Kalbi nefsin mi, hakikatin mi yönetiyor? Rûmî’nin sözleriyle; akıl, vicdan, göz, gönül ve ruhun hakikatle sınavını keşfedin. İnsan olmak bir farktır…
İnsan, sadece düşünen bir varlık değil; hisseden, seçen, yönelen ve bazen de unutan bir varlıktır. Mevlânâ Celaleddin Rûmî’ye atfedilen bu sözler, insanın içsel dengesine, ahlaki duruşuna ve hakikate olan yakınlığına dair sarsıcı bir aynadır. Kalbin köşküne nefs kurulmuşsa; ilim, servet, güzellik, hatta sevgi bile anlamını yitirir. Bu satırlarda; görünene değil, özde olana bakmayı, nicelik değil nitelik üzerinden yaşamı değerlendirmeyi öğreneceksiniz.
Kalbin köşküne kurulmuşsa nefs;
İnsan da bir, hayvan da bir.
Edep örtüsünü giymemişse beden;
Bahar da bir, hazan da bir.
Haram lokmaya alışmışsa kursak;
Aç da bir, tok da bir.
Haline şükrü unutmuşsa insan;
Az da bir, çok da bir.
Merhamet elini tutmamışsa vicdan;
Zalim de bir, mazlum da bir.
Bildiği ile amel etmemişse dimağ;
Âlim de bir, cahil de bir.
Samimiyetten nasibini almamışsa akıl;
Akil de bir, mecnun da bir.
Manaya bakmayı bilmemişse göz;
Güzel de bir, çirkin de bir.
Vermeye kudretsiz kalmışsa el;
Zengin de bir, fakir de bir.
Ezandan huzursuz olmuşsa kulak;
Duyan da bir, sağır da bir.
Yüce Allah aşkını tatmamışsa gönül;
Sevgi de bir, nefret de bir.
Kulluğun önüne geçmişse kibir;
Şeytan da bir, melek de bir.
Ve gaflet uykusuna dalmışsa ruh;
Yaşam da bir, ölüm de bir.