Batı cephesi mensuplarının bu anlayış ve tutumu bağlamında özellikle vurguluyorum:
Eğer doğu cephesindekilerin o hatırlattıkları şeyler (Allah, âhiret, hak ve adâlet) olmasa idi, “Batı cephesindekilerden farkı olmayacağı için", batı cephesindekilerin doğu cephesindekilerle hiçbir sorunu olmazdı!
Doğu cephesindekilerin hatırlattıkları yüzündendir ki; batı cephesindekilerin yola gelmelerini, farklı bir davranışta bulunmalarını ve doğu cephesindekilerin lehinde bir tutum göstermelerini beyhûde yere bekliyoruz.
Batı cephesindekilerin doğu cephesindekilere zaman zaman güleryüz göstermeleri, tahammül etmeleri, hal hatır sormaları ve sessiz kalmaları; zaman zaman koordine olamayıp yalnız ve zayıf kalmaları yüzünden geçici bir tutum!
Batı cephesindekiler, hasbelkader Memleketin kader kalemini yine ellerine alırlarsa, mazbatayı aldığı dakîkadan îtibâren:
*Mümkünse: Doğu cephesindekileri adı sanı anılmayacak, zerre kadar iz bırakmayacak ve “bir varmış bir yokmuş!”a çevirecek şekilde yok edecekler!
*Doğu cephesindekileri yok etmek mümkün değilse:
-Kendi “korkuları: Şerîatin gelmesi” ile kendi “cephedaş”larını tehdît edip taraftarlarını doğu cephesindekilere karşı harekete geçirmeye çalışacaklar!
-Kendilerinin “korktukları: Sürgün, ölüm, işyeri kapatma, işten atma” ile doğu cephesindekileri tehdît edip durdurmaya çalışacak, Memleketi doğu cephesindekiler için yaşanmaz hâle getirip eski karanlık günlerine geri döndürecekler!
-Kendilerinin “dîninden = düzeninden” olmadıkça ya da kendilerine köle olmadıkça, doğu cephesindekilere yaşam hakkı tanımayacaklar!
-Doğu cephesindekilere “mücbir nedenlerle” yaşam hakkı tanımak zorunda kaldıkları süre zarfında, doğu cephesindekiler ağzıyla kuş tutsa bile batı cephesindekiler asla bundan farklı davranmayacaklar!
*Batı cephesindekiler: Bugünlerde doğu cephesindekilerin haysiyet ve onur, izzet-i nefis ve ismet-i harîm, iffet-i nâmus ve mukaddes saydığı seccâde, Kur’ân, tesbih, başörtüsü ve hattâ hurma ve zemzem gibi mukaddeslerine saldırmak sûretiyle SIKLIKLA DÜŞTÜKLERİ BOKTAN KENDİLERİNİ HER KURTARMAYA ÇALIŞTIKLARINDA, “küçücük bir şeyi neden bu kadar büyütüyorsunuz ki?” diye KÜÇÜMEN KÜÇÜMEN GÖSTERMEKTEN GERİ DURMUYORLAR.
Ama vakti sâati geldiğinde, söz konusu mukaddeslerin cinsine ve eb’âdına bakmadan ve hiçbirini de eksik bırakmadan:
-Hepsini, kocaman kocaman “îdamlık en büyük suç delîli” olarak doğu cephesindekilerin önüne koyacaklar!
-Büyük bir hışım ve iştahla hepsinin üstünde tepinecekler!
-O pis ağızlarını doldura doldura hepsine hakâret edecekler!
*Sırf inât olsun ve doğu cephesindekiler kahrolsun diye, doğu cephesinin yaptığı:
-İHA, SİHA, uçak, helikopter, gemi, tren, otomobil, tank, uydu, roket.. vs. adına yüzen, uçan ve yürüyen ne varsa; hepsiyle saman, soğan, patates, .. kargoculuğu yapacaklar ya da hepsini bozdurup hurdacılara yok fiyâtına satacak veyâ eritip "sıçan ayı" ya da "çekirdek çitleyen eşek" heykeli yapacaklar!
-Havalimanı, deniz limanı, demiryolu, otoban, viyadük ve köprülerden sâdece saman, soğan, patates, .. nakliyesine izin verecekler ya da hepsine toprak dolduracaklar!
Doğu cephesindekilerin batı cephesindekilerin aynen bu şekilde davranacağına dâir îmânı, her türlü şek ve şüpheden uzak şekilde tam olmalıdır!
Bu meyanda, “nitelik ve vazîfesini unutmuş / öğrenmesi önlenmiş” olan doğu cephesi mensupları artık:
*Sâdece etli ve sütlüden değil “bütün aştan sorumlu”,
*Sâdece kendinden değil “bütün insanlardan sorumlu”,
*Sâdece bulunduğu siperden değil “bütün cepheden sorumlu”,
*Sâdece kendi ülkesinden değil “bütün dünyâdan sorumlu”
“halîfe” olma bilinci çerçevesinde davranmalıdır!
Artık:
*“Ne yapalım, Müslüman olmuşuz bi kere, lâfımızdan da dönemiyoruz; başımıza geleni çekeceğiz!” şeklinde Müslüman olduğuna pişman bir suçlu, sümsük, sünepe ve ‘eline vur, cânını al!’ duruşu sergilemek yok!
*“Ben bilmem, beyim bilir!” demek yok!
*Eziklik göstermek ve eziklik hissetmek yok!
*Kendinden ve gittiği yolun doğruluğundan şüphe etmek yok!
*Usanmak, gevşemek, yorulmak ve durmak yok!
*Kendisinin “sonsuz ve eksilmeyen aydınlık”ını terk edip batı cephesindekilerin "karanlıklar"ında ve "karanlık dehlizler"inde kaybolmak yok!
*“Burada sen varsan, ben de varım; inancıma, hakkıma ve hukûkuma göz dikeni oyarım!” duruşu var!
*Müslümana sataşmayı aklından geçirenin Şeytân’ının bile eûzü besmele çekip Allâh’a sığınması var!
Durmak yok, yola devâm o zaman: Doğu cephesindekilerin daha yapacak çok işi var!
Dünyâ yansa, doğu cephesindekilerin yanacak ve yıkılacak hiçbir şeyi yok!
Ama, batı cephesindekilerin yanacak binlerce balya samanı ile yıkılıp heder olacak binlerce putu var!
NOTLAR:
Batı cephesi şüphesiz Yahudiler gibi acımasızdır. Dönersek gök girsin kızıl çıksın Bundan böyle batı cephesi düşünsün Acımak yok
Sayende farklı konularda çok güzel bilgiler ediliyoruz sayın abim.
Siz inandığınız müddetçe onlar Asla sizi kabul etmeyecektir.
yüreğinize sağlık, her bir yazı birbirinden kıymetli.