DİJİTAL DECCAL GÖREV BAŞINDA!


 

Evet, inanıyoruz ki: Mehdi ve Deccal arasında Amik Ovası’nda gerçekleşecek olan “Melheme-i kübra: Armegedon savaşı”, vakti saati geldiğinde gerçekleşecektir.

 

İslâm ve ehl-i kitap sakinleri, Mehdi ile Deccal’i ve “altta kalanın canının çıkacağı büyük ve son savaş”ı bekleyedursun:

 

Deccal çoktan çıkmıştır, kıtalarda ve beyinlerde kol gezmektedir!

 

Savaş meydanı olarak insanın sınırsız büyüklükteki ve hacimdeki “beyin ovası” kullanılmak suretiyle “Medyagedon” savaşı çoktan başlamıştır!

 

Deccallerin şahı olan “Esas Deccal” gelmeden, onun öncülerinden olan “medya: küçük deccal”; TV, radyo, gazete, internet ve sosyal medya gibi suretlerde çoktan gelmiş ve insanları ifsada başlamıştır.

 

Bugünkü en etkili küçük deccal; “klasik TV” ile “klasik radyo” ve diğer yayın organları adına ne varsa hepsini “tek havuzda: tek elde” toplamış olan “internet” suretindeki “dijital deccal”dir.

 

Bu dijital deccal, aynen “esas deccalin tek gözlü olması” gibi “tek elden”: Aşağılık kompleksine kapılmadan, tek gözünden utanmadan ve arlanmadan, büyük bir özgüvenle, 366 gün 25 saat kesintisiz şekilde, o tek gözünü kırpmadan tam kapasite ifsadına devam etmektedir:

      -Olgu ve olayları tek havuzdan boca etmekte, bütün olgu ve olaylara tek gözle ve tek bakış açısıyla bakmakta ve baktırmaktadır.

      -Empoze etmek istediği kendi olgu ve olaylarının dışında kalan diğer olgu ve olaylara o tek gözünü de kapatmakta, onları yok saymakta ve görmezden gelmektedir.

      -Mutlu olunacak tek yol olarak kendisinin çizdiği yolu ve mutlu olunacak tek yer olarak da kendisinin yarattığı cenneti göstermektedir.

      -Söz konusu yarattığı cenneti gerçek hayatta bulamayanların ızdırap yaşamasını; kendisi ve ailesi, toplumu ve devleti ile çatışma yaşamasını sağlamaktadır.

     -Kendi çizdiği yoldan başka yolları cehennem azabı yaşanacak yol olarak göstermekte; o yolun yolcularının ümitsizlik ve yeise düşmesine, gittiği yoldan şüphe etmesine ve çoğunun da gittiği yoldan geri dönmesine neden olmaktadır.

 

Küçük deccaller tarafından iğfal edilmek suretiyle “gönüllü ve adanmış” taraftarı hâline gelen her doz ve derecedeki bütün kâfirler:


       *"En büyük başkan bizim başkan!”, .. sloganları ile liderlerinin etrafında kenetlenmiş durumdadır.

       

       *“Bizim işimiz asmak kesmek, kelle uçurmak!”, “yaşayan bir tek sarıklı, ayakta duran tek bir cami kalmayacak!”, .. vb. intikam ve kan kokan sloganlarıyla, her ân göreve hazır şekilde ortadadır.


    *Hedefine odaklanmış olarak küfründe “ısrar ve inat” etmekte ve bu amaç uğrunda “emek ve sermaye” harcamaktadır.


      *Hatası, kusuru ya da beceriksizliğini ileri sürüp kendi safını, liderini ve taraftarını terk etmemekte; iyi günde ve kötü günde birbirini desteklemektedir.

     

      *Zemin ve zaman gözetmeksizin, kendi kabiliyeti ölçüsünde, gerektiğinde ölüm dâhil her türlü riski almak suretiyle; görev sırası gelenler vakti saati geldiğinde, “kesin yerler!” bilinci içinde, “özür dilerim, öyle demek istemedim, yanlış anlaşıldım!” teraneleri eşliğinde kendini feda etmektedir.

      Kendini feda ederken bile; “Adam özür diledi ya işte, üstüne daha fazla gitmeyin!” diyen ahmak Müslümanları bir kere daha “çifte kavrulmuş ahmak” yerine koymakta ve Müslümanlar arasında fitne çıkartmayı da başarmaktadır.

 

Tek gözlü Deccal ve Deccal’in taraflarında durum böyle iken:

 

      *İmanı ile onur duyan, özgüven sahibi, görüldüğünde Allah’ı hatırlatan Müslüman nerede ve ne âlemde?

 

    *Hak vâki oluncaya kadar: 366 gün 25 saat kesintisiz şekilde, iki gözünü de kırpmadan tam kapasite çalışması, seher vaktinden sonra uyumaması ve bir işten yorulunca diğer işe başlayarak istirahat etmesi gereken “Mehdi’nin taraftarı Müslümanlar” nerede ve ne âlemde?

 

        *“Hak + bâtıl : İki göz” ü de gören dijital mehdi nerede ve ne âlemde?

  

      *"En büyük başkan bizim başkan!”, .. sloganları eşliğinde: Feraset ve basiret sahibi, dinamik, lider vasfına sahip, kendini sadece Allah’a adamış, sadece Allah’tan yardım dileyen ve dilenen liderlerin önderliğinde her ân göreve hazır şekilde birbirine kenetlenmiş midir?

 

       *Hiç çekinmeden “Hak geldi, bâtıl zâil olacak!”, “Hak yol İslâm yazacağız!”, “Kanımız aksa da zafer İslâm’ın!” sloganlarını atabiliyor mu artık?

 

      *Kâfirlerden daha kavi şekilde hedefine odaklanmış olarak imanında “azim ve sebat” etmekte ve bu amaç uğrunda “emek ve sermaye” harcamakta mıdır?

 

        *Hatası, kusuru ya da beceriksizliğine rağmen kendi safına, liderine ve taraftarına sahip çıkmakta; iyi günde ve kötü günde de onu desteklemekte midir?

 

       *Zemin ve zaman gözetmeksizin, kendi kabiliyeti ölçüsünde, gerektiğinde ölüm dâhil her türlü riski almak suretiyle; vakti saati geldiğinde de “ ’Başka kim var?’ diye sağına soluna bakınmadan” “Kulağınızı dört açın, bir daha uyarmayacağım: Asla özür dilemiyorum, tam da onu demek istedim, beni çok doğru anladınız!” delikanlılığı eşliğinde kendini feda etmekte midir?

 

Sonuç olarak, Esas Mehdi gelinceye kadar “DİJİTAL MEHDİ” görevi görmek üzere Müslümanların: Medya cephesinde kaybettiği hâkimiyeti ele geçirmesi, medyayı azılı ateist-din düşmanlarının tasallutundan kurtarması ve vakti geldiğinde bayrağı esas Mehdi’ye devretmesi gerekmektedir.


Aksi takdirde, medyanın pezevenklerin eline geçmesi hâlinde; medyanın fahişe ve çocuklarının da piç olacağı kesindir!

 

Sorumluluğunu yerine getirmek için muhtaç olduğun kudret, “Mukaddes Kitab’ındaki asil kelâm”da mevcuttur!



Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Mehmet ERKOÇ 06 Nisan 2024 18:45

    366 gün 25 ifadesinin sebebi hikmeti nedir?

  • Edip ÖZBAY 01 Nisan 2024 18:19

    “Tavrınız olsun, tarzınız olsun, hedefiniz olsun, çizginiz olsun, prensipleriniz olsun, farkınız olsun, sınırlarınız olsun. Her şeyiniz şahsınıza münhasır olsun. Davranışlarınız taklit, düşünceleriniz satılık, değerleriniz emanet olmasın…!

  • Umut K 01 Nisan 2024 14:08

    Mübarek ramazan ayında emeğinize sağlık ufuk bey