtirazlar” ile ilgilenecek ilk derece mahkemeleri ve bölge mahkemeleri ile Danıştay mahkemeleri oluşturulmalıdır!
ç-Bir bilirkişi raporuna ve hâkim karârına îtirâz edilmesi ihtimâline karşı ve ortalama değer tesbîti açısından: Tesbitler, birbirinden habersiz ve içinde birer hâkimin de bulunduğu iki ayrı ekipten oluşan bilirkişi heyeti tarafından yapılmalı; bu iki ekibin arasındaki çelişki, 3 hâkimin ve yeterli sayıda teknik ekibin olduğu “hakem komisyonu” niteliğinde bir adlî heyet tarafından giderilerek doğrudan dönüşüm ve yıkım karârı alınmalıdır.
d-Değer tesbîtine kapsamındaki kararlara yönelik îtirâz açık olmak üzere, “dönüşüm ve yıkım kararları”na îtiraz yolu kapalı olmalıdır. Hak sâhibinin hak arayışları, zorunlu olan işlerin yapılmasını geciktirmemeli ve önlememelidir.
e-Kentsel dönüşüme karar verilen yerlerde, parselin bir bütün hâlinde değeri biçildikten sonra “genel îmâr uygulamaları” ve “tarımsal arâzî toplulaştırma uygulamaları”nda olduğu gibi: İlgili taşınmaz kamulaştırılmalı ve 50-100 yıllık gelişme projeksiyonu da dikkate alınmak sûretiyle, her türlü üst ve altyapı yatırımı daha modern ve kapasiteli olacak şekilde yeniden plânlanmalıdır.
f-Âfet ve kazâ kapsamında ödenecek olan sigorta prim bedelleri bellidir ve ödenmeyecek seviyede değildir. Milyon TL değerindeki taşınmazlar, küçük bedeller üzerinden sigortalanabilmektedir.
Ayrıca söz konusu prim ödemeleri de zâten vergiden düşülebildiğinden vatandaşa gerçek anlamda mâlî bir külfeti bulunmamaktadır.
Bu nedenle; DASK sigortası, “daha geniş kapsamlı” ve “cebrî” hâle getirilmeli ve binâ niteliğindeki her türlü taşınmaz Devlet tarafından cebren sigortalanmalıdır.
Âfet sonrasında "Kurtar beni babaa!" diye devletin başına, "Eyvah eyvah, ocağıma şimdi incir ağacı dikildi!" diye bir âilenin başına belâ olacak olan konut, işyeri, araç, canlı ve cansız demirbaş, ham madde, yardımcı madde ve ürün gibi sâbit varlıklar cebren âfet sigortası kapsamına alınmalıdır.
Mâlikler, söz konusu prim borcunu taksitli olarak ödeyecek şekilde borçlandırılmalıdır.
Sigorta primi bedelini ilgili mâlikten tahsîl etmek amacıyla, söz konusu varlıkların tescil kayıtları üzerine e-haciz ile şerh konulmalıdır.
Söz konusu prim bedelini düzenli ödemeyen mâliklerin banka ve PTT gibi hesaplarına gelen herhangi bir ödemede prim bedeli toptan cebren tahsîl edilmelidir.
DASK’ın cebren de olsa devreye girmesiyle:
*İhmalkâr ve duyarsız mâliklerin durumunun iyileştirilmesi için Milletin sırtına bindirilecek olan vergi yükü ortadan kaldırılmış olacaktır.
*Sosyal ve ekonomik toplumsal kargaşa önlenecektir.
*Bütün tasarruf ve geçim kaynağını kaybeden âilelerin yaşayacağı travma ortadan kaldırılmış olacaktır.
*Özellikle belirtiyorum ki: Devletin âfet sonrası karşılaşacağı mâlî yük dikkate alındığında, DASK priminin tamâmının Devlet tarafından karşılanması hâlinde dahi prim bedeli devede tüy gibi olacaktır.
2-Aşağıda belirtilen şekilde İDÂRÎ DÜZENLEMELER yapılmalıdır:
a-Yıkım karârı alınan binâlarda faaliyet gösterenler ve ikâmet edenler, söz konusu binâdan cebren uzaklaştırılmalıdır.
b-Sağlam olduğu tesbît edilen binâlardaki dâirelerin kirâ bedelleri tesbît edilip bu bedelden daha fazla bedel ile kirâya verilmesi önlenmelidir.
3-Aşağıda belirtilen şekilde TEKNİK DÜZENLEMELER yapılmalıdır:
a-Bir yerleşim yerindeki bütün binâlar testten geçirildikten sonra “ferdî yıkım” ya da “toplu yıkım: kentsel dönüşüm” kapsamında yıkım kararları alınmalıdır.
b-Kentsel dönüşüm karârı olsun ya da olmasın, yıkılacağı ya da ağır hasâr alacağı belli olan binâlar için cebren yıkım ve dönüşüm karârı alınmalıdır.
4-Aşağıda belirtilen şekilde MÂLÎ DÜZENLEMELER yapılmalıdır:
a-Dönüşüm ve yıkım karârı verilen binâ mâliklerine gerekirse sâdece faizsiz finansman sağlanmalı, ancak hibe verilmemelidir.
Çürük binâ yapan mâliklere hibe verilmesi; ciddî harcamalar yapıp yasa ve tekniğe uygun sağlam binâ yapan, derme çatma da olsa çürük binâ yapmadığı için yüksek kirâ bedeli ödemek sûretiyle kirâda kalan ve vergisini ödeyen vatandaşlar için haksızlık olacaktır.
b-Yıkım karârına konu olan yapıyı yeniden yapamayacak ve Devlet tarafından verilecek olan kredi borcunu ödeyemeyecek olanların arsa payları kamulaştırılıp aynı yerde binâ yapılmalı ve pay sâhipleri öncelikli olmak üzere ihâle ile satılıp devlete gelir sağlanmalıdır.
Yapılacak olan hukûkî, idârî, teknik ve mâlî düzenlemeler bağlamında, âfet veya kazâ sonrasında, daha önce yaşanan sorunların %80’i kendiliğinden sona erecektir.
"Önce hüküm, sonra tesbit!" üslûbunun tipik bir örneği olan İstiklâl mahkemeleri, binlerce insanı cânından etti; ama, âfet uygulamaları kapsamında bu şekilde alınacak olan kararlar, milyonlarca insanın can ve malını koruyacaktır biiznillâh!
Verilen kararlara îtirâz eden olursa, hakkını mahkemede arasın!
Hak sâhibi vatandaş îtirâz ettiğinde:
1-Yine Türk adâleti önünde hak aramayacak mı?
2-Dâvâ konusu, binânın sağlamlığı ile ilgili değil de maddî hak kayıplarıyla ilgili olmayacak mı?
3-Mâlik mâlî konudaki îtirazda haklı da çıksa haksız da çıksa, bilirkişi raporlarını göz önünde bulundurarak karar veren hâkim kararına göre o binâ yıkılmayacak mı?
4-Yüksek yargı bile, çıkartılmış olan kânûna göre değerlendirme yapacak ve sâdece dâvâya konu ekonomik sorunlarda düzeltme talep etmeyecek mi?
Hem bir kere daha İstiklâl mahkemesi tipi bir mahkeme kurmaylan bi şeycikler olmaz!
İktidarda ve muhâlefette hangi parti olursa olsun, her hükûmetin ve muhâlefetin öncelikli konusu; bu süreci başlatmak, yönetmek ve tâkîp etmek olmalıdır!
Yeri geldiğinde Cebren Vergi Konuluyor Ve Vergi Artışı Yapılıyor Da Âfet Kapsamındaki Sorumluluklar Neden Cebren Yerine Getirtilmesin?
Zaman daraldı, yumurta tahliye kapısına dayandı, çözüme katkı sağlayan her türlü öneri dikkate alınmalıdır!
O zaman; Hükûmet, klâsik yasal stili bırakmalı ve yeni bir yol tutmalıdır.
Hükûmet:
*Onlarca muhâlif, câhil, nankör ve demagog=lâf ebesi=lâfazan vatandaşın bedduâsını alacak belki ama; binânın başlarına yıkılacağını görüp de ortak karar alamadığı için çözüm üretemeyen, "Yok mu kurtaracak bahtı kara maderimi / kaderimi?" yalvarışları ve çâresizliği altında devletin el atmasını bekleyen on binlerce îz’ân ve insaf sâhibinin hayır duâsını alacağından emîn olmalıdır!
*Keskin kararları uygulamanın siyâsî mâliyetinden çekinmemeli ve kesilecek faturayı göze almalıdır!
Hükûmet’in bu gayreti de siyâsî bir mâliyete dönüşecekse; aslında Hükûmet’in bu insânî fiiline siyâsî fatura kesenler, o binâların altında kalmayı ve helâk olmayı hak ediyorlar demektir!
Bu dönüşümü ve yıkımı eğer Hükûmet yapmazsa, bu işe Hükûmet el atmazsa:
-İstesek de istemesek de,
-"Yok canııım, o kadar da olmaz herhâlde!" diye avunsak da
Allah bir gün bu konuya mutlakâ el atacak ve bu kentsel dönüşümü ile yıkımı: İçinde binlerce insan ölecek; milyarlarca TL değerinde ev eşyâsı, ticârî eşya, malzeme ve makine ekipman hurda ve harâp olacak; can yakıcı ve Ülkece en az 30 yıl feryâd edecek şekilde er ya da geç mutlakâ gerçekleştirecektir!
Durum bu minvalde çok sayın; Hükûmet üyeleri, nâmus ehli muhâlefet partileri üyeleri, meslek odası üyeleri, sivil toplum örgütü üyeleri, çürük binâ sâhipleri!
NOTLAR:
*Nasîp olursa; 2025 yılı Eylül ayında, 1 adet şiir ve 1 adet makâle serisi olmak üzere 2 adet kitap yayınlanması plânlanmaktadır.
*"Sanat, Hak ve halk içindir!" düstûruyla yazmaya çalıştığım yazı ve şiirlerime yorum yapmak sûretiyle sağladığınız katkı için çok teşekkür ederim!