… ÇIPLAKLIK

… ÇIPLAKLIK

Çıplaklık ve utanma duygusunun yitirilmesi sadece çıplaklık değil, bir ahlak ve estetik krizidir.


Toplumun ahlaki dokusuna yönelik endişe ve kamusal alanda müstehcenlik kabul edilebilir bir şey değil.

·     Bu nedir?

·    Bu neyin nesi?

·     Bu pespayeliğin, bu pervasızlığın adı nedir?

·    Siz neyin peşindesiniz?

·    Bu çıplaklık furyası da nereden çıktı?

·     Bu teşhircilikle varmak istediğiniz yer neresi?

Adına "modernlik" ya da "çağdaşlık"denen hilkat garibesi, ya sen nasıl bir şeytani tuzaksın.

Ve maalesef bu şeytani tuzağın ne kadar gönüllü kölesi, sapığı var.

·    Ve bu tuzak size nasıl bir haz veriyor ki, her geçen gün limitleri daha da zorluyorsunuz?

Yatak odasının mahremiyetine ait olması gereken ne varsa, şimdi sokakların hoyratlığına sergileniyor.

·    Toplumun ortak alanları, her yaştan,inançtan ve değer yargısından insanın bir arada bulunduğu, karşılıklı saygı ve özen gerektiren kamusal mekanlara bu nasıl bir saldırı?

Son dönemlerde giderek yaygınlaşan ve "özgürlük"adı altında meşrulaştırılmaya çalışılan bir giyim (giyinmeme) tarzı, toplumun büyük bir kesimini rahatsız eden ciddi bir ahlaki erozyon ve görsel kirlilik sorununa dönüşmüş durumda.

Toplumun gözü önünde sergilenen bu utanmazlık ne modernliktir ne çağdaşlık.

Bu düpedüz ahlaksızlığın, şeytani bir tuzağınta kendisidir.

Hayır! Bu düpedüz şeytani bir tuzak

Bu durum, basit bir "kişisel tercih" meselesi olmaktan çıkıp, toplumun genel ahlak ve haya duygusunu hiçe sayan, adeta bir -kamu tacizi- boyutuna ulaşmıştır.

İnsanlar, kendi rızaları olmadan, yolda yürürken, parkta çocuğunu gezdirirken veya markette alışveriş yaparken, -yatak odasına ait kıyafetlerle- karşı karşıya bırakılmakta ve bu durum "normal"leştirilmeyeçalışılmaktadır.

Bugün sokaklara baktığımızda, artık yatak odasında bile giyilmeyecek, giymekten çekinecekleri kıyafetlerle caddelerde,pazarlarda, meydanlarda dolaşan kadınlar! görüyoruz.

Ne utanma var ne haya ne arlanma ne edep…

Her şey kaybolmuş! Değerler yerle bir…

Çıplaklık, insana haz vermesi için değil, nefsin en aşağı arzularını kışkırtmak için kullanılır.

Sanki hayasızlık bir meziyetmiş gibi, pişkin bir rahatlıkla teşhircilik yapıyorlar.

Erkekleri ağır bir tahrikle nazire yaparak, imtihana sürüklüyor, sıkıntıya sokuyorlar.

Çıplaklık, öyle bir pervasızlık ki; sadece erkekleri değil, açık giyinmeyi tercih eden normal bir kadınların bile midesini bulandıracak, iğrendirecek bir seviyeye gelmiş.

Bu bir özgürlük değil, ağır bir tahriktir. Bu bir stil değil, karakterin yerini bedenin almasıdır.

Çünkü ölçüsüzlüğün, sınır tanımamanın vardığı nokta budur: göz zevkini bozmak, ahlakı kirletmek, toplumu çürütmek.

Aklı başında bir insanın, aklından bile geçiremeyeceği pornografiye varan, aşırı bir teşhircilik,çıplaklıkla, zerre utanma, sıkılma emaresi göstermeden, pişkinliğin ötesinde bir rahatlıkla, hoyratlıkla caddelerde, sokaklarda fink atılıyor.

Estetikten ve zarafetten zerre nasibini almamış bir ucuzluk, düşüklük bu.

·     Şişirilmiş,sallaya sallaya gezdirdiğiniz o göğüslerinizle, poponun bile büyük bir kısmını gösteren çıplak kalçalarınızla, göbeklerinizle, sergilenen bedenlerinizle ne izletmeye ve anlamsızca ne anlatmaya çalışıyorsunuz?

Millet mecbur mu sizin o pis, boklu götünüzü görmeye

Edepsizce, sallana sallana dolaşmayı bir marifet sanıyorlar.

Bu nasıl bir şeytani şerli nefis

Sizde hiç utanma arlanma yok mu

Ve o meşhur, aşağılık savunmanız hazır:

Ve sonra hiç utanmadan

He hemen diyeceksiniz ki

"bakma kardeşim!"

Ki diyebiliyorlar.

Peki soruyorum:

Neden?

·     Tamam da ben mecbur muyum, sen o aşağılık görüntünle sokaklara düştün diye gözümü kapamaya?

·    Toplum mecbur mu sizin bu edepsiz, çirkin teşhirlerinize tanık olmaya?

·     Sen kamusal alanı, yani hepimizin ortak yaşam sahasını, kendi yatak odanın uzantısı haline getirme cüretini gösterdin diye ben neden gözlerimi kapamak,yolumu değiştirmek zorundayım?

Kimse bana parkın ortasında son ses küfürlü müzik dinletme hakkına nasıl sahip değilse, sen de beni o pis, ruhsuz ve bayağı görüntüne maruz bırakma hakkına sahip değilsin.

Bu bir hak değil, bir tecavüzdür; görsel bir tecavüz.

·    Biz gözümüzü mü kapatalım, yoksa siz mi üstünüze örtün?

·     İnsanlıktan hiç mi nasibiniz kalmadı?

Şeytanı bile kıskandıracak bir bataklığa düşmüşsünüz.

Bööööğ dedirtiyorsunuz üstünüze.

Bu nasıl bir pişkinlik, pervasızlık

Ey bu yola düşenler!

·    Sizde hiç mi utanma, arlanma duygusu kalmadı?

·    Hiç mi insanlıktan nasip almadınız?

Millet mecbur mu sizin bedeninizi, sokak ortasında teşhir ettiğiniz göğüslerinizi, karınlarınızı, edep yerlerinizi görmeye?

İnsan gözünü kapatsa, sokakta başını öne eğse bile,sizin pervasızlığınız her yerde göze çarpıyor.

·    Peki bu neyin mücadelesi?

·    Nereye varmak istiyorsunuz?

Asalet, ahlak, nezaket, temizlik, zarafet, estetik…

Utanma, arlanma, edep, haya...

·    Bunların hangisinden haberiniz var?

·    Toplumun değerleriyle, gelenekleriyle, insanlığın en temel erdemleriyle bu kadar mı bağınızı kopardınız?

·     Bu kelimeler lügatinizden tamamen mi silindi?

·     Bunlardan hiç mi haberiniz yok?

·    Bir anneniz, bir babanız yok mu sizin?
Kardeşiniz, eşiniz, dostunuz, akrabanız

·    Hiç birimi size “bu ne rezil bir haldir?” demiyor, uyarmıyor mu?

·    Hiç mi yol göstereniniz olmadı?

·    Hiç kimse size ayna tutmuyor mu?


YANLIŞ OLAN NE Mİ?

1.  Kamusal alanın ihlali:kişisel tercihlerin sınırı, bir başkasının özgürlük alanına müdahale ettiği yerde biter. Toplumun tamamının kullandığı alanlarda, toplumun genel ahlak anlayışına aykırı, rahatsız edici ve tahrik edici giyinmek, bir nevi -görsel şantajdır- ve kamusal alanı ihlaldir. İnsanlar, her açılıp saçılan vücut parçasını görmek zorunda değildir.

2.  Tahrik ve değersizleştirme: Bu tarzın arkasında yatan amaç, "moda" veya "özgürlük"ten ziyade, açık bir şekilde dikkat çekme ve cinsel tahriktir. Bu, kişiyi bir birey olarak değil, sadece bir "meta" veya "nesne"olarak sunar. Bu durum, sadece dini değil, -insani ve ahlaki- bir zafiyetin göstergesidir. Hiçbir saygın toplum, kamuda müstehcenliği hoşgörüyle karşılamaz.

3.  Aile ve gelecek nesiller:bu pervasızca normalleştirme çabası, aile yapısını ve gelecek nesillerin algısını tehdit etmektedir. Çocukların bu manzaralara maruz kalmasının psikolojik etkileri göz ardı edilemez. Bir toplumun temel taşı olan aile kurumunun saygınlığı, bu tür hoyratça saldırılarla aşındırılmaktadır.

4.  Çifte Standard ve iğrenme:bu durumdan rahatsız olanlar, "bakmayacaksın" gibi akıl ve mantıktan yoksun bir eleştiriyle karşı karşıya bırakılmaktadır. Bu, tıpkı "gürültü yapma" diyene "dinleme" demek kadar absürt ve haksız bir suçlamadır. İnsanların -midesini bulandıran, iğrenme hissi uyandıran-bir görüntüyü kamusal alanda dayatmak, en temel nezaket ve empati kurallarının çiğnenmesidir.

5.  Devletin sorumluluğu:sosyal bir hukuk devleti, sadece bireysel özgürlükleri değil, aynı zamanda -toplumun genel ahlakını ve kamu düzenini- de korumakla yükümlüdür. Bu, inançlardan bağımsız, evrensel bir hukuk kuralıdır. Sokakların, her türlü müstehcenliğin sergilendiği bir podyuma dönüşmesine göz yummak, devletin en temel vazifelerinden olan -kamu düzenini sağlama- işlevinin ihmalidir.

·     Var mı bunlardan bir haberiniz?

Utanma duygusu kalmamış…
Ahlak yok, edep yok, nezaket yok, temizlik yok, estetik yok,asalet yok…

·     Bunu hangi toplum, hangi vicdan normal görebilir?

Toplumu zehirleyen, ahlaki değerleri alt üst eden bu akım, şeytanı bile kıskandıracak kadar sapkın bir bataklık.

·    Ne hale geldiniz böyle?

·    Ne umuyorsunuz?

·    Nereye varmaya çalışıyorsunuz?

·     Ne zaman bu kadar çamurlaştınız?

·     Ne bekliyorsunuz?

·    Böyle bir serbestlik, böyle bir teşhircilik hangi toplumda normalleşebilir?

Toplumun genel ahlakını, huzurunu, nesillerin temizliğini bozmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.


Sormak lazım:

·    Bu gidiş nereye?

·    Amacınız ne?

·    Kazancınız ne?


Şunu unutmayın:

Çıplaklık özgürlük değildir, teşhircilik onur değildir. Aksine insanı küçülten, değersizleştiren, basitleştiren bir bataklıktır.

Öyle ki şeytan bile sizin bu pişkinliğinize gıpta eder hale gelmiştir.

Çünkü onun hedefi buydu: insanı hayasızlığa,utanmazlığa, ahlaksızlığa sürüklemek… ve siz bu tuzağa gönüllü düşmüşsünüz.

Bu mesele sadece sizin meseleniz değildir. Bu toplumun ortak vicdanını, huzurunu, geleceğini ilgilendiren bir meseledir.

Toplumun genel ahlakını, değerlerini ayaklar altına almaya,dejenereetmeye,bozmaya,çocukların gözlerini kirletmeye, gençlerin ruhunu zehirlemeye hiç kimsenin hakkı yoktur.

Toplumun “modernlik” adı altında ahlaksızlığı normalleştirmeye kimsenin gücü yetmez, yetmeyecek!

Devlet, millet, toplum; bu gidişe dur demeli, el koymalıdır.

Çünkü bu sadece bireysel bir tercih değil, bir ahlaki terördür.

İnsanların gözünün içine baka baka yapılan bir hayasızlıktır.

Ve kimse bunu normalleştirmeye, olağan göstermeye çalışmasın.

Çünkü normal olan, insana yakışan, asaletli olandır,temiz olandır, edepli olandır.

Çıplaklık ise sadece şeytanın süslediği çirkin bir tuzaktır.

Bu gidiş, bu hoyratlık, bu pervasızlık; insanı da toplumu da uçuruma sürükler.

Bugün bu bataklığa düşenler yarın kendi hayatlarının,ailelerinin, toplumlarının felaketine sebep olacaklar.

Çünkü edep yoksa, haya yoksa, ahlak yoksa; orada insanlık da yoktur.

Ey utanmazlıkla övünenler!
Bilin ki, bu yol sonu karanlık bir yoldur.
Bilin ki, bu halinizle toplumun lanetini, tarihin ayıbını, Allah’ın gazabını üzerinize çekiyorsunuz.


O yüzden:
ya aklınızı başınıza alın ya da bu gidişin sonunun uçurum olduğunu görün!

·    Nasıl bu hali normal görebilir,normalleştirmeye çalışırsınız?


Hesabınız ne?

·     Bu bir ilgi arsızlığı mı? Sevgi ve saygıyı, şehvet dolu bakışlarla mı karıştırdınız?

·     Bu bir aşağılık kompleksi mi? Değerinizi ispatlayacak hiçbir vasfınız kalmadı da iş bedeninizi pazarlamaya mı geldi?

·     Soruyorum size:
Erkekleri tahrik ederek ne yapmaya çalışıyorsun ne kazanacaksınız?

·     Böyle bir kadını, seni bu halde gören hangi ciddi, dürüst, onurlu hangi erkek, bir eş olarak görmek ister?

·     Yarın hangi evlât, böyle bir annenin öğütlerini ciddiye alabilir?

·     Hangi temiz vicdan, böyle bir kadını, bir anne olarak hayal edebilir?

·    Bugün ağır bir tahrikle ortalıkta dolaşan bu görüntüler, yarının annesi olacak kadınların, hangi yüzle çocuklarına "ahlak"ve "erdem" kelimelerini öğretecek, nasıl örnek olacaksınız? Onlara hangi yüzle öğüt verebilecek “ahlaklı olun” diyeceksiniz? Bunu hiç mi düşünmüyorsunuz?

·    Ve unutmayın; kendini bu kadar ucuzlatan bir bedenin, ruhunu ne kadar pahalıya satabilir ki?

Bu gidiş, bireysel bir ahlaksızlık olmaktan çıkmış, toplumsal bir çürümeye dönüşmüştür.

Devletin ve toplumun bu "normalleştirilmeye" çalışılan ahlaki erozyona bir “dur” demesi şarttır.

Çünkü bu gidişat; sadece bir kıyafet meselesi değil,doğrudan ahlaki çöküşün göstergesidir.

Çünkü hiç kimsenin, kendi şeref, haysiyet ve karakter fukaralığını, toplumun genel ahlakını zehirleyecek bir silah olarak kullanmaya hakkı yoktur.


Ve unutmayın:


Utanma, arlanma, haysiyet, şeref, ahlak, namus…
bunlar kaybolduğunda, insanlık da kaybolur.

·     Bu kadar mı gemi azıya aldı?

·     Konsomatrismisiniz?

·     Yatak odası kıyafetleriyle çarşıda pazarda, caddede sokakta gezmenin amacı ney?

·     Sende hiç namus, şeref, haysiyet, karakter yok mu?

Yani,

Bu, bir giyim tarzı eleştirisinden çok daha derin bir meseledir.

Bu, toplumsal saygı, ahlak, nezaket ve kamu huzuru meselesidir.

İnsanların, kendilerini rahatsız ve taciz edilmiş hissetmeden sokaklarda dolaşabilme hakkı vardır.

"modernlik" veya "çağdaşlık"adı altında, toplumu aşağılayan, değersizleştiren ve görsel bir kirliliğe boğan bu sapkın tavra, -devlet eliyle ve toplumsal refleksle bir dur demek-herkesin ortak sorumluluğudur.

Çıplaklık sapıklıktır

Bu, özgürlük değil, -saygısızlık ve çürümüşlüktür.-

·      Kur’an:“mümin erkeklere söyle: gözlerini (haramdan) sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu, onlar için daha temizdir.”(Nur 24/30)

·      “Mümin kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar, iffetlerini korusunlar, ziynetlerini teşhir etmesinler…” (nur 24/31)

·      Kur’an:“hayâ edenler için Allah da hayır murad eder.”

·      Hadis:“hayâ imandandır,hayâsızlık kalbi öldürür.”

·      Hadis:“sizden önceki ümmetlerin helak sebebi hayasızlığa dalmalarıydı.”

·      “Hayâ imandandır.” (Hadis-i şerif,buhari, müslim)

·      “Utanmadıysan dilediğini yap.” (Hadis-i şerif,buhari)

 

Unutmayın ki,

Önyargısız,samimi bir yürekle sorgularsanız…

Gerçek size hikmet olarak sunulur. 

 

erolyazıcı / ABBEYT ♥️Hakikat Yolunda Bir Yolcu

 

22.08.2025, Cuma

 

Siz ne düşünüyorsunuz?

Fikrinizi bizimle paylaşın,
Yorumlarınız başka gönüllere ışık olsun.

Bu yolculukta sizlere rehberlik edecek olan,kalbinizin sesi ve aklınızın ışığıdır.

 

Yorumlarınızı aşağıya bekliyoruz.

Teşekkürler,sevgiler, saygılar…

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.