İstanbul’da yaşayanların şehrin kalabalığından ve trafiğinden kaçmak, üstüne bir de denize girmek istediklerinde vapurla ulaşabilecekleri ve kendilerini tatilde hissedebilecekleri adaları mevcut. Her mevsim Adalar için ideal olsa da sıcak havalarda daha çok ziyaret olduğu bir gerçek. Peki, İstanbul’da gezilecek adalar, kaç tane ada var, İstanbul’un tadını doyasıya çıkaracağınız Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada’da ne yapılır, nereye gidilir, ne yenir? Detaylı İstanbul adalar rehberimizi inceleyin. ✨????????
İşte detaylar…
Adalar’a günübirlik gezi, İstanbul’u ziyaret ederken en popüler deneyimlerden biri. Adaların doğal manzarasıyla, kumsalları ve temiz havasıyla keyifli bir günün tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.
Yerleşim ve gezi imkânı olan Kınalıada, Heybeliada, Burgazada ve Büyükada’da bulunan tarihi ve turistik yapıları sizler için derledik.
İstanbul’un Adalar ilçesi, Prens Adaları ya da Kızıl Adalar olarak bilinen büyüklü küçüklü 9 ada (Büyükada, Heybeliada, Kınalıada, Burgazada, Sedef Adası, Yassıada, Sivriada, Kaşık Adası, Tavşan Adası) ve Vordonos Adası’nın oluşturduğu ada takımına sahip.
Bu ada takımının sadece dört tanesinde sürekli yerleşim ve gezi imkânı var. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken Adalar’a Şehir Hatları vapuru ile her gün ulaşmak ve hem tatil amaçlı hem de günübirlik geziler yapmak mümkün.
Antik çağda, Prens Adaları Demonsia (Halk Adaları) olarak adlandırıldı. O zamanlar bile bir sayfiye yeri olarak görülen Adalar, bugünkü Beyoğlu olan Pera’dan Rum, Yahudi ve Ermeni tüccarlar tarafından ziyaret ediliyordu.
Bugünkü “Prens Adaları” adı, İmparator I. Justinian’ın yeğeni II. Justin’e en büyük adada bir saray yaptırdığı 6. yüzyıla kadar uzanıyor. Bu nedenle adaya halk arasında Prens Adası veya Prens Adası deniyordu. Birçok prens ve çocukları burada yasaklandığından tüm ada grubuna Prens Adaları veya Prens Adaları deniyordu.
Ancak sadece Bizans İmparatorluğu döneminde değil, Osmanlı döneminde de şehzadeler İstanbul açıklarındaki adalara sürgün edilmiştir. Sultan III. Mehmet dönemine kadar padişah oğullarının tahta çıkmak için birbirlerini öldürmeleri yaygındı. Daha sonra şehzadeler müebbet hapis cezasına çarptırıldı veya “Prens Adaları”na sürgüne gönderildi.
Adalar manastır bölgesi olarak da kullanılmıştır.
Bugün, dokuz Prens Adasından dördünde yerleşim var. En büyük iki Ada olan Büyükada ve Heybeliada, hem yerli halk hem de turistler için çok popüler gezi ve hafta sonu destinasyonları haline geldi.
#image_titleHer gün Avrupa ve Anadolu yakasından Adalar’a yanaşan tekneler olduğu için, üzerinde yerleşim olan 4 Ada’ya ulaşmak kolaydır.
Kalkış Noktası: Vapurlar Kabataş, Eminönü, Beşiktaş’ın yanı sıra Kadıköy, Kartal, Bostancı’dan hareket etmektedir.
Adalar’a düzenli olarak hareket eden halk vapurları Şehir Hatları tarafından işletilmektedir. Bu tip vapur toplu taşıma kapsamında olduğu için İstanbulkart ile ödeme yapabilirsiniz. Şehir Hatları’nın feribot tarifesi ve feribot ücretini resmi web sitesinde bulabilirsiniz.
Deniz Otobüsü: Deniz Otobüsleri, katamaran tipi vapurlar da diğer bir seçenek. İDO tarafından işletilmekte ve ayrıca Kabataş’tan hareket etmektedir. Deniz Otobüsleri, halka açık feribotlardan daha hızlıdır ancak düzensiz saatlerde çalışır. Deniz Otobüslerinin güncel sefer saatleri ve fiyatları için lütfen İDO resmi web sitesini ziyaret ediniz.
#image_titleUzun bir yürüyüşe çıkarak sessizliğin ve huzurun tadını çıkarın. Adanın hemen her köşesinde sizi bekleyen güzel manzaralara hayran kalacaksınız.
Özellikle sonbahar ve ilkbahar aylarında tüm adaları bisiklet ile gezmek ayrı bir keyif. Her adada bisiklet kiralanacak bir nokta oluyor.
Tüm şehri ve İstanbul’un diğer adalarını izlemek için mutlaka tepelere çıkın ve gün batımını izleyin. Gün batımında size eşlik edecek şarkılar dinleyebilirsiniz.
Geçmişe doğru bir yolculuk yapmak isterseniz, adalar çok doğru bir adres! Ada mimarisi hala tarihi dokusunu koruduğu için adaların sokaklarında gezmek ve eski evleri görmek sizi geçmişe götürecek.
Her bir adanın ayrı ayrı güzel dondurmacıları var, yemeden sakın dönmeyin.
Adaların her birinde, Ege sahillerinde hissettirecek çok güzel restoranlar var. Canınız biraz deniz havası biraz da balık yemek isterse, soluğu deniz kenarındaki restoranlarda alabilirsiniz.
Adalar’da yapılacak en popüler şeylerden biri yüzmektir. Yüzmek ve güneşlenmek için birçok harika plaj var. Su sıcaklıkları Haziran-Eylül ayları arasında 20 ila 24 santigrat dereceye ulaşır.
Adalar’ın en büyüğü olan Büyükada, en fazla cazibe merkezi ve aktiviteye sahiptir. Adada yürüyerek, bisikletle ya da elektrikli araba ile dolaşabilirsiniz.
Aya Yorgi Kilisesi & Yücetepe: 203 metre yüksekliğindeki Yücetepe’nin tepesindeki muhteşem ve ikonaları ile Rum Ortodoks Aya Yorgi (Aziz George/Hagios Georgios) Kilisesi’ni ziyaret edin.
Ahşap konaklar: Büyükada, hala iyi korunmuş olan ve adaların şehir manzarasına hakim olan Viktorya döneminden kalma konaklarla doludur.
Eski Merkez: Bougenvilla ile kaplı eski merkez ve taş sokaklarda dolaşın. Ada meydanını, 20. yüzyılın başlarından kalma bir saat kulesini, birçok mağazayı ve daha fazlasını keşfedin.
Troçki Evi: En ünlü yerlerden biri Troçki’nin Hamlacı Caddesi 4’teki eski villasının kalıntılarıdır. Rus devrimci lider Leon Troçki, 1929’dan 1933’e kadar adada sürgünde yaşadı.
Rum Ortodoks Yetimhanesi: 1898 yılında inşa edilen eski Rum Yetimhanesi Prinkipo, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci büyük ahşap yapısıdır. Büyükada’nın en önemli noktalarından biri olmasına rağmen şu anda çökme tehlikesiyle karşı karşıya.
Kiliseler: Adada Agios Dimitrios ve Panagia Rum Ortodoks Kiliseleri, Rum Ortodoks Hristos Manastırı, San Pacifico Roma Katolik Kilisesi ve Surp Asdvadzadzin Ermeni Katolik Kilisesi gibi birçok güzel kilise bulunmaktadır.
Hamidiye Camii: Kendine has mimarisiyle bu cami 19. yüzyılın sonlarında yapılmıştır. Baskın neo-klasik ve imparatorluk tarzı süslemelerle birleştirilmiş Türk unsurlarına sahiptir.
Müzeler: Adalar Müzesi, Adalar’ın tarihine adanmış çocuk dostu bir müzedir.
Plajlar: Büyükada’nın birçok halk plajı (halk plajı) ve plaj kulüpleri yüzmek için ideal yerlerdir. Popüler noktalar Yörükali ve Naki Bey plajlarıdır.
Doğa: Büyükada ve Dilburnu olmak üzere iki tabiat parkı bulunmaktadır. Aya Yorgi Kilisesi’nin bulunduğu Yücetepe tepesine çıkan patika yürüyüş için harika bir nokta.
Restoranlar: Vapur iskelesine dönmeden önce limandaki balık restoranlarından birinde lezzetli bir yemek için mola verin.
Not: Büyükada tüm yıl boyunca oldukça popüler ancak yaz aylarında oldukça kalabalık olabiliyor.
Aya Triada Manastırı: İki tepe arasında yer alan Aya Triada, manastır, manastır, kız okulu, yetimhane ve ilahiyat fakültesi olarak hizmet vermiştir.
Kiliseler: 1857’den kalma Aya Nikola Rum Ortodoks Kilisesi veya Bizanslılar tarafından inşa edilen son kilise, 1341 yılına dayanan Panagia Kamariotissa Kilisesi gibi adanın güzel kiliselerini keşfedin.
İbadet yerleri: Bet Yaakov Sinagogu ve Heybeliada Camii görülmeye değer diğer ibadet yerleridir.
Halki Enstitüsü: Bir başka popüler cazibe merkezi, 11. yüzyılda inşa edilen Halki Ortodoks İlahiyat Enstitüsü’dür.
Doğa: İnsanların yaşadığı en yeşil ada olan Heybeliada, doğanın güzelliğini yaşayabileceğiniz sakin noktalarla doludur. Çam ormanları ve Değirmenburnu Tabiat Parkı huzurlu bir doğa yürüyüşüne davet ediyor.
Ahşap konutlar: Sokaklarda sıralanmış birçok şık 19. yüzyıl villası bulabilirsiniz.
Plaj: Heybeliada, Değirmenburnu plajı veya Aqua Gren Beach Club gibi ormanlarla çevrili harika plajlara sahiptir. Halk plajları ve plaj kulüpleri arasında seçim yapabilirsiniz.
Müze: Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi, Türk romancı Hüseyin Rahmi Gürpınar’a adanmıştır.
Restoranlar ve Kafeler: Limandaki birçok restorandan birinde yemek yiyin veya bir kafede rahatlayın.
Bisiklet Turu: Yapılacak en iyi şeylerden biri bisiklet kiralamak ve bisikletle bir gezi turuna çıkmak.
1.5 kilometrekarelik alanıyla prens adalarının en küçüğü olan Kınalıada’da 115 metre rakımdaki Çınar Tepesi, ondan 5 metre daha aşağıda kalan Teşrifiye Tepesi ve 93 metrelik yükseklikte Manastır Tepesi bulunuyor.
Kınalıada ismini, üzeri makilerle kaplı olduğu dönemlerde uzaktan kızıla çalan bir görünüme bürünmesi nedeniyle almıştır.
Kınalıada’dan çıkartılan taşlarla İstanbul surları inşa edilmiş, 19. yüzyılda Tophane Rıhtımı ve Haydarpaşa Limanı’nın yapımında da ada taşlarından istifade edilmiştir.
Kınalıada’yı yürüyerek gezmek isterseniz ortalama yarım saatlik bir sürede tüm adayı tamamlayabilirsiniz.
Adada görülmesi gereken diğer mekanlar arasında Kınalıada Camii, Dönüşüm Manastırı, Panayia Rum Ortodoks Kilisesi, Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi, Hristos Tepesi ve Manastırı da bulunuyor.
Burgazada’nın isminin bir zamanlar Bayraktepe’deki (170 metre) gözetleme kulesine ithafen verildiği tahmin edilen ve Yunanca’da “kule” anlamına gelen “Pyrgos” olduğu ve Türkler adayı fethettikten sonra Burgaz olarak değiştiği düşünülüyor.
17. yüzyıl seyyahı Evliya Çelebi tarafından tasvir edilen tepe, 1794 senesinde İtalyan gezgin Cosimo Comidas tarafından resimlenmiştir. Tepe aynı zamanda Hristos Tepesi (İsa Tepesi) olarak da biliniyor.
Türk hikâyeciliğinin büyük isimlerinden Sait Faik de (Abasıyanık) Burgazada’nın tanınmış simalarındandır.
Burgazada’yı gezerken Kalpazankaya, Aya Yorgi Garibi Manastırı, İsa Tepesi-Hritos Manastırı, Sait Faik Abasıyanık Müzesi, Bayraktepe / Hritos Manastırı, Aya Yani Kilisesi, Burgazada Camii’ni görebilirsiniz.