HER GÜNE BİR HİKAYE

Sonsuzuğa doğru yöneldim, gece karanlık ve sınırsızdı. Bütün genişliklere çevrildim, uzak yıldızlara, samanyollarına ve yıldızlar ötesine kadar uzanarak sordum:

“Gerçek nedir?”

“Gerçek sonsuzluktur!” dediler.

Sabah aydınlık ışıdı, güneş pırıl pırıl ışıklarla dünyayı sarmağa başlayınca, güneşe döndüm ve sordum:

“Gerçek nedir?”

“Gerçek aydınlıktır” dedi.

Varlığa döndüm. Her şey yavaş yavaş canlanmaya, toprakta tohumlar patlamaya, fidan büyümeye, yapraklar yeşillenmeye ve meyveler olgunlaşmaya başlamıştı. Sordum:

“Gerçek nedir?”

“Gerçek şu üzerinde dolaştığın yeryüzüdür” dedi.

Bir ihtiyara rastladım. Yıllar yaşamış, bir hikmete ulaşmıştı. Beni bir peygamber gülüşü ile karşıladı.

“Gerçek nedir?” diye sordum.

“Gerçek yaşamaktır!” dedi.

Her şeyden kaçarak ıssızlığa yöneldim. Sessizlik içinde derinlik, derinlik içinde anlamlar doluydu.

“Gerçek nedir?” diye bağırdım.

“Gerçek barış ve huzurdur” diye yankılandı sesim.

Kalbe doğru yöneldim. Bütün aydınlıkları ve insanları kucaklamak ve sıcaklıkta ısıtmak istiyordu. Kalbime sordum:

“Gerçek nedir?”

“Gerçek, sevgidir” dedi.

“Sana bu soruları sorduran, sonra da gerçek cevabı bulduran, Allah’ı sevmektir.”


KISSADAN HİSSE;

Asıl gerçek olan bu dünyada da ahirette de Allah Azize ve Celle dir.

İnsan kalbini O 'na bağlarsa hem dünyada hem ahirette de huzur bulur.

Herşeyin içinde bulunan tüm gerçeklikler Allah a aittir,insan buna vakıf olduktan sonra hayat güzelleşir ve tat almaya başlar,bu dünyadan da huzurla Rabbinin cemaline varabilir.


VESSELAM 


ADNAN KESİK