Gençlerimize ve geleceğimize büyük zarar veren;
“Fulbright Antlaşması” ndan hemen şimdi kurtulmalıyız.
Fulbright Anlaşması Türkiye'de yıllardır eğitimi kangrene çevirmiş bir konudur.
Görünürde “öğrenci değişim ve burs programı”gibi masum bir içerik taşısa da arka planda Türkiye’nin eğitim sistemi,kültürel yapısı ve bağımsızlığı üzerinde bir planın parçasıdır.
Şimdi, işin özünü net, derli toplu ve açık biçimde şöyle ortaya koyalım:
Fulbright Anlaşması Nedir?
Resmi adı: “Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri Arasında Eğitim Komisyonu Kurulmasına Dair Anlaşma”dır.
TESLİM ALINDIK: Türkiye’nin ABD’ye bağımlılığı / teslimiyeti Truman Doktrini, Marshall Planı ve Fulbright Anlaşmasıyla olmuştur.
Türkiye Fulbright Eğitim Komisyonu ya da diğer bir adıyla Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri Kültürel Mübadele Komisyonu, 1949 yılında imzalanan ikili anlaşma ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçen 13 Mart 1950 tarih ve 5596 sayılı kanun çerçevesinde çalışmalarına başlamıştır.
Fulbright Yasasının fikir babası olan Arkansas Amerika Birleşik Devletleri Senatörü James WilliamFulbright’tır.
yirminci yüzyılın ortalarında Amerika Birleşik Devletleri'nin 33. Başkanı Harry Truman tarafından yasalaştırıldı.
Yabancı eğitim değişim girişimi, II. Dünya Savaşı'nın
Çerçevesini ve Soğuk Savaş'ın kökenlerini kapsıyordu .
… Peki, Nedir bu ucube anlaşma
Senelerdir yap-boz tahtasına dönen Türk eğitim sistemini ABD’nin kontrol ettiği bir anlaşma
Meğer 'milli'sandığımız eğitim Amerikan'mış!
Milli Eğitim,ABD'ye emanet edilmiş!
ABD’nin Türkiye’deki Büyükelçisi ne derse o oluyor.
“Fulbright Antlaşması” ile oluşturulan eğitim komisyonu, yaklaşık 80 senedir Türk eğitim sistemini şekillendiriyor.
Gölge Millî Eğitim Bakanlığı gibi hareket eden 4 Türk, 4 ABD'liden oluşan komisyonun başkanı ABD Büyükelçisi
Amerika Büyükelçisi fahrî reistir.
Türk azayı Türkiye Hükümeti, Amerikalı azayı Amerika Büyükelçisi tâyin ve azleder. Komisyon âzası bilâ ücret vazife görür.
Herhangi bir anlaşmazlık durumunda ise komisyonun başkanlığını ABD’nin Türkiye’deki Ankara Büyükelçisi üstleniyor.
ABD Dışişleri Bakanı komisyon kararlarını denetleme hakkına sahip
Komisyonun merkezi Ankara’dadır.
Komisyon Türkiye ve Amerika Hükümetlerine senelik raporlar veriyor.
Amerika Hariciye Nazırı Komisyonun kararları üzerinde murakabe (denetleme) hakkını haizdir.
(TBMM, Dışişleri Komisyonu, Esas No. 1/731, Karar No. 14, 1950.)
Anlaşmayla eğitim ABD'ye teslim edilmiş oldu
Göstermelik amaç olarak:
Komisyonun, Türk ve Amerikan halkları arasında eğitim ve kültürel değişim yoluyla ortak bir anlayış geliştirmek için kurulduğu iddia edilir.
Ancak bu masum tanımın ardında bazı derin yapısal etkiler vardır.
Fulbright Anlaşmasının Türkiye’ye Zararları
1. Milli Eğitim Politikalarının Kontrolü Dışarıya Açılıyor
· Fulbright Anlaşması ile eğitim mankurtlaştırıldı.
· Anlaşma maddeleri casusluk ve sömürü içermektedir.
Kendi ülkesinin eğitim sistemini kendi belirleyemeyen bir devlet, bağımsız sayılamaz.
2. Zihin Göçü (Brain Drain) ve Kültürel Asimilasyon
3. Eğitimde “Amerikan Modeli”nin Empoze Edilmesi
“Köy Enstitüleri gibi özgün modeller kapatıldı, yerine Batı’dan ithal eğitim şekilleri getirildi.”
4. Kritik Kadrolara "ABD Görüşlü" İnsanların Yerleşmesi
5. Milli Egemenlik ve Güvenlik Açısından Tehlike
SONUÇ:
Fulbright Anlaşması;
FULBRİGHT YASASIHEMEN KALDIRILMALI
Buaşağılamadan, Fulbright gibi zihinsel tutsaklık anlaşmalarından hemen kurtulmalıyız.
Yeni Bir Eğitim Rönesansı
Eğitimde Millî Egemenlik:
Eğitim sistemimizi hemen şimdi, hiç vakit kaybetmeden fulbrighttan kurtarıp, bizim milli değer ve inançlarımızla ve en ileri uygulamalı eğitim metotlarıyla millileştirmeliyiz.
Fulbright gibi, eğitim sistemimizin bağımsızlığını gölgeleyen tüm anlaşmalar, derhal iptal edilmeli.
Artık batıdan ithal, köksüz ve kimliksiz eğitim modellerini terk etme vakti çoktan gelmiş ve hatta geçmiştir.
Kendi medeniyet köklerimize, değerlerimize dayanan, iyiliği, ahlakı,düşünmeyi, üretmeyi, sorgulamayı, hakikati merkeze alan bize özel bir eğitim ve öğretim sistemine hiç vakit kaybetmeden, bir an önce geçmeliyiz.
Vatandaşlarımızı iyi yetiştirilmiş, nitelikli insanlarımız haline getirelim.
Bir de bu pencereden bakarsak;
Asıl mesele şu?
O dönemden bu döneme,
Ecevit’in den tut, Erbakan’ına kadar…
Darbe yapıp ülkenin başına geçenlerden tut,
Köy enstitüleri diye yırtınan insanlara kadar
Ve şu an ki mevcut hükümet dahil.
Bu anlaşma neden fesih edilemiyor ve biz hala neden Amerika’nın yazdığı tarihi okuyoruz?
Neden hala onların bize dayattığı eğitim sistemini benimsiyoruz?
Affedersiniz tuvaletini yapamayan adamları, adabı öğretenler biz iken, ne oldu da, biz bu hale geldik düşünmez misiniz?
Dönemin cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü bununla ABD’nin Türk devletinin içerisine nasıl sızdığını dair itiraf niteliğinde bir konuşması var.
Yıllar sonra bu anlaşmayı imzalayan İSMET İNÖNÜpişmanlığını şu cümlelerle ifade edecektir ama iş işten çoktan geçmiştir.
“Daha bağımsız ve kişilik sahibi dış politika izlenmesini istiyoruz. Herkes aynı şeyden söz ediyor.
Nasıl yapacağım ben bunu?
Karar vereceğim ve işi teknisyenlere havale edeceğim. Onlar ayrıntılı çalışmalar yapacaklar ve öneriler hazırlayacaklar.
Yapabilirler mi bunu?
Hepsinin çevresinde uzman denen yabancılar dolu.
İğfal etmeye çalışıyorlar.
Başaramazlarsa işi sürüncemede bırakmaya çalışıyorlar. O da olmazsa karşı tedbir alıyorlar.
Bir görev veriyorum sonucu bana gelmeden,Washington’un haberi oluyor.
Sonucu memurlardan önce, sefirden öğreniyorum.
Bağımsızlık savaşından sonra Lozan’da asıl mücadele de bu uzmanlar konusunda oldu.
Yoksa sınırlar zaten fiili durum idi.
Tazminat işini iki devlet aramızda çözerdik.
Bütün mücadele idaremize yapılmak istenen müdahale yüzünden çıktı.
Bir tek uzman vermek için büyük ödünlerde bulunmaya hazırdılar.
Dayattık.
Biz onların neden ısrar ettiklerini biliyorduk.
Onlar bizim neden inatla red ettiğimizi biliyorlardı.
Böyledir bu işler, peygamber edasıyla size dünyaları vaat ederler.
İmzayı attınız mı ertesi günü gelmişlerdir.
Personeli gelmiştir, teçhizatı gelmiştir, üsleri gelmiştir. Ondan sonra sökebilirsen sök.
Gitmezler.
Ancak bu sorunun üzerine vakit geçirmeden gitmek gerek. Yoksa ne bağımsız dış politika ne bağımsız iç politika güdemezsiniz.
Havanda su döversiniz.
Fakat sanmayın ki bu kolay bir iştir.
Denediğinizde başınıza neler geleceği bilinmez…”
Türkiye Aile Meclisi:Fulbright Anlaşması ile eğitim mankurtlaştırıldı.
“Anlaşma maddeleri casusluk ve sömürü içermektedir”
ÖKSÜZLÜĞÜM KÖKSÜZLÜĞÜMDENDİR.
(Fulbright Anlaşması)
Kökünü bilmeyen, okumayan ve öğrenemeyen bir nesil görmek istiyorsanız Türkiye’de yetişen gençlere bakabilirsiniz.
Çok açık değil mi,
Türk gençlerinin ne tür bir eğitimden geçeceği,
Derslerde hangi konuları ne tür boyutlarda öğreneceği, Amerikalılara bırakılmıştı.
Bu tür bir uygulamayı, ancak sömürge ülkelerinde görebilirsiniz.
GENÇLERİMİZİN BEYNİNİ YIKIYORLAR
“Okul müfredatlarını/öğretim politikasını kökten değiştirerek, “Soru soran-sorgulayan” yerine, “EZBERCI-NAKİLCİ öğrenci yetiştirmek amaç oldu.
“Aramanın-araştırmanın” yerini, Batı'dan “dayatmalar” aldı.”
“İlkokuldan üniversiteye kadar ders kitapları, Batı merkezli kurgu tarih bilgileriyle gençlerimizin beynini yıkıyorlar.”
BOŞUNA DEĞİL
Bugün ders kitaplarımızdaki Osmanlı sövgüsü boşuna değildir.
Normalde hiç haç bulunmayan kulelerin bizim ders kitaplarımızda haçlarla donatılması da boşuna değildir.
Türk çocuklarının tarihi ve kültürel değerlerinden koparılması boşuna değildir.
Bu ülkenin çocukları 80 yıldır çölde su arar gibi tarihlerini arıyorlarsa bunun nedeni ortadadır.
Bugün ülkemizin eğitim, kültür, sanat, mimari ve teknoloji alanlarında zayıf kalmasının nedeni ortadadır.
Bugün ülkemizin gençleri ABD kültürüne, kendi tarihlerinden daha fazla hayran ise Kudüs’ü,Halep’i, Bağdat’ı, Gırnata’yı, İstanbul’u tanımıyorsa bunun nedeni ortadadır.
Osmanlı’yı kötüleyen,
Atasını bilmeyen,
Tarihini okumaktan aciz bir gençlik yetişiyor
Farkında değil misiniz?
Sosyal medya rezaletinden geçilmiyor.
Gençlerin bütün hayatı telefonda beğenilme derdindeler.
Bunlara neden dur! Denilmiyor?
Bu eğitim sistemi ne zaman düzelecek?
Merhum Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’nu bilen veyahut bir kere dinleyen oldu mu?
Kendisi eğitimde ki bu bozulmayı;”1945’e kadar İngiltere’nin sömürgesiydik. 1945’ten sonra ABD’nin sömürgesi olduk. Milli Şef İsmet İnönü 1947 tarihinde yaptığı resmi (Fulbright) anlaşması ile Türk Milli Eğitim sistemini ABD’lilere teslim etti” diye açıklıyor.
Ve ne hazindir ki bu anlaşma hala yürürlüktedir.
Çünkü onlara göre “Türkiye anahtar ülke.”
Fulbright’ın ülkemizden sadece 2008,2009 ve 2010 yıllarında geleceğin liderleri olarak yetiştirilmek üzere seçtiği 100’den fazla isim yer almaktadır.
Bugünlerde de üniversitelerde programlar düzenleyip zeki öğrencilerimize burs vermenin yollarını arıyorlar.
Çocuklarımızı Amerika’nın elinden kurtarın!
Bir ülkenin zihnini ancak eğitimle esir alabilirsiniz.
Bir nesli ancak eğitimle yozlaştırabilirsiniz.
"Bu anlaşmayla,
Millî Eğitim Bakanlığı’nda çalışmalarını 'etkin' bir biçimde sürdüren,
Personel politikalarından,
Ders programlarına,
Pek çok konuda stratejik kararlar önerebilen,
'Milli Eğitimi Geliştirme'adlı bir komisyon vardır.
1994 yılında 60 personeli olan bu komisyonda çalışanların üçte ikisi Amerikalıdır.
Bu anlaşma öğrenci değişiminden öteye gidip, ders programlarından müfredata kadar milli eğitimin tüm yapısı hakkında söz sahibi olmadığını görüyoruz.
Çünkü ders kitaplarımız da materyalist felsefeyleyazdırılıyor. Bu nesilden de bencil, egoist, maddeci, menfaatçi, deist,ateist, ruhsuz, ahlaksız bir nesil meydana geliyor.
Son olarak, ABD’nin bizimle açıkça savaştığı bu günkü şartlarda yapacağımız en önemli bağımsızlık adımlarından biri de bu anlaşmayı onaylayan kanunun yürürlükten kaldırılması ve anlaşmanın feshedilmesidir." (İLKHA)
https://ilkha.com/gundem/turkiye-aile-meclisi-fulbright-anlasmasi-iptal-edilmelidir-145287
Türk çocuklarını devşirmeyi amaçlayanFulbright iptal edilmeli
ABD’nin Türkiye’ye yönelik, kâğıt üzerinde güzel görünen aslında her biri TARİHİ PRANGALAR olarak tecelli eden anlaşmalar dizisi gündeme sokulmuştur.
Birkaçını söylersek;
Yıl:1947: Truman Doktrini ile ABD'den askeri yardım anlaşması.
Yıl:1948: Marshall Planı ile ABD'den ekonomik yardım anlaşması.
Yıl:1949: Eğitim Antlaşması ile ABD'den Türkiye eğitimini kontrol eden anlaşma.
Mesela bu anlaşmanın bugüne dek değiştirilmemiş olması bugüne kadar devleti yönetenlerin,
Başkanların,bakanların, elinde imkân ve güç olanların,
Gençliği, eğitimi, yeni nesillerin iyi yetiştirilmesini gerçekten dürüstçe düşünmediklerinin en somut örneğidir.
Ve hala bu durum devam etmektedir.
Dürüst, doğru, ülkesini seven, düşünen yöneticilerimizin bir an önce bu yasayı iptal ederek bize has bir eğitim programını uygulamaya koyarak,
Düşünen, üreten, keşfeden, öğrenen, eğitilen bir altın nesil oluşmasının önünün açılmasını sağlamalarıgerçek bir gelecek meselesidir.
BEYİN GÖÇÜNÜ İYİ KULLANAN ABD
Gençlere eğitim vererek, Amerikan vatandaşı bilincini de aşıladıklarına dikkat çeken Av. Aziz Dinç, “Bu gençlere bir tarafta eğitim vererek, bir taraftan da Amerikan vatandaşı bilinci aşılayarak Amerika'da yerleşmelerini ve yaşamalarını sağlamıştır. Bu beyin göçünü iyi kullanarak geliştirilen fikirler ve buluşlarla Dünya'ya hükmeden bir ülke haline gelmiştir. Şu anda çok zeki binlerce Türk genci Üniversite eğitimi için ABD üniversitelerine gitmekte ve orda okumaktadır.
Bunu en canlı örneği Aziz Sancar ile süper fizikçi haberleri yapılan, Trabzonlu 26 yaşındaki Furkan Öztürk. (4 milyar yıl önce yaşamın nasıl başladığına dair gizemlerden birini ortaya çıkardığı keşfi, bilim dünyasında büyük heyecan yarattı.)
80 YILDIR EĞİTİM SİSTEMİMİZİ TESLİM ETMİŞİZ
“Böyle bir eğitim sistemine sahip olan bir ülkeye 80 yıldır eğitim sistemimizi teslim etmişiz.” diye konuşan Av. Aziz Dinç,“Bunların ortaya koyduğu eğitim müfredatı ise; İlk önce ‘YAT ALİ YAT İDİ’şimdi ise ‘EZBERLE ALİ EZBERLE.” İfadelerini kullandı.
Av. Aziz Dinç, “Çocuklarımızı ezberden kurtarmak,muhakeme etme ve fikir üretebilen bilgi ve yeteneğine göre eğitim alabilecek bir yeni sistem için Fulbright Anlaşması’nı feshetme kararını zaman kaybetmeden almalıyız.
Türkiye FulbrightEğitim Komisyonu Yürürlükten Derhal Kaldırılmalıdır
1940’lı yılların ortalarında, Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik darboğazı fırsat olarak gören Amerika Birleşik Devletleri, 27 Şubat 1946 tarihinde Türkiye ile bir kredi anlaşması imzalamıştır.
Tarihimizde Kahire Anlaşması olarak bilinen bu anlaşmaya göre, Türkiye’ye borç verilmesi karşılığında, ABD’nin elinde kalmış savaş artığı silah, teçhizat ve malzemeler ülkemize satılmıştır.
Ancak bu anlaşma ile Cumhuriyetimizin kurulduğu günden bugüne kadar önünde “Milli” ibaresi yer alan iki bakanlığımız olan “Milli Savunma” ve “Milli Eğitim” bakanlıklarımız adeta Amerikan sömürgecilik anlayışına teslim edilmiştir.
Alınan silah, teçhizat ve malzemeler ile anlaşma gereği kabul edilen üretim kısıtlamaları nedeniyle 70 yılı aşkın süredir “Milli” bir savunma sanayimiz tesis edilememiş,aksine savunma sanayimiz önemli ölçüde dışa bağımlı hale getirilmiştir.
Tabi bu çark yeni yeni kırılmaya başlamıştır ki daha hızlı ve artarak devam etmek ülkemizin geleceği için hayati önem taşımaktadır.
Bu borçlanma ile edinilen paranın harcanma usullerinin düzenlendiği ve 13 Mart 1950 tarihinde kabul edilen yeni bir anlaşmayla “Millî Eğitim Bakanlığımız” da adeta ABD’ye teslim edilmiştir.
Bu anlaşma ile bugün adını “Türkiye Fulbright Eğitim Komisyonu” olarak bildiğimiz “Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu” kurulmuştur.
Bu anlaşmanın 6. Maddesi “Komisyon, işlerinin tedviri için lüzum göreceği nizamnameleri kabul ve icap eden komiteleri tâyin edecektir” şeklindedir.
Bu madde tatbik olunarak Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde “Milli Eğitimi Geliştirme Komisyonu” adı altında, büyük çoğunluğu ABD’li danışmanlardan oluşan bir komisyon kurularak, bu komisyon marifeti ile yıllar içerisinde ilkokul,ortaokul, lise, meslek liseleri ve imam hatip liselerinin müfredatları adeta boşaltılmış, milli ve manevi değerlerimizden uzaklaştırılmıştır.
Sade Özetle:
“Fulbright; eğitim görünümlü bir kültürel hegemonya anlaşmasıdır. Kendi çocuklarını başkasının eliyle eğiten milletler,bağımsızlıklarını çoktan teslim etmiş demektir.”
KONUYLA İLGİLİ ÖNEMLİ LİNKLER
· FulbrightEğitim Komisyonu https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc032/kanuntbmmc032/kanuntbmmc03205596.pdf
· https://fulbrighternetwork.com/
· https://fulbright.org.tr/hakkimizda
· https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d08/c025/tbmm08025063ss0220.pdf
· GÜZEL BİR MAKALE - https://www.gundemaksaray.com/makale/fulbright-anlasmasi-nedir-72
· https://en.wikipedia.org/wiki/Fulbright_Act_of_1946
• FulbrightAnlaşması kontrolümüzde değilse kaldırılmalı
Milli Eğitim camiası ve kamuoyu tarafından eleştiri
getirilmiş bir yazı.
Burada, “ABD’nin eğitim politikalarımıza müdahale ettiği” ve “Anlaşmanın
Türkiye açısından bağımsızlık riski taşıdığı” vurgulanıyor (İlke Haber Ajansı).
• Küresel Eğitimde Milli Olmayan Eğitim: Hayal Kırıklığı
Ziya Selçuk’un görüşlerine yer veriliyor; Fulbright Komisyonu’nun ülkedeki eğitim politikalarını şekillendirmede etkili olduğu eleştirisi yapılıyor (Dik Gazete).
• Kazan Postası: Fulbright ve Maarif Modeli Eleştirisi
Eğitim Politikaları üzerine bir değerlendirme makalesi; Fulbright modeli ve uygulamalarına dair bilimsellikten uzaklaşma,din odaklı yönelim gibi kaygıları dile getiriyor (kazanpostasi.com).
Akademik ve Eleştirel Çalışmalar
• World Systems Perspective ile Kritik Analiz
Boston College akademisyenlerinin hazırladığı bu makale, Fulbright Programı’nı ABD merkezli hegemonya aracı olarak değerlendiriyor ve projenin küresel ölçekte güç ilişkilerini nasıl pekiştirdiğini analiz ediyor (Dergipark).
• “The Turkish Perspective” Üzerinden Eleştirel Bakış
Fulbright’ı Türkiye özelinde değerlendiren akademik bir perspektif sunuyor; programın yerel sistem üzerindeki etkilerini hem olumlu hem de eleştirel açıdan masaya yatırıyor (SAGE Journals).
Kamuoyu ve Sosyal Medya Yorumları
• Ekşi Sözlük Yazarı Yorumu
“Kendi ölçütlerine göre yeterli olmayan birçok kişinin Fulbright ile Amerika’ya gönderildiği”, bu bursun bir “ajan devşirme yöntemi” olarak kullanıldığı eleştirileri yer alıyor (ekşi sözlük).
• Gerçek Edebiyat’tan Emine Şenlikoğlu’nun Açıklamaları
Bu kaynakta, Fulbright Anlaşması’nın “Atatürk ve İnönü döneminde Türkiye’nin ABD'ye eğitimde teslim olmasıyla ilişkilendirildiği” tartışmalarına yer verilmiş (Gerçek Edebiyat).
Kaynak Tablosu
Kaynak Türü | Kaynak Başlığı / İçeriği |
Haber / Portal | “Fulbright Sözleşmesi kontrolümüzde değilse kaldırılmalı” – eğitim politikalarına müdahale eleştirisi (İlke Haber Ajansı) |
Makale / Eğitim Portalı | Ziya Selçuk değerlendirmesi ve Milli Eğitim’e dair Fulbright eleştirisi (Dik Gazete) |
Eğitim Politikası Yazısı | Kazan Postası – Fulbright ve Maarif Modelinin eleştirel incelenmesi (kazanpostasi.com) |
Akademik Çalışma | Lally & Islem – Fulbright’ın hegemonik bir araç olduğu üzerine eleştirel analiz (ResearchGate, ERIC) |
Akademik Perspektif | “Turkish Perspective” bakışıyla eleştirel değerlendirme (SAGE Journals) |
Sosyal Yorum / Eleştiri | Ekşi Sözlük girdisinde Fulbright’ın araçsal kullanımı ve ajan iddiaları (ekşi sözlük) |
Sosyal Yayın / Blog | Emine Şenlikoğlu’nun Fulbright Anlaşması bağlamında Cumhuriyet tartışmaları (Gerçek Edebiyat) |
Unutmayın ki,
Önyargısız,samimi bir yürekle sorgularsanız…
Gerçek size hikmet olarak sunulur.
erolyazıcı / ABBEYT ♥️
29.07.2025, salı
Siz ne düşünüyorsunuz?
Fikrinizi
bizimle paylaşın,
Yorumlarınız başka gönüllere ışık olsun.
Bu yolculukta sizlere rehberlik edecek olan, kalbinizin sesi ve aklınızın ışığıdır.
Yorumlarınızı aşağıya bekliyoruz.
Teşekkürler,sevgiler, saygılar…