Birine Balık Vermektense Ona Balık Tutmayı Öğret

Pendikli Balıkçılar

Her yanı denizle çevrili olan yurdumuzun kıyı bölgelerinde denizin güzelliği kadar zenginliklerine bol bol rastlarız. Bu arada, başta Marmara’nın, Ege’nin, Akdeniz’in büyük şehirleri olmak üzere, çeşitli kıyı şehirlerimizde güzel plajlar, deniz sporları için kuruluşlar bulunur. Gene bu kıyı şehirlerimizin sularında küçük, ya da büyük çapta balıkçılık yapılır.

Deniz kıyısında, ya da kayıkla denize açılıp açıklarda olta ile balık tutmak bir zevktir. Bu «amatör» (hevesli) balıkçıların dışında, meslekleri balıkçılık olan, kazançlarını bununla sağlayan pek çok kişi vardır. Bunlar balık avına büyük kayıklarla, motorlarla çıkarlar. Onlar için bu bir eğlence değil, iş olduğu için, iyi havada olduğu gibi karda, yağmurda, soğukta da ava çıkmak zorundadırlar. Kimi vakit, balıkçılar denizdeyken birden fırtına patlar, tekneler zorlukla limana dönerler; dönemeyip sulara gömülmek tehlikesi de vardır.

Görmüş-geçirmiş balıkçılar havanın bozacağını, fırtına çıkacağını bulutlardan, rüzgardan anlarlar. Bunlar, tehlikeyi sabahtan sezinlemişlerse, o gün balığa çıkmazlar; tehlike onlar denizdeyken baş gösterirse, hemen limana dönerler.

Küçük balıkçı tekneleri, daha çok, şehirlerin, köylerin kıyılarındaki koylarda bulunur. Buralara, kayıkları dalgalara karşı korumak için dalgakıranlar, mendirekler yapılmıştır. Balıkçı kayıkları fırtınalı kötü havalarda buralara çekilir. Balıkçılar havanın düzelmesini sabırsızlıkla beklerler; tehlikenin geçtiğini anlayınca yeniden denize çıkarlar.

Kıyılarımızda yapılan avlardan biri de sünger avıdır. Sünger denizin derinliklerinde, kayalar üzerinde bulunur. Sünger avcıları birer dalgıçtır. Denizin dibine dalarak bunları kesip koparırlar, yukarıya çıkarırlar. Sizin de kolaylıkla düşüneceğiniz gibi, sünger avcılığı çok büyük cesaret, ustalık isteyen tehlikeli bir iştir.

Sünger de bir canlı yaratıktır. Vücudu, içten, dar, ince bir kanalcıktan ibarettir; dıştan ise, bu kanalcıklara açılan deliklerle kaplıdır. Bu ilkel deniz hayvanı besinini, havasını bu deliklerden alarak yaşar. Süngerler herbiri teker teker, ayrı ayrı değil, binlercesi bir arada yığınak halinde, kayalara tutunarak yaşarlar.