Son depremler oldukça ağır şekilde can yaktı. Kamu kurumları ve sosyal dokunun sorumlulukları ve bütçesi açısından her türlü tahammülü zor sonuçlara sebep oldu.
Her biri ortalama birer dakika süren üç deprem sonunda:
*Sâdece saatler değil; içinde bulunulan an ile geçmiş ve gelecek zaman dondu!
*Her şey “moloztaş devri”ne dönerken; insanların bütün malı ve mülkü, geleceğe yönelik bütün plân ve hayalleri “bir varmış bir yokmuş!”a döndü.
*On binlerle ifâde edilen sayıda vatandaşımız; tanınmayacak veya izine rastlanmayacak kadar fecî şekilde enkâz altında kalarak öldü.
*Yaklaşık 15 milyon insan iç göç yaşadı.
Hayat, hayatta kalanlar için yeniden başladı mecbûren!
20-30-50 hattâ 200 yıllık binâlar yıkılmaz iken, hemen yanında ya da yakınında yer alan birkaç yıllık binânın yıkılması da büyük bir handikap!
Nedendir bilinmez, deprem âfeti: yetkili ağızlar tarafından bir taraftan “ekonomik sorun” olarak belirtilirken, diğer taraftan ilginç bir şekilde özellikle “bekâ sorunu” olarak da belirtilmeye başlandı.
Depremin yaratacağı etkinin sosyal ve ekonomik sorun yaratacağı zâten herkesin mâlûmu da hangi şiddette olursa olsun bir depremin bir ülke içinbekâ sorunu olması anlaşılır şey değil!
Hayırdır birâder; bir ülke içindeki bir yıkım ne kadar büyük olursa olsun, neden bekâ sorununa dönüşür ki?
Depreme bağlı olarak ortaya çıkan bu bekâ sorunu her ülkede mi olur; yoksa, sâdece Türkiye’ye özgü olarak mı ortaya çıkmaktadır?
Arslanın aşil tendonlarının kopmasını, tırnaklarının ve dişlerinin kırılmasını; bu muhkem kalenin kolon ve kirişlerinin yıkılmasını bekleyen YILAN TIYNETLİ VE DOST SÛRETLİ YARDIMSEVER DOSTLAR mı var yoksa?
Kuzey Afrika, Balkanlar, Arap ve Çanakkale savaşları ile Millî Mücâdele yıllarından daha mı kötü durumdayız?
Kim bilir,belki de ABD; şu anda öyle bir ihtiyâç olmadığı hâlde, Rusya'ya karşı caydırıcılık ayaklarıyla, Yunanistan'daki Dedeağaç'a dehşet verici ve devâsâ büyüklükteki askerî birliği "Türk'ün bekâ kartalı"nı avlamaya hazırlık olarak yığdı!..
Rusya'ya karşı caydırıcılık, NATO'nun görevi değil mi ki? Dedeağaç'taki askerler, neden NATO askeri değil de sâdece ABD askeridir?
Yetkili ağızlar sık sık "İstanbul'un yıkımı, bir bekâ sorunu çıkartır!" derken, alttan alta ABD'nin bu niyetini gördüklerine mi vurgu yapmaktadır?
Halkımız tam acısını “gereken şekilde hissetmediği için”, uğranılan maddî ve mânevî zararın boyutu görülemiyor ve hesaplanamıyor.
Yeşil ve kırmızı reçetenin bile çözüm üretemeyeceği bu dayanılmaz “ağrı ve sızıdan uzak kalma, acı ve sızıyı hissetmeme” durumu aslında; daha önceki hükûmetlerin beceri (=?) ve yetenekleri (=?) ile ortaya çıkan sosyal çalkantıyı dikkate aldığımızda, bir taraftan da cumhur ittifâkının lideri mevcut AK Parti Hükûmeti’nin başarısı ve dirâyeti olarak da görülmelidir!
Ortalama ahlâk ve vicdan, bunu böyle görmeyi gerektiriyor.
Çekirdek çitleyerek ve sodasını yudumlayarak sırasını bekleyen depremler ise, sırasını savan depremlerden daha ağır zararlara neden olacak!.
Çünkü; insan nüfusu ve binâ sayısı ile altyapı yatırımlarının sayısı ve kapasitesi artmaya devâm ediyor!
Levhaları itekleyen ve tetikleyen de belli: O levhaları o şekilde yaratan ve plânlayan İlâh!
Bu depremler ve zararlar; levhanın levhayı iteklemesi ve onun bunun birbirini tetiklemesinden değil, ilâhî takdir gereği kaçınılmaz mukadder son!
Ama;bilimsel tedbir mekanizmasının de işletilip takdir, rızâ ve tevekkül makamına da geçmek gerekir!
"Rakı içen öldü de su içen ölmedi mi?" misâli, “îmarlı ya da îmarsız yerde ruhsatsız yapılan binâ yıkıldı da projeli ve ruhsatlı yapılan binâ yıkılmadı mı?” diyecekler; ama, tedbir bizden takdîr Allah’tan!
Artık konuşma zamânı değil, icrâat zamânı!
Yaşanan yıkıcı 06 Şubat 2023 depremi ve sonrasında yaşanan korkutucu depremler göstermiştir ki; şehirleşme ve altyapı plânlama ile sosyal doku yönetimi politikasında kesinlikle bir değişikliğe gidilmelidir.
( D e v â m E d e c e k )
NOTLAR:
*Nasîp olursa; 2025 yılı Eylül ayında, 1 adet şiir ve 1 adet makâle serisi olmak üzere 2 adet kitap yayınlanması plânlanmaktadır.
*"Sanat, Hak ve halk içindir!" düstûruyla yazmaya çalıştığım yazı ve şiirlerime yorum yapmak sûretiyle sağladığınız katkı için çok teşekkür ederim!
Çok önemli bir konu
harikasın üstad