SÖZÜN ÖZÜ (YEREL DEMOKRASİ ve RAND’OLOJİ)

       YEREL DEMOKRASİ ve RAND’OLOJİ

Demokrasi: Siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi. “halkın halk tarafından halk için yönetimi"

Halkın halk tarafından halk için yönetimi “demokrasi” olduğuna göre ve halkın seçtikleri ile temsil edildiği  “yasama”nın (TBMM) ürettiği hukuki mevzuatla belirlenmiş yetki ve sorumlulukları kullanan seçilmişler dâhil bürokrasi;  görevlerini yerine getirirken kapasitelerini en az yüzde doksan oranında kullanarak performans sergilemesi çalışma hayatının olmazsa olmazı olmakla birlikte yerinden (yerel) yönetimin güçlü olduğu demokrasilerde çalışma hayatının en altından en üst kademesine kadar yerel milli iradenin denetime tabi olacağından vakalara etkin bir şekilde amasız fakatsız zaman geçirmeden müdahale edileceği bilinmelidir. Demokrasilerde; yerel yönetim merkezi yönetimin hukuki denetimi altında olduğu düşünüldüğünde yerelde meydana gelen bir vakada seçilmiş dahi olsa merkezi idareye senin görevindi veya merkezi idare, senin görevindi gibi yetki karmaşası algısı oluşturması vakanın içinde olan insanlarda üzüntü yaratacağı gibi belki bundan daha önemlisi hukuka demokrasiye güvenin azalması sonucunu doğuracaktır/doğurmaktadır.

Halkın halk tarafından halk için yönetimi “demokrasi” olduğuna göre;  yerelde; halkın seçtiği muhtar ve ihtiyar heyeti ile Belediye başkanı ve belediye meçlisi üyeleri, görevlerinde hukuk mevzuatı ile kendilerine verilen yetki ve sorumluluk doğrultusunda “vatandaş memnuniyeti” odaklı hizmet sunması beklenir. O halde;  merkezi idarenin Okul, Hasta hane, gibi hizmet sunan organlarında çalışan personelin özlük hakları bakımından ilgili bakanlık ve/veya bağlı taşra teşkilatına bağlı olma kaydı ile hizmet içeren her türlü iş ve işlevlerin yerel yönetimler eliyle yapılması güçlü demokrasinin bir gereği, vatandaş memnuniyetinin nedeni olacaktır.

Ülkemizde meydana gelen yangın dâhil bütün afetler ve sonrası yerel seçilmişler ile merkezi seçilmişler arasındaki yaşanan laf düellosu, yetki ve sorumlulukları belirleyen hukuk mevzuatının net ve kesin dille ifade edilmiş, herkesin anlayacağı dilde bir yazımın olmamasından kaynaklı olup, bu yazım dilinden beslenen uygulayıcıların kötü amaçlarına hizmet etmektedir. Örneğin; 6 Şubat 2023'te saat 04.17'de meydana gelen Asrın Felaketi” olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen ve 45.784 kişinin ölümüne neden olan depremin, Bolu il sınırlarında olan Kartalkaya kayak merkezinde bulunan Grand Kartal Otel'de 21 Ocak 2025 tarih saat 3 sularında meydana gelen ve 78 kişinin ölümü ile sonuçlanan yangın ve deniz ve akarsuların kirletilmesi, kirlenmesi konularının vs. ardından yerel seçilmişler ile merkezi idare seçilmişleri arasındaki laf düellosu ile yazılı ve görsel basındaki maşallah her konuda bilgi donanımı olan yorumcu ve yazarların laf düellosunu; gerçekte sorumluluk makamlarında olup makamlara, ya liyakati rafa kaldıran görevde yükselme sınavı sonucu yada kamu (devlet) çalışanın görev alması yasak olan, ancak;  kamu dairelerinde hangi hizmetin üretildiğinden habersiz esnaf, sanayici, varlıklı işsiz, özel hukuk kişileri ile özel hizmet sunucularının görev aldığı yerel siyaset kurumu kişilerinin öneri ve telkinleri ile atanmış bürokrasinin göbeğini kaşıyarak izlemesi sonucunu doğurmaktadır.

 Turizm faaliyetinin ekonomik getirilerinden yararlanan yerelin ve yerel seçilmişlerin turizm alanındaki yangın dahil güvenlik hariç her türlü olumlu/olumsuz vakalardan sorumluluğu doğal bir gereklilik olmasına rağmen merkezi seçilmişleri suçlaması, merkezi seçilmişlerin; ülkenin kötüleşen ekonomisinden ve/veya dış politika faaliyetlerinde “burnunun dibindeki on iki adaların Yunanistan’a bırakılması” gibi bir başarısızlığı yerel seçilmişlere mal etmesi gibi gerçek dışı söylem ve eylem olur ki; bu insan aklı ile alay etmektir.           

Yerel seçilmişlerin bölgelerinde imar faaliyetlerindeki yanlış uygulama ve randa mağlup olmaları sonucu, deprem felaketi ile ölümlerin nedeni olması;  çevre kirliliği konusundaki başarısız ve/veya duyarsız çalışmaları ile geleceği yok edilmesi konularında “Yasama”nın   (TBMM) üreteceği çevre ve imar mevzuatı, seçilmişlere/atanmışlara yüklediği sorumluluklar ve hukuki müeyyidelerinin amasız fakatsız herkesin anlayacağı bir dilde olması, sorumluların zorunlu duyarlılığına hizmet edecektir. 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.