SÖZÜN ÖZÜ (KAVRAMSAL EMBATİ (3))

                                               KAVRAMSAL EMBATİ (3)

       28 Şubat kararlarından;

4.a-1) “Anayasamızda Cumhuriyetin temel nitelikleri arasında yer alan ve yine anayasanın 4'üncü maddesi ile teminat altına alınan laiklik ilkesi büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunmalı, bunun korunması için mevcut yasalar hiçbir ayrım gözetmeksizin uygulanmalı, mevcut yasalar uygulamada yetersiz görülüyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır.” denilmiştir.

Laikliğin tanımı: “devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan ilke, din ve dünya işlerini birbirinden ayırmak, toplumu din kuralları ile değil, meclislerin düzenlediği yasalarla yönetmek, dini duyguları, inancı ve ibadeti, halkın özgür vicdanına bırakmaktır. TDK na göre laisizm ise; Devlet ile din işlerinin ayrılığı, devletin, din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olması” olduğuna göre;

“20.04.1924 tarihli 24 anayasası; madde-2- Türkiye Devleti, Cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçıdır.

9.7.1961 tarihli 61 anayasamızın II. Cumhuriyetin nitelikleri.  Madde- 2.- Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.

18.10.1982 tarihli 82 anayasası; II. Cumhuriyetin nitelikleri Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” denmiştir.

Osmanlı İmparatorluğundan Cumhuriyete geçiş döneminin temel meselelerinden birisi olduğu düşünülen din ve devlet ilişkisinin yeniden tanımlanmasıydı. Bu tanımlamanın yeni rejimdeki kurumsal karşılığı, 3 Mart 1924 tarihinde ihdas edilen Diyanet İşleri Başkanlığı olmuştur. Laisizm, Devlet ile din işlerinin ayrılığı, olduğu halde 1924 yılında Din Kurumu olarak ihdas edilen Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluşundan bugüne kadar Devlet Bakanı, Başbakan ve/veya Cumhurbaşkanına bağlı bir kurum olarak görev yapmaktadır. Bu durum; Laiklik ilkesine, laisizme aykırıdır. Laikliğin tanımına göre uygulamada Türkiye Cumhuriyeti laik bir cumhuriyet olmamış/olamamıştır. Yani; “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganı ezberden ibaret olup düşünme engellilerin rüyasıdır.

  28 Şubat 1997'de yapılan Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla "irtica"ya karşı başlayan ordu ve bürokrasi merkezli sürecin tohumu, Laiklik ilkesinin içi boşaltılarak atılmıştır. Bu durum; mensubu olmaktan iftihar ettiğini sözle ifade eden ancak;  dinin insana verdiği değeri, emir ve yasaklarını bilmeyen kişi/kişilerce laiklik yorumlanarak beşeri kanunlarla dinin ilmi düzeyde öğrenilmesi engellenmiş, dinin öğrenimi kötü niyetli ve/veya menfaat üretmenin kaynağı haline getirilmiştir.

 devam edecek

Etiketler : Kirli amaçlar
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.