Tiyatro Sanatçısı-Yazar Doğancan Pınar ile Söyleşimiz

Röportaj: Gülsen Çakmak

Bize kendinizi anlatır mısınız?

05. Nisan 1994 tarihinde doğdum.  Erzincanlıyım ve Ankara da ikamet etmekteyim. Tarih benim için hep büyük bir tutku oldu bu sebeple Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sanat Tarihi bölümünü okudum ve 2019 yılında mezun oldum. Şu anda ise Ankara’da bir devlet kurumunda kamu personeli olarak çalışmaktayım. Tiyatro sanatı ile ilgileniyorum. Diğer sanatçı arkadaşlarım gibi bende bu asil sanatı yaşatmaya çalışırken yolculuğum boyunca birçok oyunu seyircisiyle buluşturmuş olmanın mutluluğunu yaşıyor aynı zamanda yeni oyunları çalışma hevesinin içimde bir an olsun kaybolmasına izin vermiyorum. Edebiyata olan merakım ortaokul yıllarımda başladı ve başladığı günden beri yazmayı bir an olsun bırakmadım. Bugün ise yayınlanmış üç kitabım, dört edebiyat seçimiz ve çeşitli dergilerde yer alan eserlerim bulunmaktadır.

Spor hayatımın bir parçası oldu bu sebeple uzun yıllar Fitness sporu ile ilgilenmekte olup sağlığıma dikkat ediyorum. Dansla kalmaya çalışıyorum ve her bireyin herhangi bir dans alanında iyi olması gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeple Türkiye’nin en başarılı hocalarından Tango eğitimi alıyorum. Bir Sanat tarihçi olarak araştırmalarıma devam ediyor Ankara’da uzun yıllardır entelektüel birikimi oldukça başarılı olan bir moderatörün başkanlığında haftanın belirlenen gününde bir araya gelen entelektüel bir toplulukla Tarih ve Felsefe üzerine düzenlenen oturumlara katılıyorum.

Kitaplarınızın içeriği nedir?

Toplumsal farkındalıkları konu aldığım ilk kitabım “Arızalı Bir Toplum İçin Farkındalık Bilinci(2022)” ve kişisel gelişim üzerine yazmış olduğum ikinci kitabım “Hayatındaki Rolün(2023)” okurlarıyla buluştu. İçeriğinde birbirinden özel altı öykü bulunan yeni kitabım “Frezyanın Yaprağında Altı İspinoz” ise yakın bir zamanda okurlarıyla buluştu. Bunun yanı sıra “Kuğu” isimli sanat kitabında “Başarı” konulu deneme yazım, birbirinden değerli yazarlarla bir araya gelerek ortak bir eserde buluştuğumuz “Üç edebiyat seçkisi kitaplarımız okuyucusuyla buluştu’’ Daha birçok deneme türünde yazmış olduğum eserlerime çeşitli edebiyat dergilerinde yer verildi ve verilmeye devam ediyor.

Tiyatro Sanatçısı olarak, tiyatronun edebiyat hayatınıza kattığı olumlu yönleri oldu mu?

Elbette. Öncelikle sanata değer veren dahası onu yaşatmayı ilke edinmiş olan insanlarla aynı çatı altında olmaktan son derece mutluyum. Edebiyat alanında eserler üretmeye devam ediyorum dolayısıyla diğer yazar arkadaşlarım gibi toplum için güzel ve sanatsal bir görev üstlenmiş oluyorum. Bu ise edinilmesi gereken olan en güzel amaçlardan birini oluşturuyor hayatımda. İnanmış olduğum bir bakış açısını sizinle paylaşmam gerekirse: Güzel olan güzel bakabilen bir toplumda çok daha kıymetli oluyor. Bu yüzden yazmış olduğum eserler sadece okunmakla yetinilmiyor kimi yönetmenlerin çok değerli bakış açıları ışığında oyunlaştırılma düşüncesi içine de giriyor. Böylelikle kurgu sadece kitap kapakları arasında kalmıyor insana duyguları aktarma rolünde en iyi seçenek olan tiyatro sahnelerine de taşınmış oluyor. Böylesi dönütler aynı zamanda yeni eserler ortaya koymak için çok değerli bir tutamak halini alıyor.

Yazarken kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Yazı yazmak her şeyden önce içinde bulunduğumuz dünyadan uzaklaşmama ve tamamen zihin ve hayal gücümün tasarladığı bir dünyaya adım atmama sebep oluyor. İnsanın kendi ile bir başına kaldığı zamanlar yaratması gerektiğine inananlardanım ve kendim de buna çok dikkat ediyorum. Öylesi zamanlar için doğaya çıkmak güzel bir tercih olabilir. Doğadayken yazmayı daha çok seviyorum çünkü aslında insanlığın en eski duygularını hissetmeyi bize ulaşılabilir kılan doğadır. Oradayken hissettiğim her duygu çok daha samimi buluyorum dolayısıyla kalbimde hissettiğim her duygunun kalemimden kâğıdıma olan yolculuğu daha içten oluyor. Yazının iyi bir arkadaş olduğuna inanıyorum. Belki de içinde bir yerlerde varlığını sürdüren ve bireyi rahatsız eden duyguları anlatabileceği bir sırdaş, sessizliğin çığlık dolu yankısıdır. Yazmak beni rahatlatır bir tür meditasyondur aslında. Dünyaya olan bakış açımı olumlu yönde şekillendiren en önemli eylemlerden biridir. Yazdıklarınız başka insanların hayatlarını olumlu yönde etkiliyorsa size en iyi gelen ilaçtır.

Okuyuculara tavsiye edeceğiniz yazar ve eserler hangileridir?
 
Öncelikli olarak Dostoyevski derdim çünkü müthiş bir yazar ve üzerine düşünülmesi gereken çok derin bir insandır. Tarihe merakı olanlar için Halil İnalcık Hocanın kitapları doğru birer kaynak olacaktır. Bilim kurgu alanın öncülerinden olan Junes Verney’i unutamayız elbet. Muhakkak Atatürk’ün Nutuk’unun okunması gerekir. Bertrand Rusell özellikle Batı Felsefesi Tarihi. Düşündüğüm zaman okunması gereken o kadar çok kitap var ki… ancak son olarak Carl Sagan’ı önermek istiyorum. Özellikle Kozmos isimli eseri harikuladedir.
 
Doğancan Bey bizlere zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Sizin gibi değerli bir sanat ve edebiyat insanını tanımaktan, konuk etmekten onur duyduk. Sahne alkışınızın ve okurlarınızın bol olmasını dileriz.
 
Öncelikle bana zamanınızı ayırıp böylesi güzel bir fırsat sunduğunuz için teşekkür ederim, onur duydum. Sizin gibi başarılı ve sanata önem veren bir yazarla röportaj yapıyor olmak benim için mutlulukların en güzeli. Sanata değer veren dahası onu aktarmayı başarabilen insanlar iyi ki varlar ve iyi ki varsınız. İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim efendim.  Sanatla kalmanız umuduyla…
 
Edebiyata dair tekrar görüşmek dileğiyle…
Araştırmacı Yazar-Şair
Gülsen ÇAKMAK
 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Ahmet pınar 24 Ocak 2024 12:28

    Editörünüzle yapmış olduğunuz söyleyişten otürür kutluyorum sanata verdiğiniz değer ve kaleme aldığınız eserlerden ötürü sizinle gurur duyuyoruz