Pendik’ten Bayburt’a yürüdüğüm o uzun yolculukta, birçok dağ yolundan geçtim. Canlı yayınlarımda da sıkça dile getirdiğim gibi, bazı dağlar adeta kağıt gibi un ufak olmuştu ve her an dökülebilecek gibiydiler. Bu durum, sadece yolda yürüyen biri için değil, araçla seyahat edenler için de ciddi bir tehlike oluşturuyordu.
Sivas’ın Koyulhisar ilçesinden yaklaşık 6 kilometre ileride, dağdan kopan yaklaşık 30 metrekarelik bir kaya parçası, yapılmış olan istinat duvarının üzerine yıkıldı. Bu olayı da canlı yayınımda duyurmuştum. Devletimiz bu tür tehlikelere karşı birçok yerde harç ve sıva ile yama çalışmaları yapmış, dağlardan yuvarlanabilecek taş ve kayaları önlemeye çalışmış. Ancak pek çok noktada bu önlemler ne yazık ki yetersiz kalmış.
Gümüşhane'nin Şiran ilçesine doğru giderken, özellikle Çamoluk Yokuşu’nu çıkarken bu tehlikeyi çok daha derinden hissediyorsunuz. Tam 29 kilometrelik bu zorlu yokuşu yürürken, yol kenarından ilerlemek ürkütücü oluyor çünkü bazı yerlerde 150 metreyi bulan uçurumlar var. O esnada yaptığım canlı yayında da dile getirmiştim; dağlar gerçekten ufalanıyor.
Geçtiğimiz günlerde bir oto yıkamacının üzerine düşen heyelan nedeniyle iki çocuk ve babalarının hayatını kaybettiğini büyük bir üzüntüyle öğrendim. Bu yüzden bu paylaşımı yapma gereği duydum. Bu, dikkate alınması gereken çok ciddi bir meseledir.
Heyelan riski taşıyan bölgelerden geçerken son derece dikkatli olunmalı, bu alanlarda gereksiz yere oyalanılmamalıdır.