2025 İSRAİL İRAN SAVAŞIN ANALİZİ

            2025 İSRAİL - İRAN SAVAŞIN ANALİZİ

2025 yılında gerçekleşen ve 12 gün boyunca dünya gündemini meşgul eden İran - İsrail savaşı Tarihsel materyalizm analizinden hareketle inceleyecek olursak konunun birden fazla boyutu olduğunu görülecektir.
 

12 gün boyunca süren ve gündemi meşgul eden bu kötü günler ve geceler devletlerin savaş ve kapitalist krizler açısından nasıl bir şekle büründüğünü görmemiz açısından önemli bir gösterge olarak 2025 dünyasında tarihe bir not olarak kayıt edilmiştir.
 

Bundan ötürü olayların iç yüzünü ve özellikle 12 günlük süreci incelerken tarihsel süreklilik içinde nasıl şekillendiği, hangi yapısal dinamiklerle sona erdiği ve neden kalıcı barış üretmediği ayrı bir sorgulanma nedeni vardır. gelecekte tartışılacağı kesin
 

Yaşanan bu çatışma durumunun özellikle de Soğuk Savaş sonrası dönemin asimetrik savaş mantığı ve bölgesel hegemonya mücadeleleri ekseninde değerlendirmesi düşüncesindeyim.
 

Kapitalizmin 500 yılı aşkın süreden beri kriz üretmekte  kapitalizm doğasında savaşlar her daim merkezi konumdadır. Tarihsel açıdan yapmış olduğu tüm analizlerinde savaş durumunun yapısal nedenlerini özellikle merkezine alarak analiz ederler ve karar verirler günün sonunda hep kazançlı çıkarlar.
 

Kapitalist sistemin kriz üretme isteği ve bu krizlerden faydalanarak yenilenme ve yoluna devam etme iç güdüsü devletlerin irasyonelleşmesi neticesini doğurur. Bu sebeple de çağımızda artık savaşlar salt ideolojik nedenlere bağlı olmadığı bir çok sebebi olduğu bilinen bir olgu kadar. Savaş sebepleri ekonomik ve hegemonya mücadeleleri kapsamında ulus devletlerin meşruiyet krizlerini de içeresinde barındırıyor olmasıdır.
 

Günümüzde yaşanan ve zamanın ruhuna da büyük bir darbe vuran nitelikte olan kısa süreli olsa da ciddi boyutlara ulaşma riski olup, bütün savaşlar yoğun tahribat etkisi yapacaktır. İsrail-İran çatışması, bu tarihsel eğilimlerin güncel bir örneği olarak incelenebilir.
 

Savaşları, kapitalizmin doğasında bulunan eşitsiz gelişmeden ötürü olduğunu ve bu düzensizliğin savaş yarattığı noktasında her zaman kapitalizmin varlığı olmuş ve sorgulanmalıdır.
 

Bundan dolayı da Soğuk Savaş'ın bitimi ile beraber günümüzde gerçekleşen savaşlar topyekûn savaş niteliğini ortaya çıkarmış vaziyettedir.
 

Günümüz dünyasında artık vekâlet savaşları ve vekil aktörler ön plana çıkarken belli bir sınırı kapsayan sınırlı çatışmalar dönemi çoktan başlamıştır.
 

Bu çerçevede İsrail-İran gerilimi, devletlerarası görünen ama çok aktörlü ve çok parçalı bir savaş modelini gözler önüne sermiştir.
 

İsrail-İran çatışmasının arka planı: Yapısal gerginliklere bakmak lazım 2025 yılı itibarıyla 12 gün boyunca süren İsrail-İran çatışması İran'ın vekil güçleri niteliğinde değerlendirebileceğimiz Hizbullah, Haşdi Şabi, Husiler gibi bölge aktörleri de etkili olmuştur.
 

Bu çatışmanın ortaya çıkmasında İran'daki iç siyasetin bölgesel politik dalgalanmaları etkisi olmuştur. Ayrıca son zamanlarda filistin üzerinden oluşan baskılar, İsrail'in Filistin politikalarına yönelik uluslararası baskının artması, ABD'nin bölgedeki rolünün göreli zayıflaması ve denge sağlayamaması etkisi de sebep olmuştur. Bu tür çatışmalar, klasik savaş kategorisinin ötesinde, yeni savaşların yapısal bir örneğidir.
 

Savaşın sadece iki devlet arasında değil de devlet dışı aktörler olarak kabul edebileceğimiz milis vekil güçler gibi unsurların da katılımı şiddet ortamını çok daha katmanlı hale getirmiştir. Böylelikle devlet, şiddet tekelini kaybetmeye başladığı his ediliyor gelecekte nelerin yaşanacağı şimdilik kestirmek zor. Burada İsrail askeri güç kullanarak bir nevi üstünlük kurmuş gibi görünse de İran'ın da doğrudan savaşa girmediği gerçeğini bize göstermiştir. Sınırlı İran İsrail savaşı bu durumu da  bir tür gösteri savaşlarına dönmüştür.
 

12 gün sonunda ABD ve Körfez ülkelerinin görünmeyen dolaylı baskıları ve karşılıklı oluşabilecek zarar hesabı, çatışmayı derhal sonlandırmıştır. Ancak tarihsel analizlere göre bu tür sona erişler, yapısal nedenlerin ortadan kaldırılması değil, sadece ertelenmesidir.
 

Filistin meselesi, İran'ın vekil güç politikası ve İsrail'in güvenlikçi yaklaşımı sürmeye devam ettikçe, bu tür çatışmaların yeniden üretilmesi kaçınılmazdır.
 

Barışı yalnızca silahların susması değil; tarihsel adaletsizliklerin ortadan kaldırılması ve sosyal adaletin eksiksiz tüm alanlara yayılması ve sağlanması olarak tanımlanmalı, uygulanmalı. Aksi halde hiçbir işe yaramaz ve faydası olmaz
 

Ortadoğu'da ise savaşlar düşmanlığı bastırma misyonu üzerinden yürütülmekte ancak sorunlar çözülmemekte ve sürekli olarak ertelenmektedir.
 

Bu açıdan 12 günlük çatışma, kalıcı bir çözüm değil, yeni savaşlara zemin hazırlayan kırılgan bir statükonun parçası olmaya devam edecektir.
 

Sonuç olarak 2025 İsrail-İran çatışması, tarihsel materyalist yaklaşımlarıyla okunduğunda, bölgesel savaşların yalnızca güncel politik hesaplarla değil, kapitalist sistemin krizleri, hegemonya boşlukları ve meşruiyet arayışları gibi çok katmanlı nedenlerle şekillendiği görülmektedir.
 

Bu savaşın sona ermesi, kalıcı bir barışın inşası olmadığı, sadece geçici bir güç dengesi üretti. Ayrıca bu tür çatışmaları analiz etmek için güçlü ve işlevsel bir teorik zemin sunmuştur.  Dünya halkların yararına kullanılacaklar mı hayır.

 

 

 

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.