2025 Yavaşlama Yılıdır

Yeminli Mali Müşavir Ahmet Gündüz: Ülkemizde sabit geliri olan okurlarımıza şunu öneririm; 2025 yılında gereksiz harcamalardan kaçınsınlar, 2025 yılı yavaşlama yılıdır. Lütfen tüketirken, harcarken yavaş hareket ediniz. Lüzumsuz alışveriş yapmayın. Kredi kartı kullanımınızı sınırlayın. Zorunlu olmadıkça kredi kartı kullanmayın. Nakit harcama yapın. Alırken iki kez düşünün. 




Yeminli Mali Müşavir ve Bağımsız Denetçi Ahmet Gündüz bölgemizin entelektüel isimlerinden birisi. Ekonomi başta olmak üzere Türkiye ve dünya gündemini yorumlaması için görüşlerine sık sık başvuruyoruz. 

Sosyal, siyasal ve ekonomik gelişmeleri sürekli gözlemleyerek değerlendirmeler yapan Gündüz, mesleki birikimini de işin içine kattığında; yakın gelecekte ne tür gelişmeler olabileceği noktasında da isabetli öngörülerde bulunabiliyor. Bunu, kendisiyle geçmiş dönemlerde gerçekleştirmiş olduğumuz söyleşilerde; isabetli değerlendirmeleri, uyarı ve çözüm önerileri ile de ortaya koymuş durumda. 

Ahmet Gündüz’ü bu anlamda takip eden, onun yorumlarını ve öngörülerini dikkate alan çok sayıda esnaf, iş insanı ve yatırımcının da olduğunu biliyoruz. 

Türkiye yine kritik bir safhadan geçiyor ve ortada yine farklı birçok söylem, belirsizlik ortamı mevcut. Bu noktada, bir bilirkişi olarak onun görüşlerinin okurlarımızın ilgisini çekeceğini umuyor ve sorularımızı yöneltiyoruz.

İçinde bulunduğumuz dönemde dünya coğrafyasının farklı bölgelerinde savaş ve saldırılar söz konusu. Bu durum sizce nereye doğru evrilir? Dünya ekonomisine etkileri nelerdir? Türkiye’ye yansıması nasıl oluyor? 
Türkiye’nin jeopolitik pozisyonu her zaman için önemli olmuştur. Türkiye Dünya politikasında etkin rol almaya başlamıştır. Son günlerde Suriye’deki özgürleşme hareketinin mimari Türkiye’dir. Bu nedenle Türkiyesiz bir dünya düşünülemez. Türkiye Türki cumhuriyetlerde ve Arap Yarımadası’nda hala etkin ve söz sahibidir. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin kurucu bir rol üstlendiğini ve dünya barışına iyi hizmet ettiğini hep birlikte göreceğiz. 
Metin Bey, siz bizi çok iyi biliyorsunuz önceki yıllarda yaptığımız söyleşilerde söylediğimiz gibi ülkemiz çevresindeki ülkelerde savaş çıkma riski yüksek olduğu için doğal olarak ülkemiz her zaman tehdit altındadır. Buna karşılık ülkemizin savunma sanayinde atmış olduğu akıllı adımlar sayesinde dostumuza güven düşmanımıza korku veren bir savunma sanayimiz oluşmaya başlamıştır. Bu sayede çevremizdeki ülkelere savaş ilan etme ihtimalini düşmanlarımız çok düşünerek karar vermek durumundadır. Trump‘ın Amerika Birleşik Devletleri başkanı seçilmesi dünyadaki satranç oyununu çok çetin çok çeşit geçmesine sebep olacaktır. Trump‘ın Çin ekonomisi ile mücadele etme planı ve dünyadaki birçok ülkelerde var olan askeri gücünü geri çekme planı ve askeri maliyetleri azaltma hedefleri dünyadaki savaşların bir kısmını durdurabilecek durumdadır. Artık savaşlar ekonomik savaşlara dönüşecektir.  Trump yemin edip göreve başlamadan önce, ABD Pentegon'un Suriye'de bir üs kurma çabası vardır. Ancak Trump bu işi sona erdirecek gibi görünüyor. ABD'nin ve Trump'ın hedefi, Çin ve Rusya ile Ukrayna savaşını bitirip, Avrupa'ya harcadığı giderlerden kurtulmaktır. Bu nedenle 2025 yılı içinde Rusya - Ukrayna Savaşında ateşkes ve barış görüşmeleri sonuçlanacağını düşünüyoruz.

Türkiye’nin son yıllardaki ekonomik politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yakın geleceği nasıl ön görüyorsunuz?
Ülkemizdeki ekonomik durum tabii ki dünya piyasalarından farksız değildir. Dünyada bile bir ekonomik sorunlar varken, Türkiye'nin bundan etkilenmemesi mümkün değildir. Mutlaka ülkemizde de etkili olmaktadır.  Türkiye'deki ekonomi, genelde Dünya ekonomisinden çok etkilenmektedir. Ülkemizde döviz kurları ve ekonomik yapısının kırılgan yapıda olması global çaptaki ekonomik sorunlardan çabuk etkilenmektedir. Ülkemizin milli üretim kaynaklarının artırılması, en önemli hedeflerimizden olmalıdır. Ülke ekonomimiz pandemi etkisinden kurtulmuştur. Ekonomide üretim hiçbir zaman durdurulmamıştır. Dünyada oluşan tedarik krizinde Türkiye en az etkilenen ülkelerden olmuştur.

Bize göre, ekonomimiz hala gerekli hızda değildir. Bunun için milli üretim hamlesi başlatılmalıdır.  Pandemi sonrası ekonomi çarklarını çevirebilmek için işletmeler likidite ihtiyacı duymuşlardır. Piyasadaki likiditeyi arttıracak Merkez Bankası kararları alınmaya çalışılmıştır. Ancak Kur Korumalı Mevduat hesapları ile dövizin artışına dur denilmiştir. Ancak kuru sabit tutmak uğruna Merkez Bankası’nın yüksek oranlı faiz politikası, piyasadaki likiditeyi azaltmıştır. Hal böyle olunca, ekonomide  2022, 2023 ve 2024 yılları Ekonomide FRENE basılan bir yıllar olmuştur. 200 km. hızla giden bir arabayı devamlı frene basarak vites küçültürseniz, ekonomide sonrasında üretim ve istihdam sorunları ile karşılaşırsınız. Bu arada frene basıldıkça ne balata kalır, ne de lastik. Kısaca Ülkemizde 2022, 2023 ve 2024 yıllarında olan budur. 

Uygulanan Ekonomik Program Avrupa’nın istediği, beklediği bir program olunca, Ülkemiz gri ülkeler listesinden çıkarılmıştır. Bu bir başarı mıdır tartışılır. Bize göre, gri listeden çıkmaktan çok, memuruna, emeklisine, işçisine refah sağlayabilecek politikaların uygulanması daha olumlu olurdu.

2025 yılına gelindiğinde, sıkı para ve maliye politikalarının uygulanmasına devam edilecektir. Bu demek oluyor ki, HERKES AYAĞINI YORGANINA GÖRE UZATMAYA DEVAM EDECEKTİR. Hatta, gelir seviyelerinin artmasına rağmen, satın alma gücünde bir azalma olacaktır.

Uygulanan faiz ve kur politikaları 2023 ve 2024 yılında faizlerin inmesine yeterli olmamış, zaman zaman faizlerin %45, %50’lere kadar çıkmasına sebep olmuştur.  Bu faiz oranları ile şirketler yatırım yapmaktansa faizde kalmayı tercih etmişlerdir.
Biz 2023 ve 2024 yılları söyleyişimizde de size belirttiğimiz gibi "HERKES AYAĞINI YORGANINA GÖRE UZATSIN" demiştik. Değerli okurlarıma sinyaller vermiştik. Öngörümüz maalesef oldu. 2023 ve 2024 yılı faize dayalı bir ekonomi izlendiği için 2024 yılı durağan bir yıl oldu.  
Bize 2025 yılını soran okurlarımıza. 2025 yılına HERKES AYAĞINI YORGANINA GÖRE UZATMAYA DEVAM ETSİN diyoruz. 

2025 yılında, 2023 ve 2024 yılında olduğu gibi kemerlerin sıkıldığı ve ekonomik sıkılaştırmanın yoğun uygulanacağı bir yıl olacaktır. Bu nedenle değerli okurlarımıza, Yatırımlarını yaparken risksiz ve duran bir ekonomi temelinde yapmaları tavsiye etmekteyiz. 2025 yılında en çok kazandıracak yatırım araçları faiz ve gayrimenkul sektörü olacaktır. Tabi ki altına yatırım yapmak uzun vadeli yatırım aracı olarak yine ön plana çıkmaktadır. 2025 yılı ve sonraki birkaç yıl içerisinde borsaya yatırım yapmaktan kaçının. Çünkü küçük sermaye ile borsada iyi kazanç elde edemezsiniz.  Bu nedenle faiz ve altına yatırım yapmayı üçüncü sırada da gayrimenkul sektöründe gelir getirici veya yatırım değeri yükselecek gayrimenkullere yatırımı önermekteyiz.


Dolar, Euro, sanal para, altın, borsa başlıkları ile ilgili genel bir değerlendirme yapar mısınız?
2025 yılı ekonomik programı düşünüldüğünde, hala sıkı para ve maliye politikalarının uygulanmasına devam edilecektir. Bu demek oluyor ki, KEMER SIKMAYA, TASARRUF etmeye devam edeceğiz. Hatta, gelir seviyelerinin artmasına rağmen, satın alma gücünde bir azalma olacaktır.

Uygulanan faiz ve kur politikaları 2023 ve 2024 yılında faizlerin inmesine yeterli olmamış, zaman zaman faizlerin %45, %50’lere kadar çıkmasına sebep olmuştur.  Bu faiz oranları ile şirketler yatırım yapmaktansa faizde kalmayı tercih etmişlerdir. Bu nedenlerle 2025 ve 2026 yılının ilk yarısı sonuna kadar döviz kurlarında sabit kur politikası uygulanacaktır. Okurlarımıza şunu söylemek istiyorum. Enflasyonla mücadele eylem planı ve yüksek faiz uygulaması yapılırken, döviz kurlarında anormal yükselmeler beklemek doğru değildir. 2025 yılında konut kredilerinde düşüş olursa ancak, ekonomide hareketlenme başlayabilir. Ayrıca 2025 yılında Suriyelilerin kendi ülkelerine dönecek olması, ev kirası fiyatlarını, ev fiyatlarını düşürebilecek önemli etkenlerdendir. 
Uzun vadeli düşündüğünüzde ancak altın yatırımını ve döviz yatırımını doğru buluruz.


Ülkemizde özellikle sabit gelirli kesimin ekonomik zorluklardan daha fazla etkilendiğini görüyoruz. Bu noktada bir iyileştirme için önerileriniz var mı? 
Ülkemizde sabit geliri olan okurlarımıza şunu öneririm; 2025 yılında gereksiz harcamalardan kaçınsınlar, 2025 yılı YAVAŞLAMA YILIDIR. Lütfen tüketirken, harcarken YAVAŞ hareket ediniz. Lüzumsuz alışveriş yapmayın. Kredi kartı kullanımınızı sınırlayın. Zorunlu olmadıkça kredi kartı Kullanmayın. NAKİT HARCAMA YAPIN. Alırken iki kez düşünün. GELİRİ ARTIRAMIYORSANIZ, GİDERİ AZALTIN. Buna rağmen geçinemeyen var ise, memleketinde evi, arsası olan gerekirse memleketine geri dönsün. Rahmetli Ferdi Baba'nın dediği gibi "HADİ KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM" deyin ve dönün. Tarımla ve hayvancılıkla uğraşın.  Dar gelirli okurlarımız için genç ve kadın girişimcilere devletin uyguladığı vergi avantajlarından yararlanarak el emeği işlerini internet üzerinden satmalarını öneririm.

İş dünyasında da bir belirsizliğin ve sıkışıklığın olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle vergi mevzuatı iş veren kesimini zorlayan bir faktör olarak ön plana çıkıyor. Bu konuda neler söylersiniz?
İş dünyasını 2025 yılında zorlu bir yıl beklemektedir. Vergilerin arttığı, kayıt dışı ile mücadelenin arttığı bir yıl olacağı için, kayıt dışı istihdam yapmaktan kaçının, vergi cezalarına maruz kalmamak için, yasal yükümlülüklerinizi mutlaka müşavirlerinize sorunuz. Müşavirlerinizin önerilerine mutlaka uyunuz.
2025 yılında tüm bilanço esasına göre defter tutan mükellefler E-Defter ve E-Fatura Mükellefi oldular. Bunun gerekliliklerine uyunuz. Fatura düzenlememenin, irsaliye kesmemenin, cezasının olduğunu unutmayın. Tüm mal ve hizmet alım satım işlemlerinde, 30 Bin TL üstü işlemlerin ödemelerini bankalardan ödemeyi unutmayın. Tüm işyeri kiralarının banka ve finans Kurumlarından ödenmesi gerektiğini unutmayın. 9.900 TL geçen tüm işlemlere fatura düzenleyin. Ayrıca Yapay Zekâ ile vergi incelemeleri yapıldığı için, tüm gelirlerinizi düzenli beyan edilip, ödendiğinden emin olun. Unutarak beyan etmediğiniz gelirleriniz için pişmanlık hükümlerinin olduğunu unutmayın.


Dünya ve Türkiye ölçeğindeki mevcut tablo yaşam kalitemizi nasıl etkiliyor?
Metin Bey, dünyada bulunan ekonomik tablolar, Ülkemizi de etkilemektedir. Bize göre; hayatımızı planlarken mutlaka öncelikle aile, sonra çevremizin sağlığı ve huzurunu öncelemeliyiz. Sağlık olmayınca her şey boştur. Hayatın hızlı aktığı, bilgisayar, telefon ve internetin son sürat gittiği günümüzde, birazcık kendinize bir bakın, NEREYE GİDİYORUM. NE YAPIYORUM, BU BÖYLE GİDER Mİ? 

Hayat akıyor. Zaman çok hızlı geçiyor. 1996 yılından beri Pendik'te mesleki faaliyete devam etmekteyim. Çok sayıda seminerler verdim. Birkaç yüzden fazla makalem var. Önemli olan FERDİ BABA gibi, geride ESER BIRAKMAK önemlidir. 
Hayatın hızına inat ediniz. Zamanı YAVAŞLATMAK istiyorum diyorsunuz, ama hiçbir şey yapmıyorsunuz. Zamanı yavaşlatmak sizin, bizim elinizde, 2025 yılı yavaşla insanoğlu, yavaşla, niye bu hız, gideceğin yolda, varacağın menzil de belli.
Tüm okurlarımıza sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yeni yıl geçirmesi dileklerimi sunarım.

Benimle bu söyleşiyi yapma imkânı verdiğiniz için Pendik Gazetesi İmtiyaz Sahibi Erol Yazıcı kardeşime, şahsına ve tüm çalışanlarınıza başarılar dilerim.


 


 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.