DünyaHaber Girişi : 25 Kasım 2022 16:07

İnsanlık Tarihinin Kara Lekesi: İnsanat Bahçeleri

İnsanlık Tarihinin Kara Lekesi: İnsanat Bahçeleri

Avrupa’da 18. ve 19. yüzyılda ‘ilkel’ olarak nitelendirilmiş, farklı ırktan insanlar; kafeslere konulup halka açık olarak sergilenirdi. Bu İnsanat Bahçeleri ziyaret akınına uğruyordu. İşte detaylar…

1897 yazında, Belçika Kralı II. Leopold, Başkent Brüksel’in doğusunda bir insan hayvanat bahçesi kurulmasını emretti. Yaklaşık 260 Kongolu bu bahçeye taşındı.

İnsanat Bahçeleri ziyaret akınına uğruyordu.

İnsanlar kafeslere konularak, bazıları yöresel kıyafetleriyle ya da çoğu zaman çıplak olarak sergileniyorlardı.

Birçok kaynağa göre, en az 1,3 milyon Belçikalı, Kongoluları görmek için Brüksel’in doğusundaki insan hayvanat bahçesini ziyaret etti.

19. yüzyılın ikinci yarısında, bu fikri benimseyen sömürge güçleri, Afrika kökenli insanları Avrupa ve Amerika’nın en büyük şehirlerindeki kafeslerde sergilemek için harekete geçti.

Kurulan insanat bahçelerinde; Kongolular gibi Afrikalılar, Kızılderililer, Aborjinler gibi topluluklardan tutsak edilen insanlar, Avrupalılar tarafından hapsedilerek seyrediliyordu.

İnsan hayvanat bahçelerinde çocuklara ve bebeklere bile gösteri muamelesi yapıldı.

İkinci Dünya savaşından sonra Avrupa’da insanat bahçeleri azaldı. Kalan son insanat bahçesi de 1958 yılında Belçika’da kapandı.

TUTSAK EDİLEN OTA BENGA’NIN HİKAYESİ

Günümüzde Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ne ait topraklardan 1904’te Ota Benga adlı Afrikalı genç bir erkek kaçırılmış ve hayvanat bahçesinde sergilenmek üzere ABD’ye götürülmüştü.

Kendisi Kongo’da yaşayan Mbuti pigmesiydi. 1.5 metreden kısa, avcılıkta son derece başarılı yerli bir topluluktu Mbuti pigmeleri…

Ota Benga  19 yaşındayken 2 çocuk babasıydı. Bir gün ailesini doyurabilmek için çıktığı avdan döndüğünde tüm ailesini katledilmiş ve kabilesiyle yaşadığı yerleri talan edilmiş halde buldu. Kendisi de rehin alındı.

Dünya Fuarında Sergilenmek için Satın Alındı

Ota Benga, Verner St. Louis dünya fuarında sergilenmek üzere Hristiyan misyoner Samuel Philips Verner tarafından satın alındı. Fuar kurulmadan önce ziyaretçilerin Benga’yı tanıyabilmesi için bir levha oluşturdu.

Levhada Benga’nın sıcakkanlı bir canlı ve inançlarından dolayı törpülediği sivri dişleriyle saf yamyam olduğu belirtildi.

Benga’yı görmek için aylık olarak fuara 20 milyon insan ziyaret etti. Gelenler Ota Benga’nın kendisini görmek için 25 sent, ekstradan bir de dişlerini görmek için fazladan 5 sent para ödüyorlardı.

Maymunlarla  Aynı Kafese Konuldu

Verner St. Louis dünya fuarındaki işi bittikten sonra 1906 yılında Bronx Hayvanat Bahçesi’nde maymun ve orangutanlarla aynı kafese konuldu. Kafesinin önündeki tabelaya tanıtım amacıyla, “ Afrika Pigmesi, “Ota Benga, yaş 23 yıl, boy 1.49 metre, ağırlık 46 kg. Kasai Nehri, Kongo Özgür Devleti, Güney Orta Afrika’dan Dr. Samuel P. Verner tarafından getirildi. Eylül boyunca her öğleden sonra sergilenecektir” ifadeleri yazıldı.

Bronx Hayvanat Bahçesi’nde Benga’nın maymunları kucaklaması ve orangutanlarla güreşmesi için şiddet gösteriliyordu.

Kısa sürede bu gösteri için milyonlarca ziyaretçi hayvanat bahçesine akın etmeye başladı. Ancak gösterinin popülerleşmesi insan hakları savunucularını da harekete geçirdi.

Hayvanat bahçesi yönetimi savunucuların baskılarına dayanamadı ve Benga’yı bir süre sonra serbest bıraktı. Serbest kalınca İngilizce öğrenip bir tütün fabrikasında iş bulan Ota Benga fiziksel olarak serbest olsa da zihninden yaşadıklarını atamadı ve 1916’da kalbine ateş ederek intihar etti.