… Adil bir ülkede yaşamak istiyorum

… Adil bir ülkede yaşamak istiyorum

ADALET, AHLAK VE ÜRETİMLE YENİDEN YÜKSELİŞ

 

“Kuralsızlık Batırır – Adalet Kurtarır”
Bu bizim kurtuluş reçetemizdir.

(Yapısal dönüşüm için yol haritası)


Bu, sadece bir söz değil; bir milletin yeniden ayağa kalkmasının şifresidir.

Kurtuluş tankta değil, parada değil, propagandada değil; kuralların herkese eşit uygulanmasında,

Zengine de işleyen adalette ve yeni nesle çocuklarımıza "adaletle yaşamanın gururu"nu miras bırakmamızda, öğretebilmemizdedir.

Güven ortamını yaşamın her alanına hâkim kılınmalı.

 

Ve bu İstenirse bal gibi olur.

 

Hem de çok güzel olur.

 

ADALETİN YENİDEN İNŞASI

Adalet Her Şeyin Temelidir.

Adaleti herkese, her ana hâkim kılalım

Adalet, bir devletin kalbidir.

Kalp durursa, beden de işlevsiz kalır. Türkiye'nin yeniden nefes alabilmesi için, adaletin her birey için eşit ve şeffaf işlemesi elzemdir.

 

Kuralların ve Hukukun Üstün Olduğu

Gerçek bir hukuk Devleti olalım

 

Keyfilik değil, hukuk konuşmalı.
Parti, kişi ya da grup değil, adalet kazanmalı.
Herkesin adalet önünde eşit olduğu bir sistem inşa edelim.
Devlet kurumları; milletin hizmetkârı, milletin emaneti olmalı.

 

Adalet yoksa, huzur da yoktur.
Adalet varsa; özgürlük, üretim, refah, barış vardır.
Adaleti, sadece mahkeme salonlarında değil;

Sokakta, evde, okulda, iş yerinde de kuralım.

 

Bunlardan hemen kurtulmalıyız:

YARALARIMIZ:

TOPLUMSAL RÖNTGEN

ADALET ÖLDÜ MÜ?

 

Hukukun Üstünlüğü Değil, Güçlülerin Hukuku gerçeği ve algısı yıkılmalı:

·     Adaletsizlik → Güvensizlik → Çöküş → Kaos zinciri

·    Bir ülkenin çöküşü, yıkılan binalarla değil, sarsılan temel değerlerle başlar. Bugün tanık olduğumuz derin krizin kökleri, adaletsizlik, güvensizlik ve liyakatsizlikten beslenen bir kaos zincirinde yatıyor.

·    Adalet terazisi, güçlünün lehine eğildi.

·     "Bağlantısı olan kurtulur"anlayışı, kültürü, adaletin yerine geçti ve vatandaşın devlete olan güvenini derinden sarstı, toplumsal sözleşmeyi çürüttü.

·     Mahkemeler değil, telefonlar iş görüyor

·    Hukuk, mahkeme değil, - tanıdık, bağlantılar işliyor.

·    Hukukun üstünlüğünün değil, "güçlünün hukuku"nun işlediği yerde,insanlar devlete ve birbirine güvenmeyi bırakır.

·    Bu güvensizlik, toplumsal sözleşmeyi zedeler ve her alanda kaosa yol açar. Hak edenin değil, "torpili" olanın kazandığı bir düzen, sadece haksızlık değil, aynı zamanda umutsuzluk üretir.

·     Adaletsizliğin ve kayırmacılığın artması engellenmeli.

·     Hukuksuzluk aleni,cezasızlık kalıcı.

·     Cezasızlık normalleşmiş

·    Cezalar güçlüye,zengine uyarı,

.      fakire “hapsedilmiş ömür” yıkım.

·     Suçlu cezasını, mazlum hakkını almalı.

·     Suçlu kazanıyor, masum yoruluyor

·    Suç işleyen değil, ses çıkaran cezalandırıldı.

·    Cezalar komik, denetimler göstermelik kaldı.

·     Sokakta adalet değil, kaygı dolaşıyor

·     Haksızlık alışkanlık hâline gelmiş,

·     Çocuklar şiddeti ekrandan, cezasızlığı sokaktan öğrendiği bir düzende yaşıyor.

·     Toplumun vicdanı susmuş, adaletsizlik normalleşmiş.

·     Toplumda adalet hissi kaybolmuş; güven duygusu zedelenmiş


Bir toplum hayal edin:

Bir toplum, adalet hissini yitirdiğinde:

  • Ne kanun işler
  • Ne kurum işler, ayakta kalır
  • Ne gelecek kurulur,
  • Ne de güven kalır.

 

ADALET HERKES İÇİN, MUTLAK, ADİL VE EŞİT OLMALI

…Mutlak adalet – adaleti herkes için eşit ve mutlak yapamazsanız,

asayişi,huzuru, güveni, sevgiyi ve düzeni asla sağlayamazsınız.

Bu olmazsa olmazların ilkidir.


Adaletin formülü 4 adımdır:

1.  Mutlak ve gerçek Adaleti sağlamak için;

Günün şartlarına uygun, gerçekten adil ve doğru bir hukuk sistemi kurulmalı.

2. Ülkenin tüm kanunları, günümüz Türkçesiyle sade ve herkesin anlayacağı bir dilde, şekilde yeniden ve çok ayrıntılı yazılmalı.

3.  Evrensel hukuka uygun ama bizim inançlarımıza,yaşam tarzımız, gelenek ve göreneklerimize, özelimize özel – bizim-bize özel kanunlarımız oluşturulmalı.

4.  Kurallar,herkes için eşit uygulanmalı: zengin, fakir, güçlü, güçsüz.

 

HUKUK, ADALET REFORMU VE CAYDIRICI CEZALAR

Hukukun Üstünlüğü ve Cezasızlığa Son

NASIL DÜZELİRİZ?

TEMEL DEVRİM- ADALET DEVRİMİ

YENİ BİR ADALET DÜZENİ KURARAK

SUÇ VE CEZA DENGESİNİ CAYDIRICILIK BAZLI KURULMALI


·    Cezalar ciddi oranda, - en az 10 kat - can acıtacak düzeyde artırılmalı.

·    → Örneğin: Rüşvetin cezası: Rüşvet,kayırma ve yolsuzlukta ceza; bu suçlara karışanların mal varlığına el koyma + servetin kamuya geçmesi + kamu görevinden ömür boyu men, kamu yasağı şeklinde olmalı.  

·     Suçta erteleme, takipsizlik, torpil dönemi bitmeli.

·     Yaptırım yok, takip yok, caydırıcılık hiç yok.

·     Cezasızlık değil,cezalarda gerçek caydırıcılık esas olmalı: "can yakmazsa hukuk işlemez"

·    Cezasızlığın Normalleşmesi: Küçük ya da büyük, suçun karşılığının olmaması, her türlü kötü davranışın önünü açtı.

·    Hırsızlık,dolandırıcılık, yolsuzluk gibi eylemlerin cezasız kalması, toplumsal ahlakı erozyona uğrattı.

·    Bu durum, "nasılsa bir şey olmaz"düşüncesini yaygınlaştırarak, toplumda bir vurdumduymazlık ve sorumsuzluk kültürü yarattı.

·    Aksine çok ağır bir biçimde, topluma deşifre edilerek, en ağır şekilde cezalandırılmalı.

·     Suçun tam karşılığı olmazsa, kötülük alışkanlık hâline gelir.

·    Suç işleyenin cezasız kalması, yeni suçlara davetiye çıkarır.

·    Cezalar,işlenen suçun ağırlığına uygun, adil ve caydırıcı olmalı.

·    Cezalar yetersiz, komik, denetimler zayıf, göstermelik.

·     Tüm cezalar, caydırıcılığı esas alacak şekilde artırılmalı, yeniden düzenlenmeli.

·     Sivil denetim yaygınlaştırılmalı; her birey çevresinin sorumluluğunu taşımalı.

 

HAPİSHANE

… Hapishaneler – kötülüğün kurumlaştığı, kötülerin eğitildiği yerler değil, gerçek manada ıslah merkezleri olmalı. İnanç (donanımlı imamlar ahlak eğitimi vermeli) – beceri – sanat – spor vs. sosyalleşme sağlanmalı.

 

AF İNSİYATİFİ,YAKLAŞIMI

… Genel af meselesinde devlet ancak, sadece devlete karşı işlenen suçları affedebilir.

Kişilere yönelik suçları, ancak mağdur kişiler affedebilir.

Devlet bu işleri ancak organize/asiste eder.

 

HÂKİM VE SAVCI ATAMALARINDA SADECE LİYAKAT

… Hâkim ve savcılar atamalarında, sadece bilgi, deneyim, liyakat ve ahlaki değerlere göre seçilmeli.

 

Hiçbir siyasi etki veya kişisel bağlantı bu süreçte rol oynamamalı, etki sıfırlanmalı.

Hakimler sınavla, şeffaflıkla seçilmeli. 

 

RÜŞVET,TORPİL, LİYAKATSİZLİK ÜÇGENİ

… Kamu atamalarından ihale süreçlerine kadar her alana sinen rüşvet, torpil ve liyakatsizlik, devleti çürüten bir kanser gibidir.

 

Bu üçgen, ehliyetsiz kişilerin önemli görevlere gelmesine neden olurken,nitelikli ve dürüst insanları sistemden dışlar.

 

Sonuç:Hizmet kalitesi düşer, kamu kaynakları israf olur, vatandaş devlete olan inancını kaybeder.

 

 

RÜŞVETE VE YOLSUZLUĞA SIFIR TOLERANS

… Kamu kaynaklarını kendi çıkarları için kullanan, rüşvet alan veya veren herkes, en ağır şekilde cezalandırılmalı.

 

GERÇEK ADALET SAĞLANMALI

… Adalet sistemini değişmeli.

Yok, adam vatana hainlik yapacak, vuracak, kıracak,öldürecek – katliam yapacak – çocuk tecavüzcüsü olacak, insan öldürecek vs. işleri yapacak.

Ailesi, yakınları ve insanlar maddi-manevi mağdur,perişan olacak, kahrolacak.

Biz de o katili alıp 10 – 15 yıl hapishane adı altında,bakıp besleyeceğiz. Sonrasında da bir genel af.

Hoop katil dışarda.

Yok, öyle yağma.

 

CEZASIZLIK DEĞİL, CAYDIRICILIK ESAS OLMALI:

"Hukuk işlerse, umut yeşerir."

Hukuk işlemedi,işlemez çünkü:

TÜM CEZALAR CİDDİ, CAN YAKACAK ŞEKİLDE ARTIRILMALI

… Sosyal cezalar daha da fazla artırılmalı.

Mesela; sarhoşken araç kullanana en az 100 bin TL ceza verilecek,anında arabasına el konulacak, cezasını ödemeden aracını geri alamayacak, en geç bir ay içinde cezasını ödemezse, araç satılacak, ceza bedeli satışın içinden alınacak ve kalan miktar kendisine iade edilecek.

 

Tüm diğer cezalar içinde, bu uygulama devreye girmeli.

 

Bunun için şimdiden belli kararlar almalı ve mutlaka tavizsiz ve herkes için en adil şekilde uygulanmalı.

Böylece, bir-iki nesil sonra son derece özel bir toplum oluşur.

İşe buradan başlayabiliriz.

İnsan öldürme karşılığında, kısas uygulanmalı, idam cezası verilebilmeli

 

ASAYİŞ – ONURA SAYGILI GÜÇ

Asayişi sağlamak için;

Polis ve asker gücü çok daha oluşturulmalı.

 

·      Adil, herkese eşit uygulanan ve doğru hazırlanmış bir adalet sistemi

  • Halkını seven, halkla ilişkileri yüksek, insanına iyi davranan, onun onurunu zedelemeyen, insan hakkına saygılı, asayiş işini iyi becerebilecek, olayları önceden sezebilen ve anında müdahale edebilecek kadar cesur, ahlaki değerleri olan, objektif, güvenilir bireylerden oluşan yüksek nitelikli polis ve asker gücü kurulmalı.
  • Bu insanlar seçilirken; psikoloji, etik, iletişim gibi alanlarda sınanmalı.İnsan psikolojisini iyi bilen, tarafsız, iyi eğitimli insanlar çok özel süzgeçlerden geçirildikten sonra polis/asker olabilmeli.
  • MAAŞ MESELESİ: Adalet mensuplarının,çalışanlarının, özel ilişkilere girmemesi ve gerçekten görev aşkıyla çalışılabilmesi, rüşvet almaya gerek bırakmayacak düzeyde çok özel,yüksek maaşları-ücretleri olmalı. Yani en kıdemsiz adalet görevlisinin maaşı, bugün itibarıyla en az 150 bin TL olmalı.
  • Bu insanlar, rüşvet alma ve adam kayırma gibi zaaflardan uzak, rüşvet alma ihtimalini sıfırlayacak ekonomik seviyeye çıkarılmalı, ek iş yapmaya mecbur bırakmamalı.

 

RADİKAL ÖNERİLER: GÜVENİN İNŞASI

Adalet, Liyakat ve Denetim Devleti

  • Kapkaç ve sokak suçlarına karşı esnaf-vatandaş iş birliği yasayla desteklenmeli.
  • Hırsızlık durumlarında mülk sahibine makul oranda meşru müdafaa hakkı tanınmalı.
  • Teşvikler, üretim ve etik davranışa 20 kat artırılarak yön verilmeli.

 

Radikal çözümler

Karaborsacılık ve fırsatçılık en ağır şekilde cezalandırılacak ve bunları yapanlar teşhir edilecek.

 

Kapkaç böyle önlenir?

Esnafa ve vatandaşa yetki verilmeli ve bu yetki televizyonlar aracılığıyla tebliğ edilip, kanunlaştırılmalı.

O yetki, kapkaç yapanı, olay anında vatandaş ve esnaf elbirliği yaparak anında yakalasın ve olay yerinde adamı, adamakıllı dövsünler. (Ama linç etmesinler) ve polise teslim etsinler.

Bu hususta vatandaşlar iş birliğine teşvik edilsin.

Teşekkür ve takdir belgesi verilsin.

 

Hırsızlık nasıl önlenir?

Eve ve işyerine giren hırsızın, belli şartlar dahilinde öldürme yetkisi mülk sahiplerine verildiğinde, hırsızlar ellerini evlerden ve iş yerlerinden çekerlerdir.

Denetim Kurumlarının Bağımsızlığı Güvence Altına Alınmalı:

Denetim kurumları (Sayıştay, Danıştay, AYM) tam bağımsız ve bağımsızlıkları anayasal güvence altında olmalı.

Sayıştay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi gibi denetleyici kurumlar, siyasi baskılardan tamamen arındırılmalı.

Denetim mekanizmaları güçlendirilmeli, suçun üstü örtülmesine asla izin verilmemelidir.

Bu kurumlar, kamu yönetimini şeffaf bir şekilde denetleyerek yolsuzluk ve usulsüzlüklerin önüne geçmelidir.

 

Hukuki Süreçlerin Takibi ve Şeffaflık:

Yolsuzluk,rüşvet ve usulsüzlük davaları titizlikle takip edilmeli, yargı süreçleri şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Cezasızlık algısının kırılması için,suçluların adil yargılanması ve hak ettikleri cezayı alması sağlanmalıdır.

 

YARGI

·    Yargı, milletin vicdanıdır.

·     Yargı mutlak bağımsız olmalı. 

·    Yargı bağımsızlığına gölge düşmesi, hukukun evrensel prensiplerini yok saydı.

·    Yargı bağımsızlığının güvencesi için, atamalarda siyasi etki tamamen sıfırlanmalı.

·     Kamu atamaları, bağımsız yargı ve liyakate dayalı olmalı

 

ADALETİN TOPLUMSAL YANSIMALARI

  • Okulda, evde, iş yerinde, sokakta adalet egemen olacak.
  • Çocuklar; cezalandırılmayan kötülüğü değil, ödüllendirilen iyiliği görecek.
  • Hak edenin kazandığı bir düzen, toplumsal barışı ve refahı getirir.

Adalet yoksa, huzur yok.

Adalet varsa; özgürlük, üretim, güven vardır.

 

SONUÇ: ADALETLE YENİDEN DOĞUŞ

Bu ülke, kaynaklarıyla, insan gücüyle, tarihsel kökleriyle yeniden doğabilir.
Ancak bu; ahlak, adalet ve üretimle mümkündür.

Yarını inşa etmek bugünün sorumluluğudur.
Bunu yapmazsak, iki nesil sonra adını bile anmak istemediğimiz bir toplum oluruz.
Ama yaparsak, bir- iki nesil sonra dünya bizi örnek alır.

 

 

Unutmayın ki,

Önyargısız,samimi bir yürekle sorgularsanız…

Gerçek size hikmet olarak sunulur. 

 

erolyazıcı / ABBEYT ♥️

18.07.2025, cuma

 

Siz ne düşünüyorsunuz?

Fikrinizi bizimle paylaşın,
Yorumlarınız başka gönüllere ışık olsun.

Bu yolculukta sizlere rehberlik edecek olan, kalbinizin sesi ve aklınızın ışığıdır.

 

Yorumlarınızı aşağıya bekliyoruz.

Teşekkürler,sevgiler, saygılar…

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.