Bir ülkenin kaderini belirleyen en temel vatandaşlık mesuliyeti
Oy vermektir.
Bir partiye veya lidere oy vermek, bir takımı tutmak değil, kendi geleceğimizi, çocuklarımızın emanetini ve milletin kaderini yönetecek en liyakatli ekibi seçme eylemidir.
Oy, bir partiye değil, bir geleceğe yön verme meselesidir.
Bu çalışma, duygusal tepkilerden ve hamasetten arınarak, akıl ve vicdanla en doğru kararı vermeniz için bir pusula niteliğindedir.
Her bilinçli vatandaşın, oyunu kullanmadan önce kendine sorması gereken sorular nelerdir?
İdeal ülkeye ulaşma hedefiyle,bir seçmenin oy verirken kullanması gereken en temel ölçütler, hiyerarşik bir düzen ve öncelik sırasıyla nasıl olmalı?
İstediğiniz vizyona ulaşmak
için bir siyasi partiyi ve lideri değerlendirirken kullanabileceğimiz,particilikten arındırılmış, evrensel ve hiyerarşik bir yol haritasının genel
hatları.
BİR PARTİYE OY VERİRKEN …
Bir partiye oy
verirken şuna bakmalıyız:
Ülkemizi ilgilendiren tüm alanlarda somut çözüm üretiyor mu?
Geçmişte verdiği sözleri tuttu mu?
Kadroları güvenilir mi?
Ve en önemlisi:
Çocuklarımıza bırakacağı miras ne olacak?
Unutmayalım…
Oy pusulasına attığımız mühür sadece bir partiye değil; geleceğimize, huzurumuza,adaletimize, refahımıza attığımız imzadır.
BİLİNÇLİ SEÇMEN YOL HARİTASI, REHBERİ:
İDEAL BİR GELECEK, TÜRKİYE İÇİN KİME OY VERMELİYİZ?
Doğru partiyi seçmek, bir fanatizm meselesi değil, ülkenin geleceğine yapılan en ciddi yatırımdır.
Bu yatırım, içi boş vaatlere veya hamasi sloganlara değil;
Liderin karakterine, kadronun liyakatine,devletin vizyonuna ve hukukun üstünlüğüne yapılmalıdır.
Oy vermek, bir aidiyet meselesi değil, bir liyakat ve vizyon değerlendirmesidir.
Ülkenin geleceğini emanet edeceğimiz partiyi ve kadroyu seçerken; vaatlerin cazibesine değil, devlet aklının derinliğine,politikaların tutarlılığına ve yönetecek olanların karakterine bakmalıyız.
Bu, kendimize ve gelecek nesillere karşı en büyük mesuliyetimizdir.
“Hangi partiye oy vermeliyiz?”
Bu çok önemli ve herkesin zihninde olması gereken bir soru.
Kusursuz Bir Türkiye İçin Oy Verirken Dikkat Edilmesi Gereken Mutlak Ölçütler
Bu sorunun cevabı bir kişinin adıyla, bir sloganla, bir ideolojiyle verilmez.
Bir partiyi veya lideri desteklerken sadece duygusal bağ, ideoloji veya alışkanlıkdeğil;
Akıl, vicdan ve gelecek nesiller için sağlam ölçülerle karar vermek gerekir.
Oy vermek, sadece bir seçim değil, bir milletin kaderini, bir medeniyetin inşasını ilgilendiren çok esaslı bir meseledir.
Çünkü mesele,bir kişinin ya da bir partinin meselesi değil… Mesele, hepimizin geleceği,çocuklarımızın yarını, bu topraklarda güven içinde yaşayacak nesillerin meselesidir.
O halde, oy verirken nelere dikkat etmeliyiz?
Gelin, beraber düşünelim.
Bu, her vatandaşın ömür boyu taşıdığı en ağır ve en kıymetli mesuliyettir.
Vereceğin oy, sadece bir partiye değil, kendi geleceğine, çocuklarının kaderine atılmış bir imzadır.
OY’UN FELSEFESİ
Oy vermek, bir markaya sadakat değil; bir ülke projesine,bir medeniyet tasavvuruna ortak olmaktır.
Hislerle değil, akıl, izan ve sağlam ölçülerle hareket etmeyi gerektirir.
HANGİ PARTİYE OY VERMELİYİZ?
TEMEL ÖLÇÜLER ve OLMAZSA OLMAZLAR
(Değişmez Kriterler) Parametreler ve Vazgeçilmezler
Oy verirken değerlendirme sürecini, bir piramit gibi, en temelden en özele doğru ele alalım:
Bu maddeler, bir parti için asgari müştereklerdir.
Bu maddeler, bir partinin vaatlerinin ve yeteneğinin ölçüldüğü alanlardır.
Bunlardan birini dahi taşımayan bir yapı, diğer tüm vaatlerine rağmen elenmelidir.
GELİŞMİŞLİK ve REFAH KRİTERLERİ (Performans Beklentileri)
TEMEL FELSEFE VE DÜNYA GÖRÜŞÜ: "NİYET ve İSTİKAMET"
Milli ve Manevi Değerlere Bağlılık:
Parti, Türkiye devletinin bölünmez bütünlüğünü ve milletin birliğini esas almalıdır.
Türk milletinin tarihi, kültürü, inançları ve bayrağına saygı duymalı, bu değerleri içselleştirmiş bir kadroya sahip olmalıdır. Bu,hamasi söylemlerle değil, samimi ve tutarlı eylemlerle ispatlanmalıdır.
PARTİYİ VE SİSTEMİ DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ
(TEMEL DİREKLER) PARTİNİN VİZYONU VE İLKELERİ
"NEDEN?" SORUSUNUN TEMELLERİ
Parti ne vaat ediyor ve nasıl bir sistem kurmayı hedefliyor.
İyi bir kadro, ancak sağlam bir vizyon ve evrensel ilkeler üzerinde yükselebilir.
SOSYAL ve HUKUKİ DÜZEN: "HUZUR ve ADALET"
Tarafsız ve Bağımsız Yargı:
Adalet, milyonların değil, hukukun emrinde olmalıdır.
Yargı, hiçbir siyasi iktidarın baskısı altında olmamalıdır.
Parti, yargıya hiçbir şekilde müdahale etmeyeceğini taahhüt etmeli, hukukun üstünlüğünü her şeyin önüne koymalıdır.
Bu, en kritik ölçüttür.
Adalet ve Hukuk Devleti
BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ ADALET GÜVENCESİ
(Olmazsa olmaz) Adalet yoksa, hiçbir şey yoktur.
Yargı bağımsız değilse, hak yerini
bulmuyorsa, orada huzur olmaz.
Oy vereceğimiz parti, önce adaleti tesis etmeli. Hesap verebilir, şeffaf
olmalı.
Olması Gerekenler: Yargının bağımsız,tarafsız ve siyasetten tamamen uzak olacağına dair anayasal ve fiili güvence.
Olması İstenenler: Herkesin kanun önünde eşit olduğu, en üst düzey yöneticiden sıradan vatandaşa kadar hiç kimsenin yargı dokunulmazlığına sahip olmadığı bir sistem.
Bir an önce yapılmalı: tüm koruma saklama vs. kanunlar hemen iptal edilmeli ve arşivler herkese açılmalı
Olmayacaklar (Olması İstenmeyenler): Yargının iktidarın sopası veya muhalefetin hedefi haline gelmesi. HSK ve benzeri kurumların siyasi iktidarın emrinde çalışması.
ADALET VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ
(Olmazsa Olmazların Birincisi)
VAATLER VE PROJELER – "NE?" SORUSUNUN KRİTİK ANALİZİ
Sağlam bir kadro ve vizyon,ancak ayakları yere basan projelerle anlam kazanır.
GÜÇLÜ ve BAĞIMSIZ EKONOMİ
Halkın cebi
dolmadan, yüzü gülmez.
Üretim odaklı bir ekonomi, adil gelir dağılımı ve yoksulun gözetildiği bir
sosyal devlet…
İşte aradığımız budur.
EKONOMİ VE REFAH POLİTİKALARI
(Halkın Geçimi ve Ülkenin Gücü)
EKONOMİK GÜÇ ve ADALET
EKONOMİK VİZYON: "HALKIN CEBİNDEKİ REFAH"
Güçlü, Üreten ve Adil Paylaşan Ekonomi:
Ekonomi, "borç ve inşaat" üzerine değil, "üretim,katma değer, ihracat ve teknoloji" üzerine inşa edilmelidir.
Sanayisi güçlü, tarımında kendi kendine yeten, enflasyonu düşük, istikrarlı bir TL'si olan, gençlere istihdam oluşturan, esnafı ayakta tutan bir ekonomik model vaat edilmeli ve bu vaat geçmiş performansla desteklenmelidir.
Düşük Enflasyon, İstikrarlı Kur:Vatandaşın alım gücünün ve parasının değerinin korunması.
Üretim ve Katma Değer:Tarımda ve sanayide kendine yeterli, yüksek teknoloji üreten bir ekonomi.
İstihdam:Genç işsizliğin çözüldüğü, nitelikli işlerin arttığı bir istihdam politikası.
Adil Gelir Dağılımı:Toplumun sadece belirli bir kesiminin değil, tüm kesimlerinin refahtan pay alması.
SOSYAL DEVLET ANLAYIŞI ve HUZURLU TOPLUM
Devlet, en alttaki vatandaşının da sırtını yere getirmeyecek bir sosyal güvenlik ağı kurmalıdır.
Emekliye, dar gelirliye, engelliye, şehit ailesine sahip çıkan, herkesin kaliteli sağlık hizmetine erişebildiği bir sistem öngörülmelidir.
Güvenli ve Huzurlu Toplum:
Devlet, en zayıf vatandaşının da refahından sorumludur.
Olması İstenenler:Sokakta, okulda, işte herkesin kendini güvende hissettiği, suç oranlarının düşük olduğu bir toplum düzeni.
Vatandaş, sokağa çıkmaktan, gece yürümekten, hakkını aramaktan korkmamalıdır.
Suçla etkin mücadele, terörle amansız bir savaş ve toplumsal huzuru bozacak her türlü ayrıştırıcı söylemin engellenmesi partinin temel vaadi olmalıdır.
Olması Gerekenler:Emekliyi, engelliyi, dar gelirlisiyle kimsenin açlık ve sefalet sınırında yaşamadığı bir sosyal devlet anlayışı.
EĞİTİM ve GELECEK VİZYONU: "GELECEĞİN İNŞASI"
Çağın Ötesinde, Bilimsel Eğitim:
Eğitim, ideolojik değil, bilimsel, özgür düşünceli, üretken bireyler yetiştirmeyi hedeflemelidir.
Öğretmeni itibarlı, öğrenciyi dünya vatandaşı olarak yetiştiren, ezberden uzak, sorgulatan, teknolojiyi üretebilen bir nesil yetiştirmek ana hedef olmalıdır.
DÜNYA STANDARTLARINDA EĞİTİM
Çağın gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış, özgür düşünen, araştıran, sorgulayan bir gençlik.
Olması Gerekenler:Bilimsel, herkes için erişilebilir eğitim. Öğretmeni motive eden bir sistem.
EĞİTİM VE BİLİM VİZYONU (Geleceğin Teminatı)
· Çocuklarımız ezberleyen değil; düşünen, sorgulayan,üreten bireyler olmalı.
· Üniversiteler özgür, bağımsız, güçlü ve dünya standartlarında olmalı
· Bilime, teknolojiye yatırım yapılmalı.
Temel Soru:
SAĞLIK SİSTEMİ
Halk sağlıklı değilse, devlet güçlü olamaz.
· Modern hastaneler, güçlü aile hekimliği ve önleyici tedbirler şarttır.
· Her vatandaşın, cebindeki paraya bakılmaksızın en kaliteli sağlık hizmetine ulaşabilmesi.
· Olması Gerekenler:Personel, ekipman ve bekleme süreleri açısından güçlendirilmiş birinci basamak sağlık hizmetleri.
DEVLET YÖNETİMİ VE DEMOKRASİ ANLAYIŞI
(Sistemin Sağlamlığı)
İNSAN HAKLARI ve TEMEL ÖZGÜRLÜKLER
TOPLUMSAL BARIŞ ve BİRLİK
· Özgür bireyler, güçlü milletler yaratır.
· Ayrıştıran değil, birleştiren liderlere ihtiyacımız
var.
Etnik, mezhep ya da siyasi farklılıklar kavga sebebi değil, zenginlik olmalı.
İNANÇ ve DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ
· Herkes inancını rahatça yaşayabilmeli.
İnanç ve Özgürlükler Konusunda Tarafsızlık:
İnançsızların da güvenliği sağlanmalı
Devlet, tüm inançlara ve inançsızlığa eşit mesafede durmalı, hiçbirini kayırmamalı veya dışlamamalıdır.
Her vatandaş, inancını veya inançsızlığını özgürce ve korkmadan yaşayabilmeli, bu özgürlüğü kısıtlayan hiçbir uygulamaya müsaade edilmemelidir.
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK ve YAŞAM KALİTESİ
· Deprem güvenli şehirler, temiz çevre, düzenli ulaşım…
Unutmayalım:Sağlıklı bir çevre, sağlıklı bir gelecek demektir.
LİDERİ VE KADROYU DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ
(EMANETİN KİME VERİLDİĞİ)
KİM?" SORUSUNUN VAZGEÇİLMEZLERİ
LİDERDE OLMASI GEREKEN MUTLAK VASIFLAR:
GEÇMİŞ KARNE VE TUTARLILIK
"NASIL?" SORUSUNUN KANITI
Bir sistem ne kadar iyi olursa olsun, onu işletecek olan insandır. Bu nedenle liderin ve ekibinin vasıfları hayati önem taşır.
Her şeyden önce, vizyonu ve projeleri taşıyacak olan "insan"faktörü gelir. En mükemmel anayasa bile, kötü niyetli veya yetersiz yöneticilerin elinde bir kâğıt parçasına dönüşür.
Devlet Adamı Duruşu: Oy vereceğimiz lider, bir sonraki seçimi düşünen bir siyasetçi mi, yoksa bir sonraki nesli düşünen bir devlet adamımı? Kutuplaştırıcı, öfkeli ve ayrıştırıcı bir dilden beslenen mi, yoksa 90 milyonu kucaklayan, birleştirici ve bilge bir dil kullanan mı?
Söylem ve Eylem Tutarlılığı: Partinin ve liderin geçmişte söyledikleri ile bugün yaptıkları arasında tutarlılık var mı? Dün "yanlış"dediklerine bugün "doğru" diyorlar mı? Bu, ilkesel bir duruşu mu, yoksa ilkesiz bir pragmatizmi mi gösterir?
AHLAK, DÜRÜSTLÜK VE VİCDAN
(Karakter Her Şeydir)
· Ahlaki Duruş ve Güvenilirlik: Liderin ve kadrosunun geçmişinde yolsuzluk, ahlaki zafiyet veya halka yalan söyleme gibi lekeler var mı? Sözü ile özü bir mi? Şahsi ve ailesel yaşantısındaki duruşu, topluma vadettiği ahlakla örtüşüyor mu?
Dürüstlük ve Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik Kültürü:
Sözüyle, özüyle, geçmişiyle tertemiz olmalı.Geçmişinde ve şimdisinde şaibeye yer olmayan, net bir sicil.
Hata yaptıklarında özür dileyebiliyorlar mı, yoksa sürekli başkalarını mı suçluyorlar?
Mal varlıkları ve kamu harcamaları konusunda şeffaf olmaya niyetliler mi?
Eleştiriye açıklar mı, yoksa her eleştiriyi "vatan hainliği"olarak mı damgalıyorlar?
HİZMETTE LİYAKAT VE EHLİYET ESASI (İşi Bilene Verme)
"Kimin akrabası,kimin arkadaşı olduğu" değil, "ne iş yaptığı ne bildiği" ölçü alınmalıdır.
Parti, devleti yönetecek kadrolarını belirlerken liyakati tek kriter olarak görmelidir. Torpil, kayırmacılık ve adamcılık, bir partinin en büyük zaafıdır.
Devlet yönetimi konusunda bilgi, birikim ve vizyon sahibi olmak.
Liyakat ve Ehliyet Prensibi:
Liderin etrafındaki kadro,sadakat esasına göre mi, yoksa liyakat (yetkinlik) esasına göre mi seçilmiş?
Ekonomi bakanı ekonomiden,adalet bakanı hukuktan, eğitim bakanı eğitimden anlıyor mu?
Kadrolar, alanında en iyi olanlardan mı oluşuyor, yoksa sadece "bizden" olanlardan mı?
Dirayet ve Kararlılık: Milli menfaatler söz konusu olduğunda tavizsiz duruş sergilemeli.
İstişareye Açıklık: "Ben bilirim"cilikten uzak, alanında uzman kişilerle çalışmayı prensip edinmeli.
İletişim Becerisi ve Birleştiricilik: Toplumun tüm kesimlerine hitap edebilen, kucaklayıcı bir dil.
BİRLEŞTİRİCİLİK VE KAPSAYICILIK (Herkesin Lideri Olma)
Ahlaki Karakter: Aile ve özel yaşantısı dahil, örnek alınabilecek bir karakter.
Tevazu ve Halkla Bütünleşme: Makam ve güç sarhoşu olmamalı, milletin bir ferdi olduğunu unutmamalı.
VİZYON VE DEVLET ADAMI KİMLİĞİ (Ufka Bakabilme)
· Vizyon: Ülkeyi50-100 yıl ilerisini düşünerek yönetebilecek bir ufuk.
LİYAKAT ve AHLAK
Kadroda Olmazsa Olmazlar:
Devlet, ehliyetsiz ve ahlaksız ellere teslim edilemez.
Olması Gerekenler:Tüm kamuda, kayırmacılık değil, liyakatin tek kriter olması. Yolsuzluk, rüşvet ve usulsüzlükle sıfır tolerans ile mücadele.
Olması İstenenler:Şeffaf, hesap verebilir, denetlenebilir bir yönetim anlayışı. Kamu ihale ve atamalarının şeffaf bir şekilde yapılması.
Olmayacaklar (Olması İstenmeyenler):Torpil, kayırmacılık, yandaş ekonomisi, devlet imkanlarının siyasi sadakat karşılığı dağıtılması.
Liyakat: Her bakanlık, o işin erbabı, en iyisi olan kişiye teslim edilmeli.
Tecrübe: Kadro, genç ve dinamik olduğu kadar, tecrübeli isimlerden de oluşmalı.
Ahlak: Herhangi bir yolsuzluk,usulsüzlük iddiası bulunan isimler kadroda asla yer almamalı.
Birlik Ruhu: Kadro, uyum içinde çalışabilmeli, kendi içinde çekişme ve gruplaşma yaşanmamalı.
Başkan ve Yönetici Kadroda Olması Gereken Mutlak Vasıflar:
1. Dürüstlük ve şeffaflık.
2. Liyakatli kadrolar kurabilme becerisi.
3. Güçlü iletişim ve halkla bütünleşme yeteneği.
4. Uzun vadeli vizyon (sadece 4-5 yıllık değil, nesiller için plan).
5. Kriz yönetimi ve hızlı karar alma kabiliyeti.
6. Milli çıkarları her şeyin üzerinde tutmak.
7. Dinleyen, istişare eden liderlik.
8. Alanında Uzmanlık: Enerji Bakanı'nın enerji mühendisi, Maliye Bakanı'nın iktisatçı olması gibi.
9. Tecrübe: Kamu yönetimi veya özel sektörde ispatlanmış başarı öyküleri.
10. Ekip Uyumu: Uyum içinde çalışabilen, birbirini dengeleyen, güçlü bir ekip.
11. Halkla Temas: Halktan kopuk, elitist değil, halkın nabzını tutabilen isimler.
MİLLİ BİRLİK ve BÜTÜNLÜK
Bölünmez bütünlük, sadece toprakla değil,gönüllerle sağlanır.
Olması Gerekenler: Ülkenin üniter yapısını koruyan, terör örgütleriyle her türlü ilişkiyi reddeden, millî değerlere saygılı bir söylem ve politika.
Olması İstenenler: Tüm farklılıklarıyla milleti kucaklayan, ayrıştırıcı değil birleştirici bir dil.
Olmayacaklar (Olması İstenmeyenler): Irkçı,ayrılıkçı, ötekileştirici, nefret söylemi içeren politikalar.
BÖYLE OLMALI
BİLİNÇLİ SEÇMENİN SORUMLULUĞU
İdeal bir ülke, ideal seçmenlerle inşa edilir.
Oy pusulası, basit bir kâğıt parçası değil, geleceğe yazılmış bir mektuptur.
Bu mektubu yazarken; parti fanatizminden, kimlik siyasetinden, boş sloganlardan ve korku ikliminden uzaklaşarak, yukarıdaki parametreleri bir kontrol listesi gibi kullanmak hem kendimize hem de vatanımıza karşı en onurlu görevimizdir.
SONUÇ ve TAVSİYE
Hiçbir parti bu saydıklarımın hepsini %100 karşılayamaz.
Hiçbir parti bu saydıklarımın hepsini mükemmel bir şekilde temsil etmeyebilir.
Sen, kalbini ve aklını dinle. En çok hangisi bu istikamette samimi, tutarlı ve ehliyetli? İse oyunu ona ver.
Geçmişi, vaatleri, kadrosu, söylemleri ve eylemleriyle en çok hangisi bu "Kusursuz Türkiye" idealine yakın? İşte oy pusulasındaki işareti, bu sorunun cevabı belirlemeli.
Vazifen, "Temel Ölçüler ve Olmazsa Olmazlar"başlığı altındaki kriterleri kalbinin ve aklının süzgecinden geçirip, bu kriterlere en yakın duran, diğer alanlarda da en fazla vaat ve kabiliyeti gösteren partiyi seçmektir.
Seçimden seçime değil, her daim takip eden, denetleyen,hesap soran bir vatandaş ol.