Fransız bir yazarın “Hayat altmışlarda başlar” sözü, yaşamın gerçek özgürlük, kabulleniş ve huzur dönemi olduğunu anlatıyor. İşte altmış yaşın güzellikleri.
“Hayat altmışlarda başlar” diyor ünlü bir Fransız yazar. İlk duyduğumuzda kulağa sadece moral ve motivasyon için söylenmiş bir cümle gibi gelebilir. Ancak insan yaş aldıkça, özellikle altmışına geldiğinde bu sözün gerçek anlamını kavramaya başlıyor. Çünkü altmış, özgürlüğün, kabullenişin, huzurun ve yeni bir hayatın yaşıdır.
Altmış yaşına geldiğinizde hayatı başka bir pencereden görürsünüz.
Özgürlüğü hissetme: Kendine inanmama zincirinden kurtulma, sürekli iyilik meleği görünme isteğinden uzaklaşma ve kendine şefkat göstermeyi öğrenme dönemidir.
Kabulleniş: Kendi karakterini değiştirme çabasını bırakır, sükûnetle kendini olduğun gibi kabul edersin.
Hatalara bakış: Hatalarını sürekli anlatmak yerine, onları olgunlukla kabullenir, hatta bazen gurur duyarsın.
Çalışma özgürlüğü: Mecburiyet ortadan kalkar; çalışmak istersen sadece zevk ve hobi için çalışırsın.
Denge: Yeme içmeden karşı cinse olan ilgine kadar her şey dengeli ve ruhunu besleyecek kadar olur.
Altmışlar, hayatın özünü fark ettiğin yıllardır.
Güzelliğin gösteriş değil, sadelik olduğunu kavrarsın.
Mal varlığının değil, sevginin gerçek temel olduğunu idrak edersin.
Biriktirdiklerini paylaşmak, hatta bağışlamak sana canlılık ve neşe katar.
Artık aynalara takılmaz, kırışıklıklardaki gençlik tebessümünü görürsün.
Hayatın anlamının kıskançlık ve hırs değil; saflık, dürüstlük ve sevgi olduğunu bilirsin.
Altmış yaş, özgürlüğün en güzel zamanıdır. İstediğin saatte uyuyup uyanmak, dostlarla vakit geçirmek, seyahat etmek, sahilde yürüyüp dalgaların sesine kulak vermek ve gençlik anılarını hatırlamak... İşte bu özgürlükleri kimse senden alamaz.
Altmış yaşına geldiğinde, hayatın aslında yeni başladığını keşfedersin. Çünkü artık koşuşturmaca yok, gösteriş yok, gereksiz hırs yok. Geriye kalan sadece özgürlük, huzur, sevgi ve sadeliktir. Ve işte asıl yaşam budur.