Anılar tozlu raflara bırakılmış geçmişlerdir.
Adı üstünde geçmiş bir daha asla yaşanmayacak olan bitmiş yaşanmışlıklar.
Hatırlamanın hiçbir faydası olamayacağı güzel anıların ancak tebessümle karşılanacağı anılar.
Dün baba tarafından amcamın eşi yengemi bilinmeyen aleme gönderdik yaşı çoktan 90 ın üzerinde olsa da kendisinin acılardan kurtulmuş olması geride kalan yakınlarının üzülmemesine yetmiyor.
Her doğum nasıl sevinci getiriyorsa ölümler de kaybetmenin üzüntüsünü getirmekte.
Belki alışkanlıklara duyarlı oluşumuzdan belki hiç gitmeyecek gibi düşünmemizden kaynaklanıyor.
Sıralı bir şekilde arkasından yapılan görevler tamamlanıp bedenini bıraktığımız da sadece geriye Özgür olan ruhu kaldı .
Evine gelince eşe dosta ikramlar gelenek halinde sunuldu dualar okunurken hocanın bir an önce bitirip parasını alma telaşını gözlemlerken ben duayı bitirdiğinde müdahale etmek zorunda kaldım çünkü vefat eden yengemin haricinde anılması gerekenler vardı aileden ve ülkeden başta Mustafa Kemal Atatürk denmesi gerekirken sadece şehitlerimiz demekle yetindi.
Bu kadarmı korkuyoruz kendisinden bir duayı esirgiyoruz.
Gider gitmez bilinmez ama hiç saymamaktan iyidir.
Haddini bildirmek gerekiyordu onu yaptım.
Dualar edilirken çok gerilere gittim ben o evden bir eniştem çıktı, Bir halam çıktı birde amcam ve ben o evde büyümüştüm annemi kaybettikten sonra bir sürü yabancı insan vardı şimdi evde taziyeye gelen kafalarından ne geçiyordu bilmiyorum ama benim geçen geçmişimdi.
Hepsine dair anilar birer birer canlandı veya ben öyle görmek istedim çünkü çok gerilerde bırakmıştık.
Hiç gitmeyeceklermiş gibi yaşayan biz canlılar için örnek teşkil eden bu durumları es geçmemek lazım diye düşünüyorum tüm gidenlerin ve devri daim olsun ışıklarda olmalarını diliyorum.
Emel Araz