Hukuk mevzuatı hiyerarşisi; (Normlar hiyerarşisi),hukuk normlarının derece ve kuvvetini belirlemekte ve bir hukuk düzeninde var olan normların çokluğu anlamına gelmektedir.
Hukuk düzeni bir piramide benzetilecek olursa bu piramit; anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve yönerge gibi düzenleyici işlemlerden oluşan birden çok normun varlığını ifade etmektedir.
Bu normlar farklı kademelerde yer almakta, normlar arasında altlık ve üstlük ilişkisi söz konusu olmakta ve her norm geçerliliğini bir üst hukuk normundan almaktadır. Anayasalar ülkelerin temel hukuki metinleri olarak ele alınmakta, buna istinaden kanunlar, kanun hükmünde kararnameler, tüzükler, yönetmelikler ve benzeri isimler altında hukuki metinler çıkarılmaktadır.
Hukuk sistemimizde hukuk hiyerarşisi kavramı; 1982 Anayasasında ortaya konan anlayışın kavramsallaştırılması olarak karşımıza çıkmaktadır.
Anayasa’nın 11’inci maddesinde yer alan “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.” şeklindeki düzenlemeyle Anayasa’nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü açıkça vurgulanmış ve hukuk hiyerarşisi adına temel bir kural ifade edilmiştir.
Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca ilgili kanunlar dayanak yapılarak çıkarılmış olan yönetmelikler ve yönetmelikler dayanak yapılarak çıkarılmış yönergeler hukuki hiyerarşik yapıya uygunluğunun tartışılması, sorgulanması gereken bir durumdur. Kamu Kurum ve Kuruluşlarının yetkin (gerekli, yeterli olgunluğa erişmiş, yetkin olma durumu, olgunluk, kemal, mükemmeliyet.) olmayan yönetici kişileri tarafından hazırlanıp, sözde ilgililerce incelenip yürürlüğe konulan ikincil mevzuat diye adlandırılan mevzuat, dayandığı kanun bakımından; hüküm içerdiği için uygun olmadığını görürüz.
Bu uygunsuzluk durumu atanmışların; yetkin olmayan kişilerce hazırlanıp incelendiği (körler sağırlar birbirini ağırlar misali),ideolojik amaçları ve/veya birilerine menfaat/pozisyon sağlama amaçlı çabalarıdır. Ki; bu çabalar yetki ihlalidir.
Hukuk mevzuatı hiyerarşisi bağlamında ikincil mevzuatı oluşturmuş/uluşturacak Kamu Kurum ve Kuruluşları yönetimi; öncelikle ikincil mevzuatını mevzuatın uygulayıcısı/bağladığı bütün tarafları bir araya getirerek en az bir hukukçunun içinde bulunduğu komisyonlar tarafından mevcut mevzuat dayandığı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnameye uygunluğu gözden geçirilmeli ve/veya yenisi hazırlanmalıdır. Örneğin; 4734 sayılı kanunun 3 üncü maddesi kapsamında Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca hazırlanan Mal, hizmet ve yapım teminleri ile ilgili yönetmelik ve yönerge, 657 sayılı kanun kapsamında Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca hazırlanan “görevde yükselme ve unvan değişikliği” ile “görev yetki ve sorumluluklar” yönetmelik ve yönergelerin vs;
Gelecek kuşaklara “adaleti” miras bırakacak isek, atanmış iradenin sınırlarını “hukuk mevzuatı hiyerarşisi” içinde belirlenmesi şarttır.