İslamHaber Girişi : 17 Eylül 2025 15:51

Kafirlerin Ölümü Nasıl Olur?

Kafirlerin Ölümü Nasıl Olur?
Kur’ân-ı Kerîm müminlerin ölümüyle olduğu gibi kâfirlerin ölümünü de çok çarpıcı bir şekilde tasvir eder. Bu tasvirlerde özellikle zorluk, azap ve meleklerin şiddetli karşılaması ön plana çıkar:

Kâfirlerin Ölümü ile İlgili Ayetler
 

“Melekler, inkâr edenlerin canlarını alırken onların yüzlerine ve arkalarına vururlar: ‘Yakıcı azabı tadın!’ derler.”
(Enfâl Sûresi, 50)

 

“Melekler, kendilerine zulmedenlerin (kâfirlerin) canlarını alırken onlara şöyle derler: ‘Ne halde idiniz?’ Onlar: ‘Biz yeryüzünde zayıf bırakılmış kimselerdik’ derler. (Melekler): ‘Allah’ın arzı geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!’ İşte bunların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir varış yeridir!”
(Nisâ Sûresi, 97)

 

“Melekler, inkâr edenlerin canlarını alırken onlara: ‘Hadi bakalım! Nefislerinizi kurtarın eğer kurtarabiliyorsanız!’ derler. Artık onların karşılığı, ateşin azabıdır.”
(En‘âm Sûresi, 93)

 

“Keşke o zalimlerin, ölüm şiddetleri içinde çırpındıkları zaman hâllerini görebilseydin! Melekler ellerini uzatır: ‘Haydi çıkarın canlarınızı! Bugün alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız…’ derler.”
(En‘âm Sûresi, 93)

 

“Kâfirlerin ruhları, bedenlerinden zorla çekilip alınır.”
(Nahl Sûresi, 28)

 

Özet:
 

Kur’an’da kâfirin ölümü;

Çetin bir can çekişme,

Meleklerin azarlaması ve vurması,

Azap müjdesi ve cehennem tehdidi ile anlatılır.

 

kâfirlerin ölümü ile ilgili ayetler, konularına göre gruplandırılmış şekilde:
 

1. Ölüm Anı: Meleklerin Şiddetle Can Almaları
İnkâr edenlerin ruhları, müminlerinki gibi yumuşaklıkla değil, meleklerin azabıyla, şiddetle ve aşağılayıcı bir şekilde alınır.
 

Enfâl Suresi, 50. Ayet:

"Melekler, o kâfirlerin yüzlerine ve sırtlarına vura vura ve ‘Tadın bakalım yakıcı azabı!’ diyerek canlarını alırken bir görseydin!"
 

Muhammed Suresi, 27. Ayet:

"Peki, melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vura vura canlarını alırken halleri nice olacak?"
 

En'âm Suresi, 93. Ayet:

"...O zalimleri ölümün şiddetli anları içindeyken bir görsen! Melekler onlara ellerini uzatmış, ‘Haydi canlarınızı çıkarın! Allah’a karşı gerçek olmayanı söylemenizden ve O’nun âyetlerine karşı kibirlenmenizden dolayı bugün alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız!’ (Derler)."
 

2. Ölüm Anındaki Pişmanlık ve Geri Dönme İsteği
 

Azabı ve gerçeği gören kâfir, son nefesinde büyük bir pişmanlık duyar ve iyi işler yapmak üzere dünyaya geri gönderilmeyi diler. Ancak bu istek asla kabul edilmez.
 

Mü'minûn Suresi, 99-100. Ayetler:

"Nihayet onlardan birine ölüm gelince, ‘Rabbim! Beni geri gönderin ki, geride bıraktığım dünyada iyi işler yapayım’ der. Hayır! Bu, sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, yeniden dirilecekleri güne kadar bir berzah (engel) vardır."
 

Münâfikûn Suresi, 10. Ayet:

"Herhangi birinize ölüm gelip de ‘Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip salihlerden olsam!’ demeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden harcayın."
 

3. Son Anda Gelen İmanın Geçersizliği
 

Ölüm anı (sekerat) gelip çattığında ve gayb perdesi aralandığında edilen tövbe ve iman kabul edilmez.
 

Nisâ Suresi, 18. Ayet:

"Tövbe, kötülükleri yapıp dururken, nihayet ölüm kendilerinden birine gelince, ‘İşte şimdi tövbe ettim’ diyenler ile kâfir olarak ölenler için değildir. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır."
 

Yunus Suresi, 90-91. Ayetler:

(Firavun'un durumunu anlatır) "...Nihayet boğulma onu yakalayınca, ‘İsrailoğullarının inandığından başka hiçbir ilâh olmadığına inandım. Ben de Müslümanlardanım!’ dedi. (Ona denildi ki:) ‘Şimdi mi? Oysa daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun!’"
 

4. Ölümden Sonraki Durumları ve Ebedi Azap

Kâfir olarak ölenleri, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti ile ebedi cehennem azabı beklemektedir.
 

Bakara Suresi, 161-162. Ayetler:

"Şüphesiz, inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onların üzerinedir. Onlar ebediyen o lanet içinde kalırlar. Onların azabı hafifletilmez, onlara göz de açtırılmaz."
 

Âl-i İmrân Suresi, 91. Ayet:

"Şüphesiz, inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, onlardan birinin, yeryüzü dolusu altını fidye verse bile asla kabul edilmeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır; onların hiçbir yardımcıları da yoktur."
 

Özetle
 

Kur'an,

Kâfirlerin ölümünü, meleklerin şiddetli muamelesiyle başlayan, derin bir pişmanlık ve geri dönme arzusuyla dolu, ancak geri dönüşü olmayan ve ebedi bir azapla sonuçlanan dehşet verici bir olay olarak tasvir eder.
 

 

Kur'an-ı Kerim'de kâfirlerin (inkarcıların, hakikati reddedenlerin) ölümü, azap, pişmanlık ve umutsuzlukla dolu bir sahne olarak tasvir edilir. Bu tasvirler, dünyada yapılan tercihlerin ebedi sonuçlarının bir uyarısı niteliğindedir.

 

İşte kâfirlerin ölümü ile ilgili bazı çarpıcı ayetler ve onların anlamları:
 

1. Ölüm Anında Pişmanlık ve Çaresizlik
 

حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَ أَحَدَهُمُ ٱلْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ٱرْجِعُونِ لَعَلِّىٓ أَعْمَلُ صَٰلِحًا فِيمَا تَرَكْتُ ۚ كَلَّآ ۚ إِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَآئِلُهَا ۖ وَمِن وَرَآئِهِم بَرْزَخٌ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ**
 

"Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında, 'Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım' der. Hayır! Bu, onun söyleyeceği (anlamsız) bir sözdür. Artık ötelerinde, diriltilecekleri güne kadar (süren) bir berzah (kabir hayatı / perde) vardır."

(el-Mü'minûn Sûresi, 23:99-100)**

 

Mesaj: Ölüm anında geri dönme isteği, ancak bu istek artık kabul edilmeyecektir. Dünya hayatı bitmiş, fırsatlar tükenmiştir.

 

 

2. Meleklerin Yüzlerine ve Sırtlarına Vurarak Can Alması
 

> **وَلَوْ تَرَىٰٓ إِذِ ٱلظَّٰلِمُونَ فِى غَمَرَٰتِ ٱلْمَوْتِ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةُ بَاسِطُوٓا۟ أَيْدِيهِمْ أَخْرِجُوٓا۟ أَنفُسَكُمُ ۖ ٱلْيَوْمَ تُجْزَوْنَ عَذَابَ ٱلْهُونِ بِمَا كُنتُمْ تَقُولُونَ عَلَى ٱللَّهِ غَيْرَ ٱلْحَقِّ وَكُنتُمْ عَنْ ءَايَٰتِهِۦ تَسْتَكْبِرُونَ**
 

"Bir de zalimlerin, ölüm dalgaları içinde can çekişirken meleklerin ellerini uzatarak, 'Haydi çıkarın canınızı! Bugün, Allah'a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerine karşı kibirlendiğinizden dolayı alçaltıcı bir azap ile cezalandırılacaksınız' dediklerini bir görsen!"**
 

el-En'âm Sûresi, 6:93)**
 

Mesaj: İnkarcıların can alma sahnesi, müminlerinkinin tam tersidir. Selam ve müjde yerine, azap haberi ve aşağılayıcı bir tavır vardır.

 

 

3. Ruhun Zorla ve Acı İçinde Alınması
 

وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِٱلْحَقِّ لَمَّا جَآءَهُۥٓ ۚ أَلَيْسَ فِى جَهَنَّمَ مَثْوًى لِّلْكَٰفِرِينَ ٱلَّذِينَ يُقَٰتِلُونَ فِى سَبِيلِ ٱللَّهِ وَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا فِى ٱلتَّوْرَىٰةِ وَٱلْإِنجِيلِ وَٱلْقُرْءَانِ ۚ وَمَنْ أَوْفَىٰ بِعَهْدِهِۦ مِنَ ٱللَّهِ ۚ فَٱسْتَبْشِرُوا۟ بِبَيْعِكُمُ ٱلَّذِى بَايَعْتُم بِهِۦ ۚ وَذَٰلِكَ هُوَ ٱلْفَوْزُ ٱلْعَظِيمُ**
 

"Allah'a karşı yalan uydurandan veya kendisine hak gelmişken onu yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Kâfirler için cehennemde bir barınak yok mudur?"
 

Bu bağlamda, can alınışın zorluğu şu ayetle daha iyi anlaşılır:

فَلَوْلَآ إِذَا بَلَغَتِ ٱلْحُلْقُومَ وَأَنتُمْ حِينَئِذٍ تَنظُرُونَ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنكُمْ وَلَٰكِن لَّا تُبْصِرُونَ فَلَوْلَآ إِن كُنتُمْ غَيْرَ مَدِينِينَ تَرْجِعُونَهَآ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ**

"(Can) boğaza gelip dayandığında, siz o zaman (ölmek üzere olanın) yanında bulunup da bakar durumdayken, Biz ona sizden daha yakınız, ama görmezsiniz. Eğer cezalandırılmayacak iseniz, onu (canı) geri çevirsenize (ölümü engellesenize), eğer doğru söyleyenler iseniz!"

(el-Vâkıa Sûresi, 56:83-87)

 

Mesaj: Ölüm anında Allah, herkese her şeyden daha yakındır, ancak kâfir bunu bir rahmet olarak değil, bir çaresizlik ve acı içinde hisseder. Ayetteki meydan okuma, ölümün insan iradesi dışındaki mutlak gücünü gösterir.

 

4. Ölüm Sonrası: Azap ve Sürekli Bir Aşağılanma
 

وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لَهُمْ نَارُ جَهَنَّمَ لَا يُقْضَىٰ عَلَيْهِمْ فَيَمُوتُوا۟ وَلَا يُخَفَّفُ عَنْهُم مِّنْ عَذَابِهَا ۚ كَذَٰلِكَ نَجْزِى كُلَّ كَفُورٍ**
 

"İnkâr edenlere gelince, onlar için cehennem ateşi vardır. Onlar hakkında hüküm verilmez ki ölsünler (kurtulsunlar), ne de onun azabı onlara hafifletilir. İşte Biz, nankörlük eden herkesi böyle cezalandırırız."

(Fâtır Sûresi, 35:36)

 

Mesaj: Ölüm, kâfirler için bir yok oluş ve kurtuluş değildir. Aksine, sonsuz bir azabın başlangıcıdır. Ölmek isteyecekler ama ölmelerine izin verilmeyecektir.

 

 

5. Dünyada İstedikleri Şeylerin Ahirette Kendilerine Yazık Ettiğini Görmek
 

وَأَنْذِرِ ٱلنَّاسَ يَوْمَ يَأْتِيهِمُ ٱلْعَذَابُ فَيَقُولُ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ رَبَّنَآ أَخِّرْنَآ إِلَىٰٓ أَجَل قَرِيبٍ نُّجِبْ دَعْوَتَكَ وَنَتَّبِعِ ٱلرُّسُلَ ۗ أَوَلَمْ تَكُونُوٓا۟ أَوْلِيَآءَ لِلشَّيْطَٰنِ فِى ٱلدُّنْيَا
 

"İnsanları, kendilerine azabın geleceği, zalimlerin de 'Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar geri bırak da senin davetine uyalım ve peygamberlere tabi olalım' diyecekleri güne karşı uyar. (Onlara denilir:) 'Daha önce, siz dünyada iken hiç çöküş olmayacağınıza yemin etmemiş miydiniz?'"

(İbrâhîm Sûresi, 14:44)

 

Mesaj: Azabı gördüklerinde, dünyaya geri dönme istekleri, ölüm anındaki pişmanlığın bir devamıdır. Ancak bu istek, dünyadayken kendilerine tanınan fırsatları nasıl heba ettikleri hatırlatılarak reddedilecektir.

 

Özetle:
 

Kur'an-ı Kerim, kâfirlerin ölümünü şu şekilde aktarır:


Büyük bir pişmanlık ve geri dönme isteğiyle doludur, ancak bu istek boşunadır.


Melekler tarafından aşağılayıcı ve zorlu bir şekilde gerçekleşir.


Bir son ve kurtuluş değil, ebedi bir azabın ve aşağılanmanın başlangıcıdır.


Dünyada sürdürdükleri küstah ve umursamaz tavırlarının yerini, mutlak bir çaresizlik ve korku alır.

 

Bu tasvirler, insanı dünya hayatının geçici zevklerine aldanmamaya, ahireti ve Allah'ın huzurunda vereceği hesabı düşünmeye davet eden birer uyarı niteliğindedir.
 

Müminlerin ölümü ile kâfirlerin ölümü arasındaki bu keskin tezat, insanın seçimlerinin ne denli kritik sonuçları olduğunu gözler önüne serer.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.