Zamanın geçmesinden korkmuyorum. Kırışıklıklar canımı acıtmaz, sarkmış ten beni utandırmaz. Gümüş saçlarım bana ölümü değil, geride bıraktığım yılları, yaşamış olduğum hikâyeleri hatırlatır. Daha yavaş yürümek ya da bir detayı unutmak beni ürkütmez.
Ama başka bir şeyden korkarım: Yük olmaktan.
Yaşlılığım, başkalarının sabrı pahasına sürsün istemem. Kendime yardım etmenin, sevdiklerimin yüzlerini kırıştıran ve omuzlarını ağırlaştıran bir zorunluluğa dönüşmesini istemem. Ellerimin, yıllardır hissettiğim utançtan daha fazla titrediğini fark etmek istemem.
Yolumun son düzlüğünü onurlu bir şekilde geçmek isterim. Günlerim taze çekilmiş kahve kokusu ve pencereye vuran yağmur sesiyle dolsun. Özgürlüğüm — çok değer vererek kazandığım özgürlüğüm — mutlak bir bağımlılığın esiri olmasın. Yaşlılığım bana ait kalsın.
Bedenim ağrısa da gülmeye devam edeyim, hafızam tökezlese de öğrenmeyi sürdüreyim, gücüm azalsa da sevmekten vazgeçmeyeyim.
Yaşlanmaktan korkmuyorum; sadece kaderin beni, varlığımın sevgimden ağır bastığı bir köşeye hapsetmesinden korkuyorum. Çünkü son nefesim geldiğinde, canlı gitmek istiyorum… ve asla bir yük olarak değil.
13.08.2025 15:02:12