DOKTOR DÖVÜYORUZ!

Haberlerde zaman zaman duyuyoruz: “Hasta yakını doktora saldırdı!”

Bir dönem sosyal medyada hayli konu olmuştu:

“Biz artık doktor dövüyoruz”

Doktoru, döv

Öğretmeni, döv

Çocuğu, döv

Karını, döv

Kızını, döv

Parkta çiçekleri kopar

Yerlere tükür

Yediğin çekirdekleri yerlere at…

“Yapma”, diye karşı çıkanlara

“Sana ne” diye bağır, üstüne yürü

Sonuç ne olacak?

Olacağı belli!

Değişmeyen,

Binlerce yıl gelişmeyen kafa yapısı!

İnsan dövmek nedir?

Taş devri insanı…

*

Bu olayların en kötü tarafı nedir diye sorarsanız…

Yıllarca insan bedeni, anatomi, tedavi, iyileşme ve insanı hasta eden araştırmaların, bilginin ve kitapların içinde olan birilerine….

Hiç okumayan, araştırmayan, neyin neden ve nasıl olduğunun farkında bile olmayan bir insanın, bilginin içindeki insanlara “kötü” davranması son derece üzücü bir olay..

Daha da kötüsü, insanın kendisini cahil, kaba davranışıyla, kötü bir insan olduğunu kendi elleriyle belgeleyen insanların var oluşu…

Gerçekten kabul edilemez bir sorun bana göre…

*

Ne yapmak lazım gelir?

Karısına şiddet uygulayan adamı boşandırıp bir daha evlenmesine izin vermeyeceksin.

Kadına -  kıza, daha doğrusu canlıya şiddet gösterenleri uzun yıllar mahpushaneye atacaksın.

Çünkü şiddet ruhsal bir hastalıktır tedavi gerektirir.

Bir kadına nasıl vurulur!

Kadın anne, kadın sevgi, kadın anamız, kadın kız kardeşimizdir.

Kadın,eşimiz, kadın sevgilimizdir..

Kadın,insandır her şeyden önce…

Şiddet,insanlığın yüz karasıdır.

Öğrencisini döven öğretmenin de öğretmenliğini elinden alacaksın.

Doktora mı saldırdı, alacaksın ev hapsine, tıp eğitiminin bir yılın derslerini verip sınava sokacaksın..

İngilizce, Latince terimleri ezber ettireceksin..

Yüzlerce ilaç isimlerini, ne işe yaradığını da öğrenme şartlarına ekleyeceksin..

Görsün mürekkep akıtmak nasıl bir şeymiş!

Bunları öğrenene kadar da hastaneye sokmayacaksın!

Anlasın bilgi nasıl bir şeymiş..

Her meslekte devletin denetimi tam sıkı, sürekli olmalıdır.

Çünkü bazen insan zayıftır!

Çoğu zaman gerçek bilgiden uzaktır.

Duygularına göre hareket eder, duygusal kararları yanlışları doğurur.

İnsan delicesine sever; Leyla olur, Mecnun olur ama çıkarına ters düştüğü anda ise düşmanı olur.

İşini olması gerektiği gibi yapmayanı görevden atacaksın.

Hani zaman zaman duyuyoruz, “şu şu yerlere başvurduk ama sonuç alamadık.”

Görevini tam yapmayan, sonuç vermeyenlerin hepsini görevden atacaksın.

Her iş kutsaldır, işin iyisi kötüsü olmaz. Bir temizlik görevlisi dahi en yüce bir işi yapıyor, hepimizin ihtiyacı olan temizliği sağlıyor.

Ama doktor, öğretmen bir adım önde çünkü insana dokunuyor, insan yetiştiriyor,geleceğe yön veriyor, sağlık veriyor, eli insan tenine dokunuyor..

Bundan daha ilerisi var mı?

Yok bence…

*

Araba tamircileri de hasta olan arabayı tedavi ediyor!

Bir tamirci de bir doktordur, ne farkı var ki!

Görelim farkı neymiş…

*

Ünlü bir kalp cerrahinin arabası bozulmuş, arabasını  tamire götürmüş.

Tamirci arabasının şöyle bir bakmış, araçı kontrol etmiş.

 Cerraha dönerek:

- Size bir şey soracağım. Nerede ise ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerede  olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim,gerekirse kabloları,  motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine  yenisini takacağım. Söylesenize nasıl oluyor da siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?

Bunun üzerine kalp cerrahi tamircisinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:

- Bunların hepsini motor çalışıyorken yapmayı denesene…

*

Biraz sevelim her şeyi..

Çiçekleri,yeşili, ormanı…

Hayvanları sevelim, bir tas su vermiyor olsak ta, yolda gördüğünüz bir kediyi, bir köpeği bir sevin ve ertesi gün sizi nasıl tanıdığına şahit olun…

Bir dilim ekmek verin bir köpeğe, sizi koklasın…

O köpek kokunuzu yıllarca unutmaz…

*

Tüm doktorların, öğretmenlerin önünde saygıyla eğiliyorum. İlkokul öğretmenim rahmetli babama da bu vesile ile Tanrıdan rahmetler diliyorum.

[Aşk Yazarı Mustafa Çifci - 09.04.2024]