"UYANIŞ ÇAĞRISI:
VİCDANIMIZA SON SESLENİŞ"
Vicdanımıza,aklımıza ve evlatlarımıza son çağrıdır.
Unutuşun Uykusundan Uyanış
… Zannetme, zandan kaçın
Bunları unutma
Bu durumlara düşmeyelim
NE ARA BU KADAR DÜŞTÜK, BOZULDUK?
Bir ülke düşünün:
Bir sabah uyandık ve...
Camiler
dolup taşarken, komşuluk ölmüş.
Komşumuzu tanımaz olmuşuz.
Adaleti bayrak yapıp adaletsizliğe hizmet etmişiz.
Kur'an raflarda, hurafeler gönüllerde.
Dini, camilere kilitlemişiz.
Aklı, lidere kiralamışız.
Kalbi, ekranlara rehin vermişiz.
Bilim kütüphanelerde, zan sokaklarda hüküm sürüyor.
Kendimize bir ayna tutalım,
Ve korkmadan bakalım o yorgun yüze.
Unutuşun o tatlı uykusuna dalmayalım,
Kendimize bu ihaneti, bu haksızlığı etmeyelim.
Soralım o akse:
Ne ara bu kadar büküldü belimiz?
Ne ara bu kadar kirlendi ellerimiz?
ASIL YARA:
KURALSIZLIĞIN KURAL OLMASI, KURAL HÂLİNE GELMESİ
Kuralsızlığın normalleşmesi.
Kural tanımayan bir hoyratlığın, hayatın değişmez kuralı olması.
Vicdanın sesinin, kalabalığın gürültüsünde yitip gitmesi.
Bilginin aydınlık fenerini söndürüp,
Zannın kör karanlığında yol arar olduk.
Haber okumadık
Manşetlerin sığ sularında boğulduk,
Manşetlerle inanıp, başlıklarla karar vermişiz.
Başlık ve en fazla spotlarla konuya hâkim olduğumuzu
zannettik
İftirayı haber,
Yalakalığı sadakat,
Rüşveti marifet,
Dalkavukluğu sadakat bilmişiz.
Hakikatin okyanusuna dalmaya üşendik.
Okumadan âlim,
Gezmeden seyyah,
Dinlemeden bilge kesildik.
Hırsızların partisi olmaz
Ve bu hırsızlar, iktidarla ana muhalefet arasında mutlaka kendilerine yer bulurlar.
Çoğu iktidara karışır,
Karışamayanlarda ana muhalefete yapışır.
Ve en acısı;
Hırsızı görmüşüz,
Hırsız
tanıdık, bildik.
Ama sevmişiz.
“Bizdendir” demişiz.
Yani, hırsızlığı ve hırsızı göremedik …
Sevdiysek, tuttuysak
Yakıştıramadık.
Gözümüzün önündeki belgeye “kumpas”,
Kulağımızdaki çığlığa “iftira”.
O yapmamıştır dedik
Belge, bilgi ne ola ki
Düzmecedir dedik,
Duygusala bağladık.
Arkasından ağladık.
Kör bir sevdanın gönüllü avukatı olup,
Kendi vicdanımızın katili olduk.
Celladı kesilmişiz.
Artık ülkede;
Yasalar, güçlüye göre esner.
İnanç, gösteriye dönüşür.
Bilgi değil zan konuşur.
Merhamet susar, kalabalık bağırır.
Bilenle, bilmeyenleri bir sandık.
Bilenle bilmeyenin bir tutulduğu,
Cahilin en cüretkâr olduğu bir çağa yenildik.
Okumadan alim gezmeden seyyah olduk.
Hırsızlığın rengi, kimliği olmazmış, öğrendik.
Gücün gölgesine sığınır, liyakatsizliğin sofrasında buluşurmuş.
Biri iktidarın zırhına bürünür,
Diğeri muhalefetin dokunulmazlığına yapışırmış.
Ve biz…
Okumadan bilir,
Anlamadan yargılar,
Sorgulamadan inanırız.
Düşünmeyi gereksiz,
Şüpheyi “küfür” sanırız.
Araştırmadan soruşturmadan inandık.
Çünkü diğeri zordu, sıkıcıydı.
Emek ve mesai gerektiriyordu.
Ne gereği vardı.
Sosyal medya da zaten gördük.
Hap gibi yuttuk.
Olduk, bildik, bulduk.
NE KAYBETTİK?
Nereye gidiyoruz?
KARANLIK ÇAĞIN KRONİKLERİ
CEHALETİN ALTIN ÇAĞI
DİNİN ÇALINAN YÜZÜ
Dini, İnancı;
Duvarlara hapsettik,
kubbelerin,belirli günlerin esiri kıldık.
Sokağa, adliyeye, pazara, hayata taşıyamadık, indiremedik.
Sevgiyi,merhameti, adaleti;
Çarşıya,komşuluğa, mahkemeye indiremedik.
Peygamberi Allah ile bir tuttuk, yarıştırdık.
Şirke düştük.
Bazen bilmeyerekte olsa öne aldık
O’nu örnek almak yerine, O’nu putlaştırdık.
Yaratıcının kelamını bırakıp,
Peygambere atılan iftiraları,
Hurafelerin masalına kandık.
Hurafelere, Kuran’dan önce inandık, üstün gördük.
Vazgeçemedik, uyanamadık.
O’nun affediciliğiyle yarıştırdık kullarını,
İbadeti ritüele, imanı gösterişe çevirdik.
Dışımızın Müslümanlığına aldanıp,
Müslüman kılıklı tipleri,
Münafıkları "dindar"sandık,
İçimizdeki münafığı göremedik.
Münafıkları fark edemedik.
Çok kötü yanıldık amaa
Yandık ki ne yandık …
Adaleti; partilere kırdırdık, evrensel yapamadık.
Aklı; liderlere kiraladık, işletemedik.
SİYASETİN ÇÖKÜŞÜ
Adamcılıktan vazgeçemedik.
İnsan onuruna asla yakışmayan bir duruma düştük ve
Birici olmanın zavallılığını fark edemedik.
Takım tutar gibi partili olduk, partici – partizan olduk.
Partizanlık yaptık, vatandaş olamadık.
Hırsıza "bizdendi" dedik, suça ortak olduk.
Rüşveti "iş bitirici" sandık, çürümeyi besledik.
Aklımızı bir lidere, bir davaya, bir renge kiraladık.
Sorgulayan benliğimizi en dipsiz kuyuya attık.
Liderlere, şeyhlere, parti başkanlarına zombi gibi körü körüne taptık.
O ne yapsa “doğru”,ne dese “hikmet” sandık.
Bu adamlar bazen parti lideri,
Bazen şeyh,
Bazan falan filan oldu.
Partizanlık,en keskin bıçak olup ayırdı bizi,
Aynı sofranın ekmeğini bölüşenleri düşman eyledi.
Fanatikliğin zavallı birinciliğine oynarken,
İnsanlığın en onurlu makamını kaybettik.
Sadece onların gözünden baktık hayata.
Bir türlü “ben de varım” diyemedik.
ADALETİ BIRAKTIK, SADAKATE TAPTIK
Ve rüşvet…
Ve Türkiye de en iyi kurumsallaşan şey.
Bu toprakların en kusursuz işleyen saati,
Saat gibi tıkır tıkır işler.
Ve her işin o paslı maymuncuğu,
Her kapıyı açan ana anahtarı.
Her vicdanı susturan o zehirli fısıltı oldu.
Liyakat kapı dışarı edildi.
Ehliyet, emanet, eman yok.
Çünkü artık hırsızın kimliği önemliydi.
Eğer bizdense, gözümüz kör, kulağımız sağır,
Dilimiz lâl oldu.
HAVA ATTIK
Yapmadığımız,yapamayacağımız şeyler üzerinden konuştuk
Herkesten önce kendimizi kandırdığımızı görmek istemedik
CEHALETİN İKTİDARI
Okumadan "alim", gezmeden "seyyah" olduk.
Sosyal medyadan "hakikat" yuttuk, sorgulamadık.
Sosyal medyada gördüğümüzle hüküm verdik.
En kolayı seçtik, düşünme zahmetine katlanmadık,
Düşünmeyi lüks,
Zekâyı külfet bildik.
Bir türlü aklımızı işletemedik, düşünemedik.
Askıya aldık, kiraya verdik.
Bir cümleyle tanıdık,
Bir video ile infaz ettik.
Okumadan konuştuk,
Araştırmadan yargıladık.
YÜZLEŞME ZAMANI
ÇIKIŞ YOLU:
BİR UYANIŞ GEREK
Artık uyanalım!
Bu derin, bu aldatıcı uykudan…
Aklın o terk edilmiş sarayına geri dönelim.
Düşünmenin o çileli, ama onurlu yoluna girelim.
Araştıralım, soralım, tereddüt edelim.
Çünkü şüphe, imanın değil,cehaletin panzehridir.
Gerçeğin yalın ve onurlu yüzüne bakalım.
Ve insan olmanın o en temel erdeminde buluşalım:
Merhamet, adalet ve utanma duygusu.
Çünkü bu gemi su alırsa,hepimiz boğuluruz.
Ve bu topraklara borcumuz,kendimizden önce çocuklarımıza bırakacağımız en temiz mirastır:
Onur, akıl ve vicdan.
Artık susmak, suç ortaklığıdır.
Körü körüne sevmek, ihanettir.
Bilerek susturmak, inkârdır.
YENİDEN DOĞUŞ, BAŞLAMAK İÇİN 7 ERDEM, ADIM:
1.AKLI ÖZGÜR BIRAK, AKLIN İHYASI
Zanla değil bilgiyle konuş, hareket et.
Zannı bilginin önüne geçirme
Lider değil, ilke takip et.
2.DİNİ HAYATA İNDİR, DİNİ ÖZENE DÖNDÜR
Dini, Camiye,Cuma’ya, Bayrama Hapsetme
Çarşıya Pazara,Komşuya, Götür
Cuma ile değil, cuma sonrası ile Müslüman ol.
Camide değil, pazarda, adliyede, sofrada Müslüman kal.
İbadeti hayata yay.
Dindar görünümlü münafıkları teşhir et.
3.SİYASETTE VİCDAN OLSUN
Partizan değil, ilkeli ol.
Hırsızı"bizden" diyerek savunma! yanındaysan, sen de ortaksın.
Oy verdiğine değil, doğruya sadık
ol.
4. ADALETİ TESİS ET, ADALETİ KUTSALLAŞTIR
Rüşvetin her türlüsüne sıfır tolerans.
Akraba, tarikat, cemaat ayırma.
Kim haklıysa onun yanında dur.
Liyakati kutsal
bil.
5. EĞİTİMİ YENİDEN KUR, EĞİTİMDE DEVRİM
Ezberi değil, eleştirel düşünceyi öğret.
Öğretmeni toplumun
mimarı yap.
Öğretmeni sadece ders anlatan değil, insan yetiştiren bil.
6. TOPLUMU ONAR
Komşunu tanı, yardımını esirgeme.
Yolsuzluğa sessiz kalma, şahit ol.
Haksızlığa karşı susma.
Mazlumu koru.
7. ÖNCE KENDİNLE BAŞLA
Önce kendinidüzelt.
"Ben ne
yapabilirim?"diye sormaktan vazgeçme.
“Ben ne yapabilirim?” deme, çaresiz davranma.
Aynaya bak, orada bir cevher var: Sen.
SON ÇAĞRI:
ARTIK UYAN!
Bu gemi su alırsa, batarsa,
Hiçbirimiz kurtulamayız.
Hepimiz boğuluruz.
Unutma:
Camiler ne kadar dolu olursa olsun,
Eğer sokaklar kirliyse,
O ibadet, göğe çıkmaz.
Camiler temizse, sokaklarda temiz olmalı.
Kur'an okuyorsan, adalet de dağıtmalısın.
Adaleti yaşat.
"Müslümanım" diyorsan, münafıklara geçit vermemelisin.
Çünkü bu topraklara en büyük
mirasımız;
Temiz bir vicdan, açık bir akıl ve onurlu bir duruş olmalı.
EY HALKIM!
Sana sesleniyorum:
Susma,
#UyanışVakti etiketiyle, bu çığlığı
çoğalt.
Bu bir isyan değil, uyanış çağrısıdır.
"En büyük cihat, zalim sultana
karşı hakikati haykırmaktır."
– Hz. Muhammed (s.a.v.)
Çünkü bu ülke, ancak uyananların omuzlarında yükselecek.
Unutmayın ki,
Önyargısız,samimi bir yürekle sorgularsanız…
Gerçek size hikmet olarak sunulur.
erolyazıcı / ABBEYT ♥️
14.07.2025, pazartesi
Siz ne düşünüyorsunuz?
Fikrinizi
bizimle paylaşın,
Yorumlarınız başka gönüllere ışık olsun.
Bu yolculukta sizlere rehberlik edecek olan, kalbinizin sesi ve aklınızın ışığıdır.
Yorumlarınızı aşağıya bekliyoruz.
Teşekkürler,sevgiler, saygılar…